Bir 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününü daha arkada bıraktık. Yıllar önce felakete uğrayan emekçi kadınlar anısına düzenlenen , tüm dünyaca sahiplenilen bir gün. Tamam , diri diri yakılan o emekçi kadınlar unutulmasın,anılsın. Hiçbir itirazım olamaz. Ne var ki güneş her gün kadınlarla doğuyor. Yaşamın içinde öylesine var oluyorlar ki onları bir günün içine kilitlemek olanaksız. Ben doğam gereği ayrımcılığın karşısında bir insanım. İnsanları cinsiyetlerine göre değil, insani değerleri algılamalarına göre kabul edenlerdenim.Beğenelim veya beğenmeyelim ,hangi cinsiyette,hangi milliyette olacağımız bizim elimizde olan bir şey değil.Kadın,erkek, siyah, beyaz ,Kızılderili yaratılan insanlar örneği. Ne var ki insanoğlunun bir bölümünde, kendine benzemeyenleri küçümsemek gibi bir zafiyet var.Ne diyeyim Allah ıslah etsin.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü Antalya’ da da yoğun etkinliklerle kutlandı. Şarkılar söylendi, şiirler okundu, kadