Yeni sezona girerken

Sevgili Okurlarım,

Zorlu ve oldukça sert geçen bir seçim süreci ile birlikte turizmde yaz sezonuna girmiş bulunmaktayız. Umarım her şey herkesin gönlünce umduğu gibi kazasız belasız ve sorunsuz olur. Herkes üzerine düşeni yaparsa bir sorun olacağını zannetmiyorum.

Şimdiden oldukça yoğun bir sezon yaşanacağı kesin görünmektedir. Otellerden acentalara satışı durdurmalarını isteyen yağmur gibi bilgi akışı gönderilmektedir. Siz, geçen sene bu zamanlarda bu sezonu ilgilendiren anlaşmalar yaparak belli kontenjanlar almışsınız. Bunları kataloglara yansıtıp piyasaya sürmüşsünüz. İlk veriler olumlu olarak yansımış, belli oranlarda geçen senenin bu vaktine göre artı talepler olmuş, daha kontenjanınızın bir kısmını kullanamadan satışları kapatmanız istenmektedir. Bunların hepsi bir maliyet ve buna bağlı olarak da külfet hesabı oluşturmaktadır. Uçak koltuklarınızı bu almış olduğunuz kontenjanlara göre ayarlayıp anlaşmalar yapmışsınız ve belki de ön ödemeler yapmışsınız. Şimdi kalkıp aman satışı durdurun öldük, bittik feryatları… Burada eğer gerçekten oda sayınızdan fazla abartılı bir satış yapmış iseniz en azından skandal yaşamamak adına yaptığınız son derece yerindedir. Ama uyanıklık yapıp satışlara kapatıp kurtarabildiğiniz elinizdeki odaları daha yüksek fiyatlara satmayı amaçlıyorsanız o zaman birilerinin size bunun ne olduğunu hatırlatması gerekiyor.

Sadece oteller değil, bu sektörden ekmek yiyen herkes, bunun göz önünde bulundurulması gereken bir şart olduğunu bilmesi gerekir. Çarşıdaki esnaftan, kurumların belirleyeceği tüm fiyatlara kadar denetimli olması kaçınılmazdır. Bizim için uzunca bir aradan sonra sınav yılı olacaktır, diye görmek gerekiyor.

Bu arada şehir merkezimiz ile ilgili turist otobüslerinin Antalya civarından veya Anadolu turlarından şehrimizin merkezine yapacakları gezilerin yolcularını indirebilecekleri özellikle Cumhuriyet meydanında uygun bir yer yok…

Yapılmış olan kapalı otopark sadece 28 otobüs alabilmekte, giriş ve çıkışlarında oradaki felç olmuş trafiği öldürmektedir. Özellikle otoparktan çıkan araçların şehir merkezine doğru seyir edebilmeleri ve Üç kapılar denilen bölgeye ulaşıp yolcularını indirebilmeleri mümkün olmamaktadır. Bir de özellikle daracık caddelerimize trafiği kangren edecek bisiklet yolları yapılarak seyahat acentalarının civarda konaklayan müşterilerini otobüslere doldurup şehir merkezine getirmesi iyice zorlaştı. Bunun adı ben yaptım oldu belediyeciliğidir. Hiçbir akla uygunluğu yoktur. Şehir merkezi olarak ifade edilen çekirdeğin 100.yıl bulvarının Güney kısmı ile Kızıltoprak Postanesinin önü ve Konyaaltı varyantının olduğu alan ve diğer bir noktada Sampi kavşağı içinde kalan kısmın şehrin çekirdeği olarak nitelendirilmesi ve bu çekirdeğin içine daha fazla müdahale edilmemesi gerekmektedir.

Şehrin merkezindeki esnaf turist gelsin demekte, ancak gelecek olan turistin nerede indirileceğine ilişkin bir yer yok. Cumhuriyet meydanında durup kalkmalarda da Trafik Polisleri tutanak tutarak ceza yazmaktadırlar. Sanki turist getirenler cezalandırılıyor.

Daha önceleri bu kapalı otopark yapılmadan önce yerin ve giriş çıkışının uygun olmadığını defalarca ilgilileri uyararak söyledim. Yukarıda söyledim ya; Ben yaptım oldu… Zihniyet bu… Uygun mu? Değil mi? Burayı kullanacak olanların fikrine başvurulmadı. Hatta uzunca bir zaman Cumhuriyet caddesi trafiğe açıkken Turist otobüsleri yolcularını Sağ tarafa yanaşıp kapıları solda olduğu için yoğun trafiğin içine indirmek zorunda kaldılar. Neymiş, Tramvay tarafında yarım saatte bir geçen tramvay yolculara çarpabilirmiş. Vızır vızır işleyen Cumhuriyet caddesinin ortası o kadar tehlikeli değilmiş(!)

Burası bir Turizm kenti ise ve Antalya Şehir merkezi de bu işin lokomotifi ise bu tarihi dokuya ne yapmanız gerektiğini bir kişiye değil, birçok kişiye defalarca danışıp öyle yapmanız gerekir.

Kaleiçi tam cazibe merkezi olacak iken imar affı ile birlikte zaman içerisinde yapılmış betonarme binalar affedildi. Kaleiçi Antalya’ya gelen herkesin görmek istediği bir cazibe merkezidir.  Sanki içinde yaşayanların camiye ihtiyacı varmış gibi Kesik Minare camiye dönüştürülmeye çalışılmaktadır.  Orası daha önce kiliseydi. Sonra çarpılmayalım…

Kale kapısında Paşa Camii var, restorasyonu devam ediyor. Yivli Minare Camii var. İbadete açık… Birkaç küçük camii daha var. Yine söylüyorum, bizim için Dubai değil, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle mazisi olan bir Antalya kenti gerekli… Yeni bir yerleşim bölgesi yapmak istiyorsanız, devletin bolca arazisi var… Gecekondu yapılmasına izin vereceğinize, oraya istediğiniz şehri yapabilirisiniz.

Diğer bir konu ise bu yıl Aspendos Yılı ilan edildi. Buraya ilişkin bir düşüncem vardı. Bunu her uygun ortamda dile getirdim. Belki bu hayalim bu sene gerçekleşir. 2000 yıl öncesi yapılmış ve hala ayakta olup kullanılabilen ender eserlerden biridir. Her devirde herkesin ilgisini çekmiştir. Çeşitli zamanlarda restore edilmiştir. İşleyen demir ışıldar misali işletilmesi ve kullanılması gerekmektedir. Hayalim, Tiyatronun açık olduğu saatlerde misafirlerin yarımşar tarafından mini konserler verilmesidir. En az ayda bir sefer olmak üzere yine aynı kurumlar tarafından akşamları herkesin frak ve takım elbise giyerek katılabileceği konserler organize etmek ve antrelerde tiyatronun dışında bir alan oluşturup orada misafirlere o konserin anısına şarap ikram edip bardakların üzerinde bu konsere ilişkin bir tasarım ile Tiyatronun bir siluetinin yer alacağı kadehleri hediye etmek, ayrıca konseri veren sanatçıların misafirlerle anı fotoğrafları çektirmeleri ile bütünleşmesi hayalimin gerçek olmasıdır.

İnsanlar hayal kurduğu müddetçe yaşar.

Bizim tarihimize, doğal güzelliklerimize dokunmayın, başka ihsan istemez…

Sevgiyle kalın…

Yayın Tarihi
24.04.2019
Bu makale 2259 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!