ANKARA'DAN

Neyi Bilmiyoruz da, ..Mış Gibi Yapıyoruz?

Öncelikle ne ve kim olduğumuzdan başlayıp, nereden gelip nereye gittiğimize bir bakmamız en doğru yol olacak. Yoksa laf kalabalıklığı ve laf ebeliği yapmaktan bir yere varacağımız yok.

--Yok ademden geldik, yok maymundan evrimleştik ya da ağaç kovuğundan çıktık. Nereden gelir iseniz gelin, nasıl evrilir iseniz evrilin, nereden çıkar iseniz de çıkın. Sorun bu değil zaten.

--İnsan olarak sorumlu olduğumuz şeyler nelerdir ve kimlere kaşıdır?

--İnsan önce kendine, nesline, ailesine, çevresine, topluluğuna, toplumuna, milletine ve devletine sorumlu olması gerekir.

--Sorumluluk deyince, sorumluluğu da tanımlamak gerekir.

--Kişiler bir kendilerine-aile ve yakın çevresine karşı sorumlu olduğu gibi, bir de başka insanlara, toplumuna, devletine ve milletine karşı da sorumluluğu vardır. Olması gerekir.

--Bu sorumluluklar aile-toplum gelenek ve görenekleri ile belirlendiği gibi terbiye ile de sınırlanmış, tanımlanmıştır.

--Toplumsal ve devlete karşı sorumluklar ise, genel kurallar, örf, adet ile olduğu gibi devlet gibi yapılarda da yasalar ile tanımlanmıştır.

--Bütün sosyal olaylarda olduğu gibi bu konuda da, genel tanımlar içinde sınırlar çizilse de, biribirini hem etkiler, hem de belirler.

--Kişinin tekil olarak kendisinin yapacağı hata, suç ve yanlışlar öncelikle kişiyi, sonra da aileden başlayarak çevresini etkiler.

--Örneğin, kişinin yapacağı hırsızlık, ahlaksızlık gibi konular kişi tarafından yapılmış olsa da, çevresini ve taraf olan diğer toplumsal tarafları etkiler. Devlet gibi kurumsal yapıların vereceği cezaların sonuçları gibi.

--Bu genel konular herkesçe bilinmekte ve görülmektedir.

--Ben asıl görülmeyen ya da görülmek istenmeyen bir konuya değinmek istiyorum.

--Kişinin aldığı kararların ve yaptığı işlerin bazıları , kişisel tercihi imiş gibi görüse de, toplumsal olarak kendi katmanlarını, sosyal statülerini ya da sosyal sınıflarını da etkiler.

--Bazı şeylerin yasal ve ahlaki durumları ve sorumlulukları vardır.

--Bir kişi, yasal olarak haklarını kullanarak bir şeye sahip olabilir. Ancak, sahip olunun o şeyin, toplumun genelini ilgilendirdiğinden; olayın toplumunda olduğu gerçeğini gözden kaçırır isek, ortaya ahalaki bir sorun çıkar.

--Her gün neredeyse açlıktan, yokluktan, yoksulluktan, işizlikten bir yurttaşımız ya kendini asarak, ya kendini zehirleyerek inthar ediyor ya da şakağına iki kurşun sıkarak yaşama veda ediyor.

--Bir insan olarak bütün bu yaşananlardan, olanlardan kendimizi hiç mi sorumlu tutmayacağız?

--Hiç mi vicdani, insani bir sorumluluk yüklenmeyeceğiz?

--İnsaf ya, bu yazıyı yazmaya başalyalı daha bir saat bile olmadan, sanal ortamda "Manavgat Eski Hisar Mahallesi’nde müzik öğretmeni, kendisine ait müzik atölyesinde tabancayla intihar etti."yi paylaşıyor.

--Değerli dostlar, ey güzel insanlar tek tek bu insanlara, bu topluma neler oluyor.

--Gerçekten Martin Luther King'in dediği gibi mi, olacağız. Gerçekten Kurtuluş yok teş başına "Ya birlikte kardeş gibi yaşamayı öğreneceğiz ya da aptallar gibi hep beraber yok olacağız.”

--Bu gün için tuzumuz kuru olabilir. Ama insanın kardeşi, yakınları, akrabaları, konusu-komşusu, yurttaşı vardır sorumlukluk duyması gereken.

--Biz ne zaman oldu da bu güzel duygu ve düşünceleri yitirdik?

--Ne zamandan beri, artık "Her koyun kendi bacağından asılır" oldu.

--Anadolunun gün görmüşlerinin ulu sözleri vardır: "Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter,güvenme zenginliğine bir kıvılcım yeter.." diye.

--Toplum içinde yaşananlar her ne kadar bu gün kişisel gibi görünse de, gittikçe de bir ateş çemberi gibi büyüyor ve çok kişiyi içine alıyor.

--Siyasi tercihlerimiz ile yarattığımız canavarlar gittikçe devleşirken, insanlar, kişiler gittikçe yalnızlaşıyor ve güçsüzleşiyor.

--Örgütlü olan kesimler kendi çıkarlarını koruyabilirken, örgütsüz kesimler ise en temek haklarını yitirmekte, yok olup yoksullaşmaktadır.

--Her şeyin farkındaymışız gibi davranıp, hiç bir şeyden habersizmişiz gib yaşıyoruz.

--Hiç istemediğiniz, bu gün için başka ocaklara düşen ateşler, sizin ocağa da pek uzak olmayabilir.

--Böyle olmasa bile, hani bizler. "komşusu aç ikeni, tok yatan bizden depildir" diyen bir geleneğin devamıydık..

--Soysuzlaşılıyor mu, yoksa sorumsuzlaşılıyor mu anlamadım gitti.

Yayın Tarihi
19.02.2020
Bu makale 904 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!