BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Turan Şahin ve "Dağ Keçisi"

Bugün 19 Eylül...
Her ömrün bir eylülü olur ya, işte öyle bir eylül...
Kadim dostum, kaybıyla yüreğimin her hücresinin dağlandığı gönülden dostum Turan Şahin'in vefatının sene-i devriyesi...
Ömrünün sonbaharı...
Somut dostluğumuzun sonbaharı, eylülü fakat soyut dostluğumuzun ebediyetini hatırlatan bir başka anlamlı eylül...
***
Onun dostluğunu edinenler, yakından tanıyanlar bilirler; iyi bir insan, düzgün bir ticaret adamı, iyi bir vatandaş, örnek bir Türk milliyetçisi...
Bu konuda yazılacak çok değerli yönleri var, burada yer veremeyeceğim.
Bugün onun hiç bilinmeyen bir yönünden söz edeceğim.
Turan Şahin'in kişisel not defterinden karaladığı "şiir" örneklerinin yer aldığı bir "bloknot" eşi Seçkin Şahin Hanımefendi tarafıma iletti.
Okudum; bu bloknottaki şiirlerini ve bazı kısa notlarını... Birkaç kez, aynı başlıkla, fakat farklı temaların işlendiği "dağ keçisi" isimli şiirlerinden örnekleri görünce, Turan Gakgo'mun bilmediğim bir yönünü daha öğrendim. Şiir okumayı sevdiğini bilirdim, yazdığını bilmezdim. Örneklerini aşağıda okumanıza sunacağım.
Bunu yaparken de aslında "dağ keçisi" ismi kendi adına, laedri olarak, kullanılmış bir sembol olduğu anlaşılıyor, dizeleri okundukça...
Altına ismini yazmamış fakat kendini "dağ keçisi olarak" müstear rolle işlemiş düşüncelerini, böyle algıladım.
Mesela yaptığı doğru ve dürüst ticaret nedeniyle "iflas" eşiğine gelen, devlete sadece 170 tl lik ssk vergi borcundan dolayı, 40 yıllık emeği olan tüm varlığına haciz konulan Turan Şahin'in bu zorluklarını bakınız nasıl dile getirmiş.
Getirirken de insanlığın bitişini de yansıtmış dizelerine.
(NOT: Dizelerdeki noktalama işaretleri tarafımdan konuldu. Orijinal dizelerde noktalama işaretleri konulmamıştır, altına ismini de yazmamıştır.)
***
"İşler zorladı keçi. / Şehir sana uymadı. / Kulaklar sağır, ses duyulmadı. / Dağ keçisine yer kalmadı."
***
Dizelerde dile getirdiği düşünce ve sembolik olarak işlediği tema yaptığı ticaretle, işiyle doğrudan ilgilidir. Uğraştığı ticarette; rüşvet vermediği için, hile yapmadığı için, hırsızlık yapmadığı için başarısızlık var, şehirde işlerin yürümemesi onu üzmüş; iyi örnek olmak, doğruyu söylemek yetmiyor, yaşadığı düzgün hayatın topluma yansımasına kulak vermeyenleri uyarması gerektiğini söyleyerek, artık buralarda kendisine yer kalmadığını açıklıyor.
Ortamın ve toplumun çürümüşlüğüne işaret ederek üzüntülerini ifade ediyor dizelerinde.
***
"Dağ keçisi yemin taze; / Suyun temiz olmalı. / Şehir pis-para pis bilirsin; / Tanıdıkça bu insanlığı irkilirsin."
***
Haram, hile, bayat şeyleri yememiş, temiz rızık tercih etmiş, şehrin yine pis para nedeniyle her türlü pislik taşıdığını, bu özelliği tanıdıkça insan olarak irkildiğini söylüyor.
***
Söylemek istediklerini söyleyip de dinlenmeyince üzülüyor elbette. Her duyarlı vatandaş gibi...
Yanlıştan arı şeyler için çalışırken mutsuz olduğu olaylar onu etkiliyor...
Şu dizeleri ilginç bir ruh halini anlatır. İnsanlara örnek olmak hep ana gayesi oluyor.
İleriye yönelik doğruların iyi anlaşılmasını telkin ediyor ama hep hüzün kokuyor...
