BAKIŞ

Kirletene, yok edene bir kuruş kazandırmam"

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı yönetimine seçilen arkadaşlarımızın atamaları Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından yapıldı ve resmen göreve başladılar. Hayırlı uğurlu olsun.


Hepsine ülkemiz turizmi adına tek tek sonsuz başarılar dilerim.


Buradan yazıyorum:


Ajansın çalışmalarını bilgi, tecrübe, gerçek data ve analiz raporları ile en yüksek seviyede tüm samimiyetimiz ile destekleyeceğiz, Alınan kararları yakından takip edeceğiz. Yapılan çalışmaların neticelerini ölçüp sektörümüz ile paylaşacağız. Doğruyu ayakta alkışlarken, yanlışı deşifre edeceğiz.


Sizler şimdi bir proje seline kapılacaksınız: Teklifleri iyi ayıklayıp Türkiye turizm ürünlerini zamanımızın yeni müşteri algı sensörlerine en uygun bir şekilde ayarlamak durumundasınız :

Gözler üzerinizde olacak.

Sektör olarak hepimiz zamanı doğru okumak mecburiyetindeyiz:

Dünyadaki tüm sosyo -kültürel gelişmelere , siyasi çalkantılara en yüksekten bakış ve en derinden duygu üreterek yaklaşmalıyız.

Özellikle üst segment turistlerde eski yıllara hiç benzemeyen farklı bir durum hali var:

Çok hassas, kırılgan ve tepkili bir ruh dünyasındalar.

Dünyamızın nasıl yönetildiği ortada:

Bir çok destinasyonda: kötü, kötü, kötü!

Aşırı tüketen kirleten, seyreden tok ve obezler ile deri kemik olmasa da mutsuz, çaresiz ve halen sahipsiz olanların iç içeliği günümüzün destinasyonlarının halen bir gerçeği..

Gezdikçe dünyanın halini daha çok görüyorsunuz.

Cihanda her yer Norveç değil!

Kanunsuz ve kaidesiz zamanların Zeitgeist (zamanın ruhu) nun artçılarının vahşi kapitalist versiyonun günümüzde de devam aymazlığı, 'hep banacılık' ve aşırı plansız büyüme son 150 yılda 15 milyarlık küremizi pisletti, zehirledi ve şimdide kültürleri yok edip bitirmek üzere ...

Medeniyetler ve kültürler arası sempatik eksotizm devri kapandı.

Bizde bu duruma gelmiş, getirilmiş, getirdiğimiz bir dünyada turizmcilik yapıyoruz.

Hani çok uluslu grupları anladıkça, doymak bilmeyen insanlara ne demeli?

Dünyamız için çok kısa zaman dilimine tekabül eden birey olarak sahibi olduğumuz insan ömrü denen sürece tekil şahısların doymak bilmeyen aşırı ve gereksiz sıkıştırılmış büyük ihtirasların yaşadıkları noktalarda ne kadar yok edici durum aldığını şimdi daha somut gözlemleyebiliyoruz:

Dijital çağın algoritma kodlarının yazılımında bile günümüzün insanının içindeki "hepsi benim" dürtüsü bitmeden, azalmadan devam ediyor.

İnsanın çalan, koparan, zehirleyen yok eden "Doğa'ya ve "Can'a karşı acımasız vurdum duymazlığılı tüm dünya gezginlerinin güzergâhlarında farklı boyutta, farklı yorum ve algılama ile kendini sergiliyor.

Türkiye de bu rotanın arka mahallelerinde maalesef yerini koruyor.

Yorgun dünyamızın geldiği doğa ve kültürel erozyon durumu tüm çıplaklığı ile gözler önünde.

Büyük kitleler şimdilik sosyal medyada 'Robin Hood"luk ile tatmin edilirken, gerçek ve kalıcı çözüm ve çare arayanların sayısı dünyamızda 5 kıtada hızla artıyor:

Turistlerde uyanmaya ve utanmaya başladı

"Kirletene, yok edene bir kuruş kazandırmam" diyenler devasa bir tüketici ordusuna dönüşüyorlar.

Küresel sektörlerin lider şirketleri zamanın ruhunu yakaladı: hepsi çok farklı ve alışılmadık, değişik bir boyutta girdikleri evrim sürecinde müşterinin ürün ihtiyaç duygusunun ötesinde kendi üretimlerine "koruyan ve korunan" damgasının yarattığı algının derinliği ve kalıcılığı üzerine yoğunlaşıyorlar.

