Canım benim, canım benim, diye bir çocuk şarkısı vardır. İşte o öğretmeni her gördüğümde o şarkı yüreğimde çınlar. Kısacık bir yazıya nasıl sığdırırım diye uzun zamandır kara kara düşünür oldum. Söz etmek istediğim, Tonguç öğretmenin öğrencilerinden olan Yusuf Özdemir öğretmen. Ne yazık öğrencisi olma şansına erişenlerden değilim. Emekliler kahvesinde,o gülen gözleri,nurlu yüzüyle tanıma şansına ulaştım.Eşimin de değerli,sevdiği dostlarından olan Yusuf öğretmeni.
(ANILAR) adında bir özgeçmiş kitabı yayınladı. “Nasırlı Ellerden Kalem Tutan Parmaklara “ özdeyişiyle. Antalya ili Akseki ilçesi,Güzelsu bucağında 1925 yılında dünyaya merhaba demiş.İlköğrenimini doğdum yeri olan Güzelsu bucağında, orta öğretimini Antalya Aksu Köy Enstitüsünde yapmış. Yüksek öğrenimini, Ankara Hasan Yüksek Köy Enstitüsü ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünde Pedagoji bölümünü bitirerek tamamlamış.
Yozgat ili Çayıralan İlçesi Büyükkışla Köyü İlkokul müdürlüğü , 951 yılında Siirt ili ilköğretim müfettişliği yapmış.Vatani görevini yedek subay olarak tamamladıktan sonra,Antalya ve Ankara da İlköğretim müfettişi olarak görev almış.1980 yılında emekli olan Yusuf Özdemir öğretmen halen yaşamını Antalya da sürdürüyor.
Öğretmenim kendisi gibi öğretmen olan eşini ne yazık ki kaybetmenin acısını yaşamakta.İki evladı olmuş.İkisi de şimdi akademisyen.Bu yaşlara toprağı,elleriyle eleyerek,bağ bahçe işleriyle uğraşarak, koyun güderek,katır sürülerinin ardından koşarak ulaşmış.sayısız öğrenci yetiştirmiş büyük ve sevgili bir emekçi Yusuf öğretmen.
Aksu öğretmen okuluna başladıklarında, ot yataklarda , saman dolu yastıklarda yatarlarmış geceleri .Okullarını,yemekhanelerini kendileri inşa etmişler. Ah nerde o eski öğretmen okulları.Yaşamın içinden ,yaşayarak,yaşatılarak yetiştirilen nesiller.
Bu kitabı mutlaka herkes okumalı diyorum.Küçücük kitaptan çıkarılacak ne büyük dersler var.Yusuf öğretmenimin yetiştiği Aksu anısına yazdığı şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.
AKSU ANISINA
Savaş yıllarının yokluğu Anadolu’mu yakarken Genç Cumhuriyetin köylerinde yalınayak çocuklar ,ışıltılı gözlerle eğitime aç umutsuzca beklerken ,bir nurlu ışık geldi yüceden YÜCEL’den.
Bir ülkenin kurtuluşu köylerinden başlamalı
Eğitilen çocuklar köylerinde bir mum olmalı
Eğitim alan köylerde yay yana yanan mumlar
Tüm yurtta bir cumhuriyet meşalesi olmalı.
Zordu bu meşakkatli yollardan geçmek
Elde yok avuçta yok karneyle ekmek
Günlerce yürüyerek vardık AKSU’YA
Dua ettik sonra da bu fırsatı bize veren Tanrıya
İnanmıştık bir kere başaracaktık
Çok çalıştık çabaladık
Okulumuzu kendimiz yaptık
Ağaçlarımızı kendimiz diktik
Uygulayarak öğrendik her şeyi
Kimimiz inşaatçı kimimiz çiftçi
Çok yönlü yetiştik bilgilendirildik
Kalplerde Atatürk ve yeni Cumhuriyet
Gerçekleşiyordu Tonguç Babanın rüyası
Yetişiyordu Cumhuriyetin genç tayfası
Artık karanlıklar aydınlığa çıkacaktı
Kalkınma ta köylerden başlayacaktı.
Sonra bu ışık huzmesi gözlerini aldı bazılarının
Uykuları kaçtı ağanın beyin
Var mıydı uyuyanı uyandırmak ?
Çok kolay oldu iğrenç ellerle kara çalmak
Bugün bakın Aksu’ya tepedeki ağaçlara
İçin için ağlıyor tabiat orada
Okuduğumuz binalar harap bakımsız
Sanki hınç alınmış umarsız acımasız
Ey yetişen yeni nesil
Artık görev sizlerde
Görün iğrenç oyunu
Emanet etme kurda koyunu
YUSUF ÖZDEMİR
Şubat 2010
Sağlıklar, huzurlar diliyorum canım öğretmenim. Bu kadarcık olsun senden söz edebilme şansım için teşekkürler.