GÜNCEL

Uzmanlardan ebeveynlere uyarı; Çocuğunuza depremi anlatın

- Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Serhat Nasıroğlu: "Aile depremle ilgisi kaygısı, korkusu mu var bunu çocuğuyla paylaşmalı, depremin niçin olduğu fiziksel olarak anlatılmalı"

İsa Akar-Gazi Taş

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Serhat Nasıroğlu, deprem sonrası çocuklarda ruhsal problemler yaşanabileceğine dikkat çekerek, "Çocuğa, ‘Ben senin yanındayım, ne yaşayacaksak birlikte yaşayacağız, biz bu süreci kendimizi koruyarak atlatacağız’ demek gerekiyor. Çocuğun hayatını tehdit eden ve ruhsal problemi yaşatacak konularda yalan söylenmemesi gerekir" dedi.

Nasıroğlu, deprem sonrası çocuklarda oluşabilecek ruhsal problemlere dikkat çekerek, konuyla ilgili ebeveynlere bilgilendirmelerde ve uyarılarda bulundu.

 “Korkularınızı çocuklarınızla paylaşın”

Ailelerin yaşanılan acıları ve üzüntüleri çocuklarıyla paylaşmak istemediğini ifade eden Nasıroğlu, “Ölümler oluyor, yaslar oluyor. Hatta çocuğa kendi babasının ve annesini ölümünü bile söylemeye çekiniyoruz. ‘Biraz daha zaman geçsin, çocuk biraz büyüsün’ diye bekliyoruz. Korkularınız varsa çocuklarınızla bunu konuşun. ‘Ben de korkuyorum’ deyin. Annenin ağlaması mı gerekiyor? Ağlasın. Hatta çocukla beraber ağlasın. Ama bizde tam tersi süreç işliyor” ifadelerine yer verdi. 

 

 “Anne ve babanın çocuğu desteklemesi gerekiyor”

Var olan korkunun ve gerçekliğin çocuklardan saklandığının altını çizen Nasıroğlu, çocuğun yine de bu bilgiyi dışarıdan aldığını ve belirsizlik düşüncesine kapıldığı için, korkularının daha da artmaya başladığını kaydetti.

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Serhat Nasıroğlu şöyle konuştu:

 “Çünkü korkular çocukla paylaşılmamıştır, gelecek öngörüsü azalmıştır ve çocuk bir şekilde korkuyu zihninde arttırmıştır. Çocukla konuşmadığınız zaman, çocuk da korkularını sizinle paylaşmayabilir. ‘Çok kötü bir şey oldu annem de benimle konuşmuyor. Ben kendi korkularımı anneme anlatırsam o da bundan korkabilir, üzülebilir’ diyebilir. Ergen bir çocuksa tüm güçlülük yıkılacağı için yine paylaşmak istemez. Anne ve babanın çocuğu desteklemesi gerekiyor. Depremle ilgisi kaygısı, korkusu mu var bunu paylaşmalı. Depremin niçin olduğu fiziksel olarak anlatılmalı. Gerek öğretmeni, gerekse kendisi anlatmalı. Okullarda bu konuyla ilgili eğitim verilmeli. Neden depremin olacağını bilirsek, anlarsak ve nelerin önlem olarak konulabileceğini konuşabilirsek hazırlıklı oluruz.”

Gerçeklerin ve korkuların her yaş grubundaki çocukta sorun çıkartabileceğine dikkat çeken Nasıroğlu, bebeklerde bile depresyon sorununun görülebildiğini belirtti.

 

  “Artık hayat onun için çok tehlikeli”

Nasıroğlu, “Biz yeni doğduğumuz zaman anne ve babamızla güvenli bir bağımız varsa, ‘babam, annem beni koruyacak. Kötü şeyler başka çocukların başına geliyor’ diye düşünebiliriz. Bunlar bizim temel küçüklük yaş dönemimizde yer alıyor. Zihnin arkasında bu fikirler var. Deprem gibi hiç hesapta olmayan, bilmediğimiz büyük bir olay bu düşünceye etki ediyor. Küçük yaş döneminde çocuk kötü bir şey yaşadığı zaman temel inançları sarsılıyor. ‘Hayat öngörülebilirdi, babam, annem koruyacaktı’ bu sistem artık dağılıyor. Artık hayat onun için çok tehlikeli. Belirsizlik küçük yaş döneminde depresyona sokabilecek belirtileri tetikleyebilir” diye konuştu.

"Yemeğimi yemedim deprem oldu diye düşünür"

Ruhsal sıkıntının çocukta oluşturduğu problemlere değinen Serhat Nasıroğlu, “Küçük yaş grubundaki çocuk tuvalet eğitimini bıraktıysa, tekrardan tuvalet eğitimi sorunu çıkmaya başlar. Kendi yaş dönemine göre daha alt yaş grubuna göre konuşmaya başlar. Örneğin çocuk 4 yaşındaysa, daha bebeksi konuşma içerisine girer. Kekemelik ve tikler ortaya çıkabilir. Kabuslar vardır. Çocuk oyun oynadığı zaman travmalarla ilgili oyunlarla daha çok oynayabilir. Okul yaş döneminde ise okuldan kaçma olabilir, fobileri olabilir. Madde kullanımı konusunda yaşanır, öfke nöbetleri, iştah sorunu çıkar. Çocukta davranış sorunlarıyla karşılaşabiliriz. Özellikle ergenlik dönemi daha dikkatli olmamız gereken bir dönem. Ergenlik döneminde bahsettiğimiz güçlülüğün yıkılmasıyla birlikte evden kaçma, ebeveyne öfkenin artması, intihar girişimleri yaşanır. Depremden dolayı ölüm gördüyse, hayatta kaldığı için kendisini suçlar. Küçük yaştaki çocuklar ise hayati olayın kendiliğinden olduğunu düşünür. 3 yaşındaki bir çocuk bir gün önce yemek yemediği için annesinin üzüldüğünü düşünürse, bir gün sonra deprem olduğunda, ‘ben yemek yemedim annem üzüldü ve deprem oldu’ diye düşünebilir” diye konuştu.

"Asla yalan söylenmemeli"

Nasıroğlu sözlerini şöyle noktaladı: “Çocuklara olan neyse, depremin ne olduğunu ve nasıl önlem alınması gerektiğini söylemek lazım. Çocuğa, ‘Ben senin yanındayım, ne yaşayacaksak birlikte yaşayacağız. Biz bu süreci kendimizi koruyarak atlatacağız’ demek gerekiyor. Asla yalan söylemeyeceğiz. Çocuğun hayatını tehdit eden ve ruhsal problem yaşatacak konularda yalan söylenmemesi lazım.”

Yayın Tarihi
13.10.2019
Bu haber 388 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!