Günlük ağaçları
Ladinler …
Sabah serinliği yollara düşmüş
Yarpuz kokuları
Ve harnup çiçeklerinden
Mavi bir dereydin
Akıp giden
Gün esmeri
Güneyli ozan
Nice hasretlerin gibi
Şiir defterin de yarım kaldı
Daha söylenecek
Akineli türkülerin vardı
Oldu mu ya şimdi
Kim yazacak
Çalı dibinde biten
Anamurlu çiçeğin şiirini …
Sevgili şairimiz Metin Demirtaş sonsuzluğa uğurlanalı iki gün oldu bile. Zaman kadar hızla akıp geçen hiçbir olgu yok. Sevgili Metin ağabeye bir şair dostuna yazdığı sitemli şiiriyle güle güle demek istedim. Ölümleri sevmiyorum. Kim sever ki? Hele güz mevsiminde daha bir yoğun oluyor ölüm trafiği. Herkes gibi bu yolculuktan kaçış olmadığını bilsem de her duyduğum veda haberiyle canım acıyor. Akdeniz’i , görkemli lacivert Torosları çok seven Metin Demirtaş, ölüm ile Akdeniz arasındaki trajik gelgitlerin şiirini yazmıştır.Keskin bir gözlem gücü,ince bir duyarlılık,insana umut ve iyimserlik aşılayan söyleyişiyle güzel şiirler bırakmıştır edebiyat dünyasına.Yaşadığı sürece ,payına düşen acıları,kederleri,mutlulukları eyvallah diyerek kabullenmiştir bildiğim kadarıyla.
Işıklar üstünden eksilmesin Akdenizin, Torosların, devrimlerin, acıyı bal edenlerin dostu, arkadaşı şair Metin Demirtaş. Yıllardır kütüphanemin raflarında duran kitaplarına göz attım da sayfalar sararmış olsa da dizeler, taptaze yüreklere seslenmekte. Aslında sözün bittiği yerdeyiz Metin ağabey. Fizik olarak seni uğurlamaya camiye gelemedim ama inan ruhumla oradaydım. Gökyüzünde olduğunu düşlüyorum. Kim bilir ne dizeler gönderiyorsundur bulutlara. Dün mor dağlara , Akdeniz’e ve bulutlara bakarak seni düşündüm .Bir şiirinde dediğin gibi, dışarıda deli bir lodos / Esrik bir sonbahar/ Adrasan üstünde eflatun bulutlar/Tahtalı da kar vardı .Her şeye karşın yasemin kokuyordu ortalık.Ruhun şad olsun . ..