Soyağacı

Millet baktı ki ülkeyi yöneten kişi önüne gelene “Sen kimsin?” diye soruyor…

E-Devlet’te soyağacı sorgulama başlayınca,15 günde 6 milyon kişi ile sayfalara giriş rekoru kırıldı.

Hani olur da kendisine de “Sen kimsin?” diye sorulursa, başlayacak saymaya; “Efendim ben Hafsalların Gebizli Köyünden Hacı Hüseyin Efendi’nin torun çocuğuyum. Anamın adı şu, babamın adı bu…”

Bu kadar panik ve yoğun ilgiyle soyağaçlarımızı sorguladık sorgulamasına ama sistem ne kadar güvenilir?

***

Mesela benim soyağacıma göre; annemin annesinin annesi, annemin babasının babası ve babamın babasının babası aynı gün, 1 Temmuz 1874’te doğmuşlar. Annemin annesinin babası ve babamın babasının annesi de yılları farklı olsa bile 1 Temmuz doğumlular...

Demek ki bendeki duygusallık ve duyarlılık, dede ve ninelerimin yengeç burcu olmasından kaynaklanıyor!

***

Yine bizim ağacın kökünde, annemin annesinin annesinin babasının adı “Hübeyin” olarak görünüyor. Aradım taradım, bu şekilde bir isim hatta kelime bulamayınca bunun “Hüseyin” olması gerektiğine karar verdim.

Annemin babasının babasının adı, ağacın bir dalında “Timurşah” iken, diğer bir dalında “Temurşah” olarak yer almış…

Bu kadar kusur soyağacında da olur, Allah daha büyük yanlışlardan sakınsın!

***

Aydın'da, doğuştan epilepsi hastası 19 yaşındaki Hatice, askere alınmak üzere son yoklamaya çağrıldı. Babası Askerlik Şubesine giderek hem kızının pembe nüfus cüzdanını, hem de engelli raporunu gösterdi; “Mahkemeye dava açman gerekiyor” dediler!

*

Bursa'nın Gemlik ilçesinde, evli ve 1 çocuk annesi 24 yaşındaki Zuhal Tuna, Konya Meram Askerlik Şubesi tarafından tam 4 kez askere çağrıldı. Zuhal Hanım, 2001 yılından bu yana her yıl askere çağrıldığını ve Meram Askerlik Şubesi'ne giderek ifade vermesine rağmen, bu hatanın bir türlü düzeltilmediğini, asker kaçağı olarak arandığı için bunalıma girdiğini, Konya'da TIR şoförlüğü yapan babasının sürekli askerlik şubesine gidip ifade vermek zorunda kaldığını, kendisiyle aynı adı taşıyan Konya'daki 70 yaşındaki babaannesinin de sık sık askere çağrıldığını söyledi.

*

Yalova Çiftlköy’lü 86 yaşındaki Ali Çelik, bir nedenle gitmiş bulunduğu Antalya’daki otel odasında, sabahın erken saatlerinde 3 polis memuru tarafından asker kaçağı olduğu gerekçesiyle yakalandı. Halbuki askerliğini 1950-52 yılları arasında yapmıştı. Karakolda Ali Dede’nin ifadesini alan polisler insaflı çıktılar; “Askerlik Şubesine başvur, yanlışlığı düzeltsinler” diyerek kendisini serbest bıraktılar.

*

Ankara Keçiören’de yaşayan 5 aylık hamile 24 yaşındaki Pınar Zengin’e Kara Kuvvetleri tarafından celp gönderildi. Şöyle yazıyordu; “Sayın Bay Pınar Zengin, Askerlik Hizmetinizin eğitim amaçlı tescil süresi sona ermiş olup en kısa zamanda birliğinize tesliminiz için genel muayene randevunuz ve askerlik hizmet bilgileriniz aşağıda verilmiştir.”

*

Tiyatro Sanatçısı Erol Günaydın, 76 yaşındayken Beşiktaş Askerlik Şubesinden evine gönderilen yazıda ise şöyle yazıyordu; "Yapılan incelemeye göre askerlik yapmadığınız tespit edilmiştir." Halbuki Erol Günaydın bu yazıdan tam 46 yıl önce askerliğini yapmıştı.

