SİYASET

Subaşı, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi diktatörlüğün yolunu açıyor”

- Hasan Subaşı, İYİ Parti Grubu adına 20 arkadaşı ile birlikte verdiği Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergesinin gerekçelerini anlattı.

İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ile Cumhurbaşkanının kararnamelerle yasamaya paralel kanun yapma yetkisi aldığını hatırlatarak, “Cumhurbaşkanın taraflı olması nedeniyle de grubunun Meclis ayağını kontrol etmesi, yasama üzerindeki etkisini neredeyse mutlak hale getiriyor. İktidar vekillerinin, “bu sistemden vazgeçmek isteyenler darbeleri mi özlüyorlar?” sözleri üzerine de “darbeleri hiç özlemedik ama şimdi sürekli hale gelmiş bir darbe hukukunu yaşıyoruz” diye konuştu.

Antalya Milletvekili Hasan Subaşı ve 20 milletvekili tarafından Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetlerini azaltmış olması, yasama ve denetleme fonksiyonlarını akamete uğratmasıyla ilgili olarak sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi maksadıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırma önergesi ile ilgili İYİ PARTİ Grubu adına Önerinin gerekçesini İYİ Parti Antalya Milletvekili, Hasan Subaşı açıkladı.

Subaşı konuşmasında TBMM’nin 23 Nisan 1920’den itibaren günümüze kadar önemli tecrübelerden geçtiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

“TBMM her şeyden önce millî iradeyi temsil etmiş, Kurtuluş Savaşı’nın karargâhı olmuş, Türkiye’nin ilk anayasasını yapmış ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ilan etmiş, savaş kararı almış, barış kararı almış, darbelere maruz kalmış ve nihayet 15 Temmuz menfur darbe girişimi sonucu bombalanmış ve Gazi Meclis sıfatını da kazanmıştır. 1927 yılında yapılmış bir asker alma kanununu, geçen haftalarda, doksan iki yıl Türkiye’yi idare ettiğini ve tabii ki doksan iki yıl sonucunda değişme ihtiyacını görerek değiştirdiğimizi de unutmamak gerekir yani geçmişte yapılan yasaların, tartışılmış yasaların yıllarca Türkiye’de önemli sorunlara çare olduğunu da görmek lazım.”

16 Nisan referandumuyla ‘Sert Kuvvetler Ayrılığı’ denilerek, üstelik dünyada örneğine pek rastlanılmayan başkanlık sistemine geçildiğini hatırlatan Hasan Subaşı, “Demokrasilerdeki Erkler ayrımını hemen hemen üç yüz yıl önce yaşamış Fransız düşünür Montesquieu, yasamanın, yürütmenin ve yargının birbirinden ayrılması gerektiğini, sorumluluklarının sınırlandırılmasının hürriyetlerin gelişmesi ve devletlerin yönetiminde önemine binaen ortaya koyduğu kurumlar ve kavramlar dünyada benimsenmiştir, sert kuvvetler ayrımını da bu kuvvetlerin belirgin biçimde ayrılması olarak ifade etmiştir. Eğer ki yürütme erkinin yasama ve yargıya müdahalesi olması hâlinde de yine aynı düşünür, bunun hürriyetlerin kısıtlanmasına ve diktatörlüklere yol açacağını ifade etmiştir. Yani yasama kanunları yapacak, yargı sadece bu kanunları uygulayacak -bununla sınırlı- yürütme de o kanunlara uygun yürütme görevini ifa edecek. Hepsinin görevleri sınırlı. Fakat sert kuvvetler ayrımı denilerek referanduma sunulan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde ise, tam tersi uygulamalarla kuvvetler ayırımı ortadan kalkmıştır. Cumhurbaşkanı Kararnamelerle yasamaya paralel yetki kullanmaktadır. Ayrıca taraflı olması nedeniyle Meclisteki ayağını da kontrol altına alabildiği için yürütmenin yasamaya müdahalesinin tam olduğunu söylemek mümkündür. Yani hürriyetlerin kısıtlanması ve diktatörlüğe gidişin bir nevi yolu açılmıştır. Yargı üzerindeki etkisi de tartışılmaz, bilinen bir husustur” diye konuştu.

Bugünkü tabloda, Anayasa’nın 87’nci maddesine göre yine en önemli yetkimiz yasama yetkisi, kanun yapma yetkisi; ancak milletvekilleri hazırlayabilir bu teklifleri. Ama görüyoruz ki, tabii ki, gensoru, yürütmeyi denetleme yetkilerimiz kalmadığı gibi “Kanun yetkimiz var mı?” dersek, muhalefet olarak daha hiç kanun yapabildiği, kanun teklifimizin kabul edildiği görülmediği gibi, iktidarın da ben kanun teklifi verebildiğini ve bir kanun üzerinde düşünüp, tartışıp önümüze koyabildiğini hatırlamıyorum, bundan sonra da koyabileceğini zannetmiyorum. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisi, kanun yapma yetkisi de kadük olmuştur” Subaşı, TBMM Başkanlığına verilen yüzlerce önergeden örnekler vererek, “Yüzlerce araştırma önergesi verilmiş -emeklilikte yaşa takılanlar, 3600 ek gösterge, tarımın sorunları, beka sorunu, FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması, Çorlu tren kazası sonuçlarının araştırılması- hiçbir araştırma önergesinden de sonuç alınamamıştır” diye konuştu.

Önümüzdeki, günlerde Meclise gelecek Yargı Reformu’nu hatırlatan İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, “yargı reformunu açıklayan müessese gene hükûmet sisteminin başındaki Cumhurbaşkanımız olmuştur. Cumhurbaşkanı, yargı reformunu açıklamıştır hiçbir milletvekilinin haberi olmadan ve önümüzdeki günlerde buraya geldiğinde tabii ki onaylanması kuvvetle muhtemeldir, fakat bizim bilgilerimizin dışındadır. Yürütme yasa tekliflerini hazırlayıp iktidar milletvekillerinin imzası ile meclise sunmaktadır. Ben bu önergeyle Meclisin işlevinin tartışılması gerektiğine inanıyorum” dedi.

Subaşı’nın Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergesi üzerine konuşma yapan iktidar kanadından vekillerin “bu sistemden vazgeçmek isteyenler darbeleri mi özlüyorlar?” sözleri üzerine de “darbeleri hiç özlemedik ama şimdi sürekli hale gelmiş bir darbe hukukunu yaşıyoruz” şeklinde konuşmasını tamamladı.

Yayın Tarihi
11.07.2019
Bu haber 760 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!