EKONOMİ

Ekonomist Bozkurt, “Veri Güvensizliği Son Derece Yaygın”

Bozkurt, “Bilgi toplumu koşullarının hızla geçerli olmaya başladığı ve veriden değer üretildiği günümüzde, gelinen aşamada ‘veri boşluğunu’ doldurmadan kararlı ve hızlı büyüme iddiaları da boşlukta kalır” dedi.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) 2018 faaliyet yılı 14’üncü Olağan Toplantısı Akra Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantı Başkanlığı’nı ANSİAD üyesi Dr. Yusuf Örnek’in gerçekleştirdiği toplantının konuğu, Ekonomist ve Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt oldu. “Belirsizliği Azaltan ya da Artıran Etkenler: Kuralların ve Kurumların Ekonomik Büyüme ve Refah Üzerine Etkileri ve Son Dönemde Yaşananlar” konusunda gerçekleştirilen toplantıya, ANSİAD Üyesi iş insanları ve çok sayıda davetli katıldı. Ülke gündeminin öncelikli olarak hangi konuları kapsadığını ve yaşadığımız coğrafyada değiştirmememiz gereken temel konuların neler olması gerektiğini anlatan Rüştü Bozkurt, Türkiye gündeminde yer alan beş konuya dikkati çekti. Ülkemiz ekonomisinin köklü değişimlere ihtiyacı olduğunu kaydeden Bozkurt, “Birincisi, düşük ve orta teknolojilere dayalı üretim yapısını, ileri-teknoloji donanımlarla yenilemeliyiz. Bu teknoloji yenileme önerisi, geleneksel teknolojilerin ileri uygulamalarını ve sayısal teknolojinin uygulanabilir olanlarını da kapsamalı” dedi.

 

VERİ GÜVENSİZLİĞİ SON DERECE YAYGIN

Toplumumuzun bilgi düzeyini ölçen mekanizmaların geliştirilememiş olduğunu belirten Rüştü Bozkurt, “Katıldığım toplantılarda iki soru soruyorum, ülkemizde kamu ve diğer kurum ve kuruluşların yayınladıkları verilere güvenerek sağlıklı yatırım yapabilir misiniz? Analitik yeteneğin neresindesiniz? Bugüne kadar, ülkemizde üretilen verilere güvenerek iş yapılabileceğini söyleyen hemen hemen hiç olmadı. Verilere olan güvensizlik son derece yaygın durumda. Bilgi toplumu koşullarının hızla geçerli olmaya başladığı “veriden değer üretildiği” bugün gelinen aşamada ‘veri boşluğunu’ doldurmadan kararlı ve hızlı büyüme iddiaları da boşlukta kalır” diye konuştu. Analitik yeteneklerimizi arttırmanın, ölçü koyarak tartışma aşamasına geçmeyi gerektirdiğini belirten Bozkurt, “Ege Cansen, yazısında ölçü bilmez kişileri ikaz ediyor ve diyordu ki, ‘Hem 2017’de GSMH yüzde 7.3 büyüdü hem de AKP iktidarının ilk 6 yılında kişi başına milli gelir 3 katına çıktı diye konuşmayın.” Birinci cümlede geçen yüzde 7.3’lük büyüme sabit TL ile yapılan hacimsel ölçmedir. İkinci cümlede geçen 3 katına çıkma ‘cari dolar kuru’ ile yapılan bir hesaplamadır. Ya biri, ya da diğerini kullanın. Daha doğrusu büyüme oranlarını ‘cari dolar kuru’ ile hesaplamayın, Bu yanlıştır. Bilerek böyle konuşmak yalancılıktır” dedi.

 

DÜŞÜK VE ORTA TEKNOLOJİ YENİLENMELİ

Teknolojik altyapının nasıl değiştirileceğine ilişkin öngörülerin ve önlemlerin ilk ve önemli adım olduğunu dile getiren Ekonomist Bozkurt, “Ülkemizin üretim altyapısını değiştirerek, dış ticaret açıklarını kapatan, kırılganlıkları kontrol edilebilir düzeylerde tutacak yeni bir üretim yapılanması ihtiyacı hemen herkesin ortak görüşü. Teknolojik donanımların yenilenmesi önerileri, süreçlerin hızlanmasını, gerekli verimlilikleri sağlayarak küresel ölçekte rekabet edebilir bir akışlar sisteminin oluşturulması beklentilerinden besleniyor” diye konuştu. Teknolojik yapının değiştirilmesine yönelik adımların ikinci önemli adım olduğunu belirten Bozkurt, “Bu konu, teknolojiyi etkin ve verimli kullanabilecek insan gücü arzının artırılması ihtiyacıdır. Kaynağınız varsa teknolojik donanımları satın alarak yapıyı kısa zamanda değiştirebiliriz, ama gerekli insan kaynağımız yoksa yapının içini doldurmada zorlanırsınız” dedi. Teknolojik yatırımlarla yapı değişikliğinin kısa dönemde, işgücü ile ilgili nitelik artırma daha uzun dönemli politikalar ve uygulamalar gerektirdiğini kaydeden Bozkurt, “Teknolojiyi etkin kullanarak yaratmak istediğimiz sonuçlara ulaşabilmemiz için, teknolojik yatırımlarla birlikte insan kaynağı yatırımlarının yapılması da ülkemiz ekonomisinin ivedi sorunlarından bir diğeridir” diye konuştu.