*

Osmaniye’de, 91 yaşındaki Cennet Karabaş nüfus cüzdanını değiştirmek için gittiği Nüfus Müdürlüğünde, “ölü” olduğunu öğrendi. “Yaşıyorum” dedi. “Mahkemeye ver, onlar karar versin” deyip gönderdiler… Siirt’te 27 yaşındaki inşaat işçisi Abdurrahman Enuştekin, para çekmek için gittiği banka şubesinde; Çorum'da, 67 yaşındaki Sultan Eke, muayene olmak için gittiği doktorda; Mardinli Mehmet Ata Kaptan, yıpranan sürücü belgesini değiştirmek için gittiği Midyat Emniyet Müdürlüğünde, aslında ölü olduklarını öğrendiler!

*

Mardin'de yaşayan 46 yaşındaki Şeyhmus Bağış, 2002 yılında TC Kimlik Numarasını öğrenmek için gittiği Nüfus Müdürlüğünde, 1998 yılından beri ölü olduğunu öğrendi. Yıl 2012'ye geldiğinde hala yaşadığını kanıtlamaya çalışıyordu!

*

Kars’ta 67 yaşındaki eşi Zeynep Çıra’yı evde bırakarak yaşlılık maaşı bağlatmak için nüfus kayıt örneği almaya giden Arslan Çıra’ya, evdeki eşinin aslında 1 yıl önce öldüğünü söylediler!

*

Dört çocuklu Kenan O. ve Elif O. 2015 yılında boşandılar. Dört çocuğunun da velayetini üzerine alan baba Kenan O., çocuklarının okul işlemleri için gittiği Nüfus Müdürlüğü’nde, nüfusuna 5 çocuk kayıtlı olduğunu öğrendi. Ayrıldığı eşinin, sonradan sevgilisinden olan çocuğunu da Kenan O. adına nüfusa kayıt ettirdiği ortaya çıktı. Elif Hanım hakkında “Çocuğun Soy Bağını Değiştirmek” suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

*

Batman’da seçmen kaydını kontrol eden bir yurttaş, oturduğu ev adresine kayıtlı iki Suriyelinin olduğunu fark ederek Nüfus Müdürlüğü’ne gitti. Yetkililer durumun tam olarak ne olduğunu anlamadıklarını ama bu kişilerin vatandaşlık aldıklarını söylediler.

*

Kumburgaz’da yaşayan ve Silivri Devlet Hastanesinde 60 yaşında vefat eden Şükran A.’nın ölümünü şüpheli bulunup otopsi yapılınca, aslında erkek olduğu ve gerçek adının da Nail Ç. olduğu ortaya çıktı. “Kadının” eşine karısının, 22 yaşındaki kızına da annesinin aslında erkek olduğu bildirildi. Her ikisi de sinir krizi geçirdiler.

***

Bu ülkede seçmen sayısı birkaç yıl içerisinde 10 milyon artabiliyor… Ölmüş kişiler bile seçmen olarak gösterilebiliyor… Devleti yönetenlerden yüz bulan cemaat liderleri, “Mezardakiler bile oy kullansın” talimatları verebiliyor!

Biz de dedemizin, ninemizin, nerede, ne zaman doğduğunu öğrenmek için internete hücum edip sayfaları kilitliyoruz!

***

Soyağacı önemli değil demiyorum…

Soyağacımız ister incir ağacı gibi geniş yapraklı, ister kavak gibi yumuşak ve kaba, ister kestane gibi gevşek ve kırılgan, ister huş gibi dayanıklı, ister zeytin gibi kendi halinde, ister meşe gibi geniş, ister çınar gibi eski… İster yapraklı, ister meyveli, ister uzun, ister bodur olsun.

Siz geçmişinize değil, geleceğe odaklanın…

Ağacınızın en iyi, en lezzetli meyvelerini yetiştirmeye çalışın…

Yeşile düşman bu topraklarda, Nazım Hikmet’in dediği gibi;

Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayabilecek miyiz, ona bakın?

***

Soyağacı sorgulamasıyla biz büyük bir sorunumuzu hallettik. Darısı Amerikalı, Avusturyalı, Alman politikacıların başına…

Olur da Angela Merkel’e sorulursa “Sen kimsin?” diye…

Hiç şaşırmadan sayabilmeli, “Efendim ben Will ve Gertrud Lentzsch ile Ludwig Kasner ve Margarethe Kazmierzcak’ın torunu, Horst ve Herlind Kasner’in kızıyım.”

Yayın Tarihi
07.03.2018
Bu makale 3035 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!