Güçlü, kuvvetli büyüklük sıfatlarını ve iddialarını eritip, yumuşatıyorlar: çok yönlü "çözüm ortaklığına davet çıkarıyorlar.

Gel, katıl, sensiz olmaz ! deyip, döngüsel ekonomiyi "circle ekonomie' yi ön plana çıkarıyorlar.

Naif ve kusursuz motiflerden uzaklaşıyorlar:

Derinlik, yaşanmışlık ve empatiyi buketleyip yeni bir piyasa ateşleyicisine dönüştürmek istiyorlar.

Turizmde de keşfetme enerjisi yön değiştiriyor: para, yatırım ve fonlar koruma ve geliştirme tarafına kayıyor.

Keşfettiğin kıtalar senin olsun, sen bana koruduğun kıtalardan bahset.

Kristof Kolomb is out

Greta Thunberg is in


PP

Produktive Produkt

(verimli ürün ) artık tek başına yeterli değil .

Şimdi

PPP

Protected Produktive Product

(korunan verimli ürün)

zamanı başlıyor ve bu yeni anlayış küresel turizmin yeni kaderini tayin edecek.

Biz ise bir adım daha ileri gidip

PPPP

Passionately Protected Productive Product

(Sevda İle Korunan Verimli Ürün) devrini başlatalım.

Dünya toplumlarına ve küresel gezginlere SÖZ verelim:

TP
TurkishPromise:
(Türk Sözü)

ROTT
Renaissance Of The Timeless
(Zamansız Olanın Yeniden Doğuşu)

Bu anlayışı, bu sevdayı dünya turizm sektöründe yeni bir paradigmaya dönüşmesinde öncülük edelim.

Şimdi gülüşmelerini duyduğum alaycı kişileri dikkate almadan özellikle temiz tutulan, korunan, geliştirilen sade, sahici, özgün sanat, kültür, gourmet ve inanç ve zindelik rotaları yaratalım: Yeni tad, lezzet, duygu ve sevda noktaları arayışları olan dünyamızın varlıklı ve kültürlü turistlerine duygusal ancak kararlı bir çağrı yapalım.

Duyarlı dünya insanlarının çözüm ortağı olalım:

Türk Hava Yolları bu anlamda akıllı ve itibar artırıcı muhteşem bir projeye imza attı.

Her gün dünyanın bir ucundan diğer ucuna uçtuğu yüz binlerce 200 ülke vatandaşına plastik tüketiminin doğamızı nasıl kirlettiğini ve zehirlediğini o kadar ağır bir şekilde görsel olarak sunuyor ki, bize sadece takdir etmek kalıyor.

Bazı yabancı yolcuların "TK Çevre Spotu" ndan dolayı Türk Hava Yolları'na olan saygısının ve sevdasının arttığını görüyoruz.

THY en doğrusunu yaptı, siz siz olun "o hayatını hep uyanıklıkla kazanmış olan kişilerin "aman bizde pislik ve doğa tahribatı yok, söylersek, sonra bize kimse gelmez! “diyen kurnazların ikazlarını çöpe atın.

Son duraktayız: pislikler hasıraltı zihniyeti ile yarınlar inşa edemeyiz.

Zira dünya zaten herşeyi biliyor ve görüyor; Piyasalar bizi ivedilikle doğru posizyon almaya davet ediyor.

Bu zor günlerde gelen haberler ülkemizin turizmi için umut veriyor: ABD'de , Avrupa'da, Asya'da Türkiye'ye ve Anadolu'ya olan ilgi hızla artıyor.

Sebebi çok açık ve net: dünyanın 'Zamansız Varlık' envanterinin önemli bölümü bizim topraklarımızda.

Anadolu zenginliklerini, medeniyetlerini görmek, yaşamak isteyen 300 milyon potensiyel gezgin var.

Yavaş yavaş yine onların radarına giriyoruz.
 

Yanlış bir slogan, yanlış bir restorasyon, yanlış yapılanma ve yanlış bir sunum/anlatım bizi evrensel kültür ve sanat radarından dışarı atar. Ucuzcu shopçulara yine teslim oluruz.

İnsanlığın değerlerine: bizim değerlerimize doğru yaklaşımlar sergileyerek daha kalıcı ve sürdürebilir olarak saygın dünya toplumu istikametinde sürdürebilir yerel kalkınma yoluna rotamızı çevirebiliriz .

Gelecek nesillere her zaman alıcısı olacak erimeyen, azalmayan, kaybolmayan varlık ve 'Zamansız Değer ' ler bırakabiliriz.

Yayın Tarihi
20.01.2020
Bu makale 1239 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!