 

KURUMSAL YAPILARIN İŞLEYİŞİ DEĞİŞTİRİLMELİ

Teknolojik yatırımlar ve insan kaynağının etkinliğini arttıracak olan kurumsal yapılar ve bu yapıların işleyişinin değiştirilmesi gerektiğini belirten Bozkurt, “Kurumların sorumluluk alanlarını net olarak tanımlamadan, kurumsal işleyişi hukuk sistemiyle güven altına almadan sağlıklı bir ödemeler dengesinin yaratılamayacağını düşünmüş ve içselleştirmiş olma konusudur” dedi. Kurumsal yapılarımızda yaratmak istediğimiz sonuçların bizi işlevli olması gerektiğini dile getiren Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü; “Dördüncüsü ise düşünce ve inanç sistemimizin, bilim ve teknoloji sistemimizin, finans ve ticari sistemlerimizin, hukuk sistemimiz, siyasal düzenimiz, sosyo-kültürel yapımız ve yönetim sistemimizin oluşturduğu ekosistemin teknolojik yatırımların, insan kaynağımızın, kurumsal yapılarımızın sonuca götürecek işleyişte olmasıdır. Beşincisi, ödünsüz gözetim ve denetim yapan mekanizmaların işletilmesidir. Geri bildirim döngüsünü kurmak, yaratılmak istenen sonuç ile ulaşılan sonuçları analiz ederek sapmaları belirlemek, açık ortamlarda yapılan yanlışları değerlendirerek, gerekli ince ayarları yaparak ilerlemek gerekiyor. İnsan eliyle yapılan herhangi bir düzenleme, kendini yeniden üretmenin koşullarını dikkate almamışsa, kaynaklarını israf etmekten çok fazla sakınamayız.”

 

‘NE YAPMALIYIZ?’

Küreselleşme olgusunu dikkate alarak bütün dünyada değişmekte olan ekosistemin bizi nasıl etkilediğini kavramamız gerektiğini belirten Bozkurt, “Bunu anlayabilmemiz için ölçü koyarak tartışmamız gerekiyor. İkincisi kurumları ve demokrasiyi güçlendirmeden kısır döngüyü kırmamız mümkün değil. Üçüncüsü ise etkin yönetişim için yol gösterici planlara olan ihtiyacımızı kavramalıyız” dedi. Makro ölçekte yaşanan gelişmelerin neler olduğunu bilmenin önemini vurgulayan Ekonomist Bozkurt, “Popüler kültürün yarattığı saptırılmış algılardan sakınmalıyız. Beşincisi de, makro ölçekteki gelişmelerin neler olduğunu bilmeliyiz, bir o kadar da işletme odağında ne yapmamız gerektiğini fark etmeliyiz” diye konuştu. Ülke ekonomisini gözlemleyen iktisatçıların merkez düşüncelerinin teknoloji odaklı olduğunu belirten Bozkurt, “Yirminci yüzyılda hammadde ihracatına dayalı ülkelerde, fiyatların düşmesi nedeniyle dış ticaret hadleri bozuldu. Daha sonraki dönemde, düşük ve orta teknoloji odaklı ihracatta uzmanlaşma da fiyatların aşınması nedeniyle aynı sonucu yarattı, dış ticaret hadlerinin bozulmasına yol açtı. Dış ticaret hacmi arttığı halde, gelirlerde görece gerileme yaşanıyor ve  ‘fakirleştirici uzmanlaşmanın’ etkisi giderek artıyor. Bu olumsuz gidişi tersine çevirmek için sanayileşmemizi sayısal teknolojinin ileri uygulamaları yani endüstri 4.0 ekseninde yeniden yapılandırılmalıyız” dedi.