***
"Sözüm dinlenmezse; / Hükmüm geçmezse; / Yüzüm gülmezse; / Yaşamak niye! / O zaman dağ keçisi değil, / Dönmüşüz kediye!"
***
Bu dizelerde yine özgür düşünen, istediği gibi hareket eden ve yaptıran dağ keçisinin sözü dinlenmeyince neşesi de kaçıyor ve yaşamanın anlamsızlığını düşünür ve özgür isyankar dağ keçisi uslu bir kediye dönüşümünü simgeleyen dizelerle olaylara bakışını ifade ediyor.
***
"Yar'dan yara niçin atlamışım? / Mesafelerle niçin yarışmışım; / İlmik ilmik dokumuş ipliği / Pazarda satılmışım."
***
Hayat mücadelesinde, dağ, taş demeden yar'dan yara atlayarak mücadele verdiğini, iş için her yana gittiğini, maddi ve manevi menzillerde koşuşturduğunu ifade ediyor. Son iki satır tam anlamını bulmamış gibi...
İlmekler dokunan halı ya da kilim için kullanılırsa da sevgili Turan ipliği de tel-tel eğirmiş sonra işlerinde dokumuş...
İplikle ilmek yapıldığını kast etmiş olmalı ve büyük emekle dokuduğu bilgiyi, hazırladığı mesleki bilgiyi pazarlamış.
Fakat yine de istediği sonucu alamamış.
***
"Hey Goca yaradan; / Yiğitken yere düşme (düşürme olması gerek); / Kötüleri sevindirme! / Kurşun senden gelsin: / Dan..dan..dan..."
***
Tanrıya bir yakarışla yiğit kişiyi perişan etmemesini dileyerek düşmanlarını, kötü insanları sevindirmemesini istemiş.
Eğer bir zarar gelecekse Tanrıdan gelsin.
Tıpkı dom dom kurşunu gibi...
***
"Bir keçi kadar değilim. / Fazlasına sarmıyor dilim. / Vursalardı boynuzun için; / Asılırdı duvarlarda kalırdı kemiklerin."
***
Halini anlatırken bile kendi ticaretteki başarısızlığını ifade ederek bir öz eleştiri yapıyor. Başarısızlığın temelinin yalan ve dolana dayalı tahripkâr düzenin sonucu olduğunu anlatırken bile bie faydası dokunsun diye boynuzları için vurulmayı dahi tercih edecek bir ince özveriye sahip...
Dağ keçisi için boynuzu için vurulur ya onun için kendisini vursalar da boynuzları duvarda asılı olarak nazar sembolü kullanıldığına işaretle geriye sadece kemikleri kalacağını dolayısıyla insan olarak asılacak ne boynuzu ne de kalacak kemiği var...
***
Turan Şahin kurduğu "Turmak" aile şirketinde kullandığı ve sattığı makine ve teçhizat, alet edevat mutlaka yenilik getirme amacını güderdi. Hep ileriye bakar, ilerlemeyi amaç edinirdi. Yenilik olsun diye öncü teknikler getirirdi. Bu özelliğini ve düşünce yapısını dizelerine aktarmış. Her zaman ileride ve öncü olmayı isterdi.
***
"Önde ol önder ol dağ keçisi. / Yerin de yüksek olsun. / Ruhun da yüksek olsun. / Suyunu temiz, iç, havan temiz. / Sen dağ keçisisin. / Ben dağ keçisiyim. / Hür dağlar benim yerim..."
***
Her şeyde öncü ve önder olmak, yeri de, ruhu da, kişiliği de yüksek düzeyde, seyirde olmak isterdi. Tıpkı dağ keçisinin dağlarda, yaylalarda sürüye öncü, lider olduğu gibi. Hür dağlar onundu.
Her hafta sonu fırsat buldukça Toroskların hemen her patika yoluna girerek değişik alanlarda nefes almayı adet edinmişti.
Şimdilerde ruhu çok özgür...
Bütün dağlar, ovalar, yaylalar Onun... Dünyanın, insanların çirkefliklerinden, mürailiklerinden uzak...
Seni çok özledim be kadim dostum...
Çok özledim...
Yüreğimde bir eylül bırakıp gittin...
Seni seviyorum...

R. Demir (19.9.2016)

 

Yayın Tarihi
19.09.2017
Bu makale 1615 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!