Yaşasın Öykü

           Antalya da  yaşayan  yazarların. okurların özlemle bekledikleri edebiyat  günleri , Murat  Paşa Belediye Başkanı sayın Ümit Uysalın himayelerinde gerçekleşti. 8 – 10 mayıs tarihleri arasında Akdeniz  üniversitesi İletişim fakültesinde İstanbul ‘dan  gelen konuk yazarların  katılımıyla “Sabah yıldızı Sabahattin Ali “ başlığıyla başladı.Onur konuğu Füruzan hanımefendiydi.Söyleşiden sonda ,Murat Paşa  Belediyesi Kültür salonunda yarışmaya giren gençlere  en iyi öykü ve öykü kitabında dereceye giren gençlere ödülleri verildi.Şiirin müziği Sabahattin Ali dinletisiyle katılımcılara nefis bir müzik ziyafeti çekildi.

            9 Mayıs cumartesi günü “ Hayat edebiyatı, Edebiyat hayatı dışlıyor mu ?” başlığı altında , Özcan  Karabulut  yönetiminde panel düzenlendi. Asan Özkılıç, Cahit Çakcıl, İbrahim Karaoğlu, Nuri  Erkal  konuşmacıydılar. Panel öğleden sonra,  yazar   Füruzan’ın  edebiyatını irdeleyen panelistlerce sürdürüldü. Ayşegül Tözörenin  başkanlığında , Füruzan,Hülya Soyşekerci, Nilüfer Altunkaya, Birsen Ferahlı, Aysu Erden  tarafından gerçekleştirildi.

Yine Öykü ,Yaşam,Sinema  panelini İbrahim Karaoğlu yönetti.Füruzan,Özcan Alper,, Thomas Balkenhol ‘un katkılarıyla Füruzan’ın  filme çekilmiş olan,öyküleri konuşularak.slayt  gösterisi  yapıldı. Onur konuğu edilen yazarın çok mutlu olmuş olduğunu düşünüyorum. Baştan sona Füruzan , kitapları üzerine oya  gibi  işlenmiş bir etkinlikti.

            10 Mayıs günü, Türkiye’nin en iyi korunmuş antik  şehirlerinden Termessos ‘a Yaşasın Öykü  demeye çıktık. İskender’in  ölümünden sonra birbirine düşen iki generalinden  biri  olan  Alcetas ,Termesos’a sığınır. Karşısında  kırk bin piyade, yedi bin süvari  ve sayısı belli olmayan fillerden oluşan kocaman  bir ordu,ordunun da başında , Antigonos vardır. Kentin yaşlıları .ileri gelenleri ,  şehirlerinin bir felakete sürüklenmesinden çekindikleri  için  Alcedas’ın iadesini istemişlerse de ,genç Termessos ‘lular verdikleri sözü tutmak isteyerek   vermemişlerdir.

            İşte ilk durak olarak fillerin tepiştiği, atların, askerlerin koşuştuğu o yerlere gittik. Mini bir orkestra güzel  melodiler çalıyor, şarkılar söylüyorlardı. Gerçek  antik kente ulaşabilmek için iki kilometrelik patika yolu  tırmanmak gerekiyordu. Otuz yıl önce tırmandığım o yolları çıkmam olası değildi. Belim ağrıyordu.Benimle  aynı kaygıları taşıyan arkadaşlarla biz ilk düzlükte konakladık.Orkestranın eşliğinde ,iki  öykücü öykülerimizi,  dinleyicilerle,dağlarla,taşlarla,böceklerle,kuşlarla,ağaçlarla,otlarla paylaştık. Gücü olanlar tırmanışa geçti. Arkadaşların bir bölümü de antik tiyatro da öykülerini ,  şiirlerini okuyacaklardı. Okumuşlar da. Ne  var  ki  dönüş yolundan çok tatsız bir haber geldi. Türlü rahatsızlıkları   olan  Mehmet Erdem beyefendi, kendisine yapılan ikazlara rağmen, “ben de antik kentte öykü okuyacağım “ diyerek yola koyulmuş. Öyküsünü de zirvede seslendirmiş. Ne var ki dönüş yolunda yığılıp kalmış. Zirve çağırmış besbelli dediler. Kalp krizi geçirerek sonsuzluğa göçmüş.Helikopter gelip  hastaneye taşımış ama yapacak bir şey kalmamış. Ben bir gün sonra duydum vefat ettiğini .Çok üzüldüm.Sonra şöyle düşünerek kendimi teselli etmeye çalıştım. O  Termessos’a  ulaşmayı oradaki tarihin ruhuyla bütünleşmeyi  istemesinde bir gizem olmalı. İstediğini  yaptığı  için mutlu  olarak  tarihe  karışmıştır diye düşündüm. Işıklar içinde olsun. Yaşasın Öykü’ydü etkinliğin adı.  Ne denir, her öykü mutlu sonla bitmez ki! Yaşam öykülerden oluşmuş bir gizemdir. Mutlu öyküler, yanınızdan eksik olmasın dostlarım.

Yayın Tarihi
14.05.2015
Bu makale 1467 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!