SİVİL TOPLUM

Turizmci Hüseyin Baraner; ‘Antalya turizmde hızla büyüdü, ama kalkınamadı’

- Antalya Dostlar Platformu Turizmci Hüseyin Baraner’i ağırladI- ‘Avrupa’da Norveç Kralından 3 günde randevu alırsınız ama bizim Valiler ve belediye başkanları ile görüşme şansınız yoktur’’ Türkiye’de yediğimiz içtiğimiz her şeyde zehir var. Bunu turist de biliyor.

Turizm Duayeni Hüseyin Baraner; Antalya’nın turizmde hızla büyüdüğünü, ancak kentin kalkınamadığını söyledi. Baraner, Avrupa’da Norveç Kralından 3 günde randevu alırsınız ama bizim Valiler ve belediye başkanları ile görüşme şansınız yoktur’’ diye konuştu.

Antalya Dostlar Platformu’nun Akra Otelde her hafta sonu düzenlediği kahvaltılı toplantıda; Hüseyin Baraner; ‘Değişen sosyo-kültürel müşteri profilinde Antalya için yeni çözüm önerileri’ başlıklı bir sunum yaptı. Baraner 1975 yılında başlayan sektör tanışmasını ve anılarını anlattığı konuşmasının ilk bölümünde, 1983 yılında o zamanki Askeri Havaalanına inen 120 yolculu ilk Charter uçağını nasıl karşıladıklarını ve o günün heyecanını dile getirdi.

Antalya’nın turizmde bugünlere kendi zenginlikleri ile, ancak kırıp-dökerek geldiğini, hızla büyüdüğünü, ancak kalkınamadığını söyleyen Baraner, ‘’Antalya başta yanlış yapılanma, yanlış anlayış ve politikasızlık yüzünden bugünlere geldi. Antalya2uyı ayağa kaldırmamız lazım’’ dedi.

Antalya’ya kimse bir şey vermedi.

Antalya’ya yatırım yapanların kente bir katkı vermediğini söyleyen ve herkesin Antalya’nın sırtından para kazandığını söyleyen Hüseyin Baraner, ‘’Herkes konuşuyor ‘Antalya’ya şunu yaptım, bunu yaptım’ diye. Turizmciler de dahil olmak üzere yaptığını iddia edenler hep Antalya’dan almıştır. Üstüne de isimlerini vererek, vergiden indirip 3-5 derslikli okullar yaptırdılar’’ dedi.

Türkiye’nin turizmde rakamlara adeta kafayı taktığını söyleyen ve turist sayısını artırma çabalarını eleştiren Baraner; Aşırı sayıda turist dünyada tepki almaya başladı bile. İspanya’da bazı turizm merkezlerinde yerel halk artık turist istemiyor. ‘Tourist Go Home’ afişleri asıyorlar’’ diye konuştu.

Antalya’ya turizmden yılda yaklaşık 10 milyar dolar girdiğini anımsatan Baraner, ‘’Ancak bu kentte yaşayan insanlara, esnafın kazancına bakıyorsunuz Türkiye ortalamasının altında. Bu nedenle kimse turizmden memnun değil. Şehre sinerji verecek enerjisi yok. O yüzden çok akıllı işler yapmalıyız’’ şeklinde konuştu. Baraner sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Antalya’nın gerçek pazarı Avrupadır. Avrupa’da varlıklı insanlar yaşlandı. Banka mevduatları yoğun biçimde 60 yaş üzeri insanların. En az 5 milyon emeklinin 1 milyon üzerinde birikimi var. Gençlerde para yok. Sadece Almanya’da 28 milyon emekli var. Bu sayı Avrupa kıtasında 100 milyonu buluyor. Ancak yeni emekliler yaş alıyor ama yaşlanmıyorlar. Yaşlanmamak ve genç kalmak için para harcıyorlar. Bu nedenle yaşlı zenginlere yönelik kurumsal bir proje üretmemiz lazım’’

Avrupalının en çok para harcadığı trentlerin başında sağlığın geldiğini, bu nedenle de organik, sahici saf ürünlerin revaçta olduğuna dikkat çeken Hüseyin Baraner, ‘’Ancak Türkiye’de yediğimiz içtiğimiz her şeyde zehir var. Bunu turist de biliyor. Gıda terörü tüm denetimlere ve çabalara rağmen engellenemiyor. Her ürünün sahtesini yapma, imitasyon ürün satma konusunda adeta uzmanlaştık’’diye konuştu.

