ANKARA'DAN

İllüzyon: Gerçek Dışı Algı

Bir yıl daha bitiyor. İnsanların mutlu, huzurlu güzel bir yılı daha geçirdiklerini, aç-sefil dilenenlerin, artık işi arsızlığa vurdurup aleni, açık açık açık tehdit varı söz ve tavırları ile sokaklarda para isteyenlerin;

--Çoluğuna, çocuğuna, evine, eşine, çevresine diyecek sözü ve umudu olmadığı ve kalmadığı için zehir içip ölen, bir şekilde intihar edenlerin;

--Olmadığı bir yılı daha geçirdiğimizi yazarak, saygı ile, sevgi ile UMUT İLE bir yılı daha bitirsek sanki ne olurdu?

--Devletin "D"sinden haberi olmamış adam, kime ne yarandı ya da kimin ne işini gördü/görecek ise diyor ki, İMPARATORLUK OLACAĞIZ!..

--Kıçında donu yok, ayazdan donuyor ama, Sarayağzı semtinde oturduğunu, yaşadığını sanarak önüne atılan iki dilim tepit ile ömrünü, emeklerini halkına, insanına, vermiş kocaman bilim insanlarına yandan iki kelam ederek çaktığını sanıyor.

--Yürüdüğü yolun parasını bile kıçına alamadığı don ile ödediğinin FARKINDA OLMADAN, İtalya'da ürettirilen bilmem ne marka arabanın prototopi ile övünen adamlar ülkesinde yaşar olmak, ne tuhaf? Bilmek bile gelmiyor insanın içinden artık.

--Ya Allah’ın kulu, SENİN ÜLKENİN

--ŞEKER,

--TANK,

--UÇAK,

--LOKOMOTİF FABRİKALARIN, neden kapatıldı?

--Teknolojileri yenilenmediği için. Yeni teknoloji ve sanayii yaratırımları DEVLET TARAFINDAN YAPTIRILMADIĞI için.

--E be zeka özürlüm, "Nazilli Basmaları Nazilli'de Dokunur" diye türkü yakılan Pamuklu Dokuma Fabrikaları,

--Bu türküyü, Nazilli Öğretmen okulu ve benzerlerinde Okuyan gence/lere yaktıran okulu/llar kapatıldı.

--Neden kapandı; Hiç düşündün mü?

--Şu anda, bu ülke topraklarında biri birini rekabet ederek boğazlayan kaç OTOMOBİL şirketi var biliyor musun?

--Teknoloji ve Sanayinin bu kadar gelişmediği dönemde bile Uçak, Lokomotif fabrikalarını kapattırıp, sana bedava vereceğiz diye, eski mallarını verip, yıllarca onların tamirinden bile milyonlarca dolar seni soyan ekonomik-siyasi sistem sana bu pazarı yerdirir mi?

--Bak daha dün, "Boğaz tehlike altında" diye gemileri saray duvarlarına sıyırtan aklını sıyırmışlar varken, sana kim, neyi yedirir.

--Unutma, "bedava peynir, FARE KAPANINDA OLUR".

--Gerçeklerden o kadar uzaklaştık ki,

--Cep telefonlarımızın fotoğraf makineleri ile öz çekim/selfi yapıp, bir de rütuşlayıp, kendimizi dünyanın en güzeli/yakışıklısı,

--Çaput pazarlarının döküntüleri arasında seçip alıp-giydiğimiz giysiler ile alemin en "şık"ı,

--İnternetin sanal sayfalardan aşırdığımız iki kelam ve bir resim ile kendimiz en entel sanarak nereye varacağız?

--Bunu yapar iken de, sen, ben o, hepimiz biri birimize "şirinlik" olsun diye ""Beğen" butonuna basarak şımarttığımız bir yıl daha bitiriyoruz.

--Keşke, güzel yazacak iki kelam olsa,

--Keşke hep birlikte yaptığımız iki güzel ve huzurlu iş olsa da yazam, şu kırılası klavyem ile.

--Ama yok. Duyun artık yok.

--Biliyorum bu çığlığı duymayacaksınız, gözleriniz yine abuk-subuk şeylere bakacağı için görmeyeceksiniz.

--Gelecekten de umut yok.

--Mahvettik her şeyi. Ama farkında değiliz.

--Uyandığınızda, rüyalar ülkesinde olmadığınızı göreceksiniz. Ama sakın ağzınız açmayın, boğazınıza kadar neye battığınızı bilmediğimden, üzülmenizi istemem.

--Hey gidi Koca Atam hey, hey gidi Atatürk'üm, sen dün bu ayaz da, soğuk da nasıl geldin Dikmen sırtlarından Ankara'ya. Bizler ellerinde eldivenler, sırtında yün paltolar ile seni sanal sanal anmak, karşılamak için çok üşüdük de.

Yayın Tarihi
28.12.2019
Bu makale 1156 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!