YENİ KAN TESTİ İLE AKCİĞER KANSERİ TANISI VE TAKİBİ KOLAYLAŞIYOR

Kanserin bugüne kadar en iyi şekilde biyopsi yöntemi ile teşhis edildiğini söyleyen Antalya’daki OnkoTalya Kanser Kliniğinden Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof.Dr. Ali Aydın Yavuz, yeni geliştirilen kan testi ile Akciğer Kanseri tanısı ve takibinin kolaylaştığını bildirdi.

Yeni yöntemle ilgili basına yazılı bir açıklama yapan Prof. Yavuz, “Şu anda kanseri tespit etmek için en iyi ve standart yöntem biyopsi yapmak, yani patologların mikroskopta incelemesi ve tanı koyması için tümör dokusundan küçük bir parça kesmek. Artık basit bir kan testiyle de, yani vücuttan bir kesi yapmadan, yüksek doğrululukla kanser teşhisinin yapılabileceği bir geleceğe doğru yol almaktayız.  “Sıvı/Likit biyopsi” de denebilecek bu yöntem ile tümörlerden kopmuş DNA parçaları dolaşan kanda saptanabiliyor. Dolaşımdaki tümör DNA’sı (ctDNA) testi denen bu yeni yöntem kanser teşhisinde ve tedavi sonuçlarının izlenmesinde bizlere yeni ufuklar açacak gibi görünüyor”dedi.

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof.Dr. Ali Aydın Yavuz, bu yeni testin Akciğer Kanserlerinde kullanılmasına dair şu bilgileri verdi:

Akciğer Kanseri hala günümüzün en saldırgan ve tehlikeli kanserlerinden biridir. Bu nedenle, hastalarda tedavi sonrası takipler de önem kazanmakta. Tanı ve takipte rutin kullanılan Tomografi ile mikroskobik tümörleri yakalamak imkânsız. Yeni çalışmalarda basit bir kan testi ile mikroskobik miktarda tümör depolarını erken teşhis etme ve buna göre sonraki tedavi adımlarını belirlenebildiği saptanmış durumda. 2017 yılında Amerikan Radyasyon Onkolojisi Derneğinin (American Society of Radiation Oncology; ASTRO) kongresinde sunulan önemli bir çalışmada Akciğer kanserli hastalardan “dolaşımdaki tümör DNA’sı (ctDNA)” belirlenmeyenlerinde nüks ve sağ kalım oranları daha düşük iken, bu test sonucu pozitif gelenlerde tedavi başarısızlıkları daha fazla bulunmuş.

Bu çalışmada, akciğer kanserli hastaların tedavisi (radyoterapi ve kemoterapi) öncesinde ve sonrasında “kanda dolaşan tümör DNA’ları (ctDNA)”” ölçülmüş. Ortalama 67 yaşındaki bu hastaların 2/3’ü erkek imiş. Hastalar ortalama 35 ay izleme tabi tutulmuşlar. Hastaların % 93’ünde “ctDNA” saptanırken, tedavi sonrası 4 ay içinde hastaların % 34’ünde bu test negatifleşmiş ve % 56’sında bu test pozitif kalmış.  Bu hastaların biri hariç hepsinde hemen sonra kanser nüksleri ve sıçramaları saptanmış.

Bu test ile kanser nükslerini tomografi’den ortalama 5,5 ay önce tespit etmenin mümkün olduğu da saptanmış durumda.

Her ne kadar, bu çalışmalar “ctDNA” isimli basit bir testin Akciğer kanserli hastalarda hem tanıda hem de takipte çok yararlı bir gösterge olabileceğini göstermekte ise de bu konuda daha geniş hasta sayılı çalışmalara gene de ihtiyaç var. Özellikle de, tedavi sonrasında bu testi pozitif kalan hastaların hangilerinde “hemen yeni bir ek tedavi”ye ihtiyaç var ?” ve bunlar için “ideal” yeni ek tedavi ne olmalı ?” soruları da netleştirilmeyi bekliyor. Yine de, Akciğer kanseri nedeniyle tedavi ettiğimiz hastalarımız için bu testi mümkün mertebe günlük pratiğimizde kullanmak arzusundayız.
Son olarak, bu yeni yöntemin, bir genomik şirket olan Grail’in araştırmacıları tarafından geliştirildiğini belirtelim. Bill Gates, Jeff Bezos gibi tanınmış birçok hayırseverlerin bağışlarıyla da desteklenen bu şirket kendini erken kanser teşhisine adamış görünüyor. Bu test, Akciğer Kanserleri dışında en çok Meme, Kolon-rektum, Karaciğer, Pankreas, Prostat ve Kan Kanserlerinde kullanım açısından popülarite kazanmış durumda. Grail’in yöneticileri şirketin bu yeni testi, kanserli ve kansersiz yüz binlerce insandan geniş çaplı veri toplamak için kullanmayı hedeflediklerini belirtiyorlar.