Yağmur

     Berekettir, güzelliktir, romantizmdir,  bazen de felakettir yağmur. Hani bir zamanlar, ”ben yağmurdan, yaştan değil, aşkından sırıl sıklamım diye dizeler içeren şarkılar vardı. Şimdiki gençlik, söylüyor mu, bilemiyorum. Kızlar olsun, erkekler olsun, bakışlarını ellerindeki küçük dört köşe elektronik aletlerden kaldırıp birbirlerini görüyorlar mı onu da bilemiyorum. Kim ne derse desin, biz eskiden kalmalar, çok daha duygusal ve nitelikli bir yaşam yaşamışız.

     Yağmurun sesine bak,  cama vuran her damla aşka davet ediyor derdi şarkılar. Sahi aşk denilen bir olgu var mıydı?  Yoksa bizler kendi kendimizi mi kandırıyorduk. Son zamanlarda kuşlarla içli dışlı olmaya başladım. Yakında kuşdilini şakır şakır konuşmaya başlarsam şaşmayın.  Tanrı yarattığı erkek mahlûkatın başlangıçta işini zorlaştırmış. Erkek kuşlar, dişilerin ardı sıra uçarak onları izleyeceğiz diye helak oluyorlar. Dişiler açık göz. Yakalandıktan sonra başlarına gelecekleri bildiklerinden güçleri yettiğince kaçıyorlarsa da sonra yakalanıyorlar.  Oradan sonra film kopuyor.

İnsanlarla aralarında pek fark yok. Demek doğanın düzeni böyle kurulmuş. 

     Merak ediyorum. Acaba yağmur tanelerinin de erkeği dişisi var mı?  Kadın yağmurla bozmuş aklını diye düşünenler çıkabilir.  Neden olmasın? Siyaset, miyaset diye tepinenleri hoş görebiliyorsanız, yağmur söylemimi de hoş görebilirsiniz.

Bu gün ve yarın için yaşadığım kent Antalya’yı hava raporlarında sağanak yağışlı olarak göstermişlerdi ama henüz benim yaşadığım semte tek damla bile düşmedi.

Bu yıl da çok yağmur yağdı filan diyorlarsa da ben görmedim. Nerede o 1967’lerin yağmurları? Bir başladı mı, şakır şakır günlerce dinmeden yağardı. Tabi karayollarında çalışanların, çöken, bozulan yolları onaracağız diye canları çıkardı. Şimdi çoğu rahmeti rahmana karıştı. İçlerinden biri de benim eşimdi. Yolları açı tutacağız gayretiyle bazen günlerce eve bile gelemezlerdi. Döndüklerinde de yarı bellerine kadar çamur içinde olurlardı. Hepsi ışıklar içinde olsunlar. Tanrının rahmeti üzerlerinde eksik olmasın.

Yağmuru özlemle beklememin nedenleri ortaya bir bir çıkıyor.  Bir daha hiç yaşanamayacağını bilmesine karşın, insanlar zaman zaman geçmişi umarsızca özleyebiliyorlar.

     Her şeye karşın ben yağmurları severek bekliyorum. Tanrım felaketsiz, güzel yağmurlarla buluştursun. Ahmak ıslatan adıyla anılan, ince ince, usul usul dökülenlere de razıyım bir adı da ahmak ıslatandı eskiden, gençler bilmez. Bahaneyle öğrenecekler.

İnsanlar yaşadıkça öğrenecek o denli çok olgu var ki !  Bazen aklınızın ucundan bile geçirmemiş olsanız da zaman size öğretiyor öğreteceğini.

     Gün de bu kadar yağmur muhabbeti yetsin.  Ruhunuzu üşütmemeyim. Unutmadan yağmur yağarken, güneşin de açtığı zamanlar olur. O anlar içinde, gökyüzünde düğün var derdi eskiler.

     Bereketli, mutlu, keyifli geçsin tüm ömrünüz. Hoşca kalın efendim…

Yayın Tarihi
15.04.2019
Bu makale 2056 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!