 

KURUMLARI VE DEMOKRASİYİ GÜÇLENDİRMELİYİZ

Kalkınmanın itici gücünün istikrar, istikrarın itici gücünün de demokrasiyi pekiştiren ve sistem kontrolü yapan kurumların işlerliği olduğunu kaydeden Bozkurt, “Kurumların önemini 365 yıl önce Katip Çelebi yazıyor ama bugün sıradan insanımızı bir yana bırakalım, karar verme noktasında olan insanımızın önemli bir çoğunluğunun kurumların önemini içselleştirdiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilmemiz mümkün değil” diye konuştu. Maddi ve kültürel zenginlik üreterek uzun dönemli geleceği güven altına almada kurumların işleyişinin çok etkili olduğunu dile getiren Bozkurt, “Cumhuriyet Döneminin köklü kurumların biri olan İş Bankası yetkilileri, üretimi özel kesim yatırımlarının, özellikle makina-donanım yatırımlarının net ihracata katkısına artıracak büyümeyi sağlayacak bir program ihtiyacının ısrarla altını çiziyor. Açıklamada, “Ekonomik

 

programın bir eylem planına dönüşmesi, eylem planında sadece kurumların değil, kişilerin sorumluluklarının da belirlenmesi, buradaki performansın kamuoyuyla paylaşılması, eğitim, hukuk ve işgücü alanlarında mesafe alınması”  öneriliyor. Kurumların belirleyici ağırlığı göz ardı edilmiyor ama kurumların içine hayat dolduran bireylerin de sorumlulukları anımsatılıyor” dedi.

 

İSTİKRARDAN UZAKLAŞABİLİRİZ

Yapısal reformların sosyal ve kültürel sistem bağlamını göz önünde tutması gerektiğinin altını çizen Bozkurt, “Teknolojinin yarattığı yeni üretim sisteminin sosyal ve kültürel yaşam üzerine etkilerini öngörmek önemli. Bu açıdan insan ihtiyacını öngören, ona göre eğitimin kuramsal çerçevelerini oluşturan toplumlar reform önerilerinden etkili sonuçlar alabiliyor. Fırsat eşitliğini, eşit hakları, kültürel erişilebilirliğe etkilerini, sosyal güvenirlilik düzeyini, sağlık sorunlarına etkilerini ve emeklilik gibi alanlarda yaratacağı sonuçları dikkate almadığımız reform önerisi de yetersiz kalacaktır” dedi. Bize düşen görevin, uzun dönemli geleceği üretecek kendimizi yeniden üretmeyi güven altına almak olduğunu belirten Bozkurt, “Popüler kültür analitik düşünceyi baskı altına alırsa, korkarız ki kaçırdığımız dengeleri bir daha kuramaz hak ettiğimiz istikrardan uzaklaşabiliriz” diye konuştu.

 

SADECE PARA POLİTKALARINA GÜVENMEYELİM

Jeopolitik konumlanmanın ve gerginliklerin dikkate alınması gerektiğini kaydeden Rüştü Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü; “Dış borç, milli gelir ve cari açık milli gelir oranlarını gözden ırak tutmayalım, büyüme modelimizi gözden geçirelim, farklı bir büyüme modeline geçelim, yeni büyüme modelimizi Ar-Ge, tasarım, inovasyon ve marka odaklı; eğitim, hukuk ve nitelikli işgücüne dayalı hale getirelim, kaynakların kıt olduğu bilincini geliştirerek, önceliklerimizi iyi belirleyelim, piyasanın ve iktisat biliminin kurallarını zorlamayalım, tedbirlerimizi tam zamanında alalım, ölçü bilmeden, metot açıklamadan ve karşılaştırmalı analiz yapmadan keskin hükümlere ulaşmayalım, sadece para politikalarına güvenmeyelim, mali politikalarla da para politikalarını destekleyelim. Bütün bu ve benzeri önerilerin satır aralarında popülist yaklaşımlara prim vermeyelim çağrısı var.” Dünyayı iyi okumak ve anlamak gerektiğini dile getiren Ekonomist ve Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, “Kendi sınırlarımızı, olanaklarımızı ve kısıtlarımızı bilerek hareket edelim. Geleceğe ilişkin plan yapmayı asla ihmal etmeyelim. Bütün bunları becerirsek, istikrarlı büyüyen bir ekonomi yaratır, refahımızı artırırız. Başarının sırrı, bilgiye dayalı sürekli sorgulamaktır” dedi. Toplantı, ANSİAD Başkanı Sadi Kan ve Toplantı Başkanı Dr. Yusuf Örnek’in, Ekonomist ve Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt’a plaket takdimiyle sona erdi.

 

Yayın Tarihi
26.09.2018
Bu haber 869 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!