ANKARA'DAN

Günün yarısı mutluluk, yarısı hüzün

Gerçekten çok ilginç bir dönemden geçiyoruz. Bugün Haziranın üçüncü Pazarı ve Babalar Günü Kutluyoruz.

--Kutluyoruz diyorum ama, içimde bir eziklik, bir burukluk var.

--Sağ olsun Kapitalizm, Marx'ın deyimi ile ağacın bile gölgesini satar. Gölgesini satamayacağı ağacı da keser, odun yapar.

--Her ne kadar sanal pazarlama ve sanal reklamlar ile çok çabalasa da bu kez Babalar Günü Kutlansın, ben de aradan gemimi yürüteyim istemiştir ama sanırım pek başarılı olamadı. Herkes, sanal ortamlarda yaşadı, acısını da, sevgisini de.

--Cemal Süreya gibi, "Sizin hiç babanız öldü mü?/ Benim bir kere öldü kör oldum./ Yıkadılar aldılar götürdüler/ Babamdan ummazdım bunu kör oldum"

--Giden Baba'ya bir çocuk edasıyla daha nasıl sitem edilir ki!..

--Bir yandan giden Babalara sitemler, bir yandan da giden Babalara hüzün ve üzüntü ikrarları, ağıtlar.

--Ya da "Bu adam benim babam / Derdi dağlardan büyük/ Çaresiz (biçare) , beli bükük hey!/ Bir gün olsun gülmemiş/ Rahat nedir bilmemiş/ Gözyaşını silmemiş/ Bir lokma ekmek için/ Kimseye eğilmemiş" diye diye sızlananlar, içlerine akıttılar gözyaşlarını.

--O yüzden ne mutluluğumuzu yaşayabiliyoruz adam gibi, ne de acımızı yaşayabiliyoruz doya doya. Hepsi parça parça.

--Günüde ikiye böldük yüreğimiz gibi.

--Sabah azıcık mutluluk, sonra "babasızlık" yavaş yavaş ortaya dökülmeye başladı. Gözyaşları sel olan ve içine akan dostlar ile gönülden gönüle yaşarken, bir de haberler takıldı gözler.

--BAROLAR YÜRÜYOR.

--Herkes her işi yapabilir. Ama bazı işleri, meslekleri yapmak bir etik gerektiri. Bu hem meslek etiği hem de kişilikten kaynaklanan.

--AKP ve MHP'nin başta Barolar olmak üzere birçok meslek kuruluşlarının yapısı ve seçim sistemini değiştirmeye yönelik TBMM'de ki yasal süreçlerine tepki olarak ve farkındalık için, 80 baro tarafından, eş zamanlı olarak Ankara’ya doğru başlatılan sembolik 20 kilometrelik "SAVUNMANMA YÜRÜYÜŞÜ" başladı.

--Cezaevlerinde Avukatlar da dahil bazı tutuklular, açlık grevlerinde.

--Babalar günü gibi bir şekilde sevinmemiz, mutlu olmamız gerekir iken bile paramparçayız. Gerçekten "Yaprak döker bir yanımız/ Bir yanımız bahar bahçe"

--Ne diyelim ki. Umutsuz olmak biz yakışmaz. Biz umudun kaf dağının ardında olduğunu bile bile aştık o kadar engelleri, dikenli yolları. Karlı dağın ardında ki vadiler bizi bahara ulaştıracak.

--Az da sabır, az daha çaba, az daha gayret, hadi be garip, mahsun ve yorgun ülkem.

--Kışın sonu bahar, Barolar Adalet, Savunma Hakkı, sendikalar eşit işe eşit ücret, kıdem tazminatıma dokunma derken, zamansız kaybedilen babalara yakarışlar.

--Çile bülbülüm çile. İşte Coğrafya insanın kaderi dedikleri bu olsa gerek. Orta Doğu, kimin eli kimin cebinde belli değil. Dağlar, ormanlar talan içinde ve insanlarımız yarın yüzleşecekleri yalan içindeler.

--Keşke insan tez zamanda eşref-i mahlukat(yaratıkların şereflisi), keşke, eşref-i mahlukat olduğumuzu canımız yanıp yakılmadan anlasak.

--Değil mi. Umutla bekleyeceğiz ve çalışacağız.

Yayın Tarihi
22.06.2020
Bu makale 1207 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!