Antalya özgünlüğünü kaybetti

Antalya’da turizmin ilk yıllarında kokusunu 500 metreden duyduğunuz dönerci dükkanları, sulu yemek yapan küçük esnaf lokantalarının turistler tarafından çok beğenildiğini hatırlatan Baraner, eskiden önemli insanları bu tür lokantalara getirdiğini, ancak şimdi bunların yok olduğunu söyledi. Bu esnafların bulunup desteklenmesi gerektiğini dile getiren Baraner; ‘’Antalya’da fotoğraf çekiyorsunuz, önce güzel, manken gibi bir Rus kızı, arkada Kaleiçi veya deniz. Antalya’nın fotoğrafı bu değil. Türkiye’yi de anlatmıyor. Fotoğrafın arkasındaki tüm tabelalar yabancı dilde. Bu fotoğrafı görenler hangi Avrupa şehri diye düşünüyor. Bu fotoğrafları maalesef belediye başkanlarımız görmüyor.  Antalya’da trafik ışıkları düzensiz. Araç her kavşakta kırmızı ışığa yakalanıyor. Aspendos’da dünyanın ilgisini çekecek Opera Bale Festivali düzenleniyor, kimse yok. Verin bunu Avrupalı bir ajansa dünyaya duyursun, Aspendos dolsun, oteller dolsun’’ dedi.

Kuzey Antalya’yı turizme açalım

Sonu gelmeyen bir beton yığınına dönen kent merkezini hiçbir turistin görmek istemediğini söyleyen Hüseyin Baraner, bakir kuzey Antalya’yı turizme açmak gerektiğini de belirterek şöyle devam etti:

Yeni degil yeşil Antalya yaratalım.

Kuzey Antalyayi projelendirelim

‘’Bu bölgeyi yeni tarz turizme açmalıyız. Doğayı koruyan, kilometrelerce uzunlukta, geniş bisiklet, sanat ve yürüyüş yolları ile  ahşap evleri, 2-3 katlı, az odalı otelleri ile yeni bir konsept ortaya koymalıyız. Maalesef kültür düştükçe oda sayısı artıyor. Bu yollar üzerinde otantik dinlenme yerleri ve aile işletmesi şeklinde birlikte yaşanacak otantik pansiyonlar büyük ilgi çekecektir. Buralarda sağlıklı, doğal yiyecekler sunmalıyız. Afyon Termali ile Antalya’yı birbirine bağlamalıyız. Buradan Afyon’a kadar yürüyerek gidecek milyonlarca turist var. Avrupa’da yoğun kış yaşanırken

 Billboardlara bornoz giydirilmiş bir ailenin fotoğraflarını asın, arkasında güneşi ve termali gösterin bakın neler oluyor? Bu yolları açmak o kadar da pahalı değil. Expo’ya harcadığımız paranın onda biri ile bunların hepsini yapabiliriz. Böyle bir merkez kurduğumuzda sloganımız da hazır: Kendini İyi Hisset Kenti Antalya’’

Hüseyin Baraner soru-cevap bölümünde soruları yanıtlarken de; ‘’10 milyon üzerinde Avrupalıyı misafir eden Antalya AB fonlarından yararlanmıyor. Çünkü proje üretmiyoruz. Onlar vermek istiyor, bizim hiç çabamız, yol gösterenimiz yok’’ dedi.

Türkiye’nin yurt dışındaki imajı konusunda da bir başka soruyu yanıtlarken de; ‘’iki binli yıllarda Berlin’deki ITB Berlin Fuarında dönemin Turizm bakanı basın toplantısı düzenliyor. Almanya’nın önde gelen gazete ve TV muhabirleri orada. Bakan geldi, arkasında Türkiye’den gelen yirmiye yakın koruma. Ama bakanın yanında tek bir uzman yok. O yüzden turizmde bir İspanya olamıyoruz’’ diye yanıt verdi.

Türkiye’de insanların derdini anlatacak makam da bulamadığını söyleyen Baraner, Avrupa’da Norveç Kralından 2-3 haftada  randevu alırsınız ama bizim Valiler ve belediye başkanları ile görüşme şansınız yoktur’’ diye konuştu.

Yayın Tarihi
01.12.2019
Bu haber 1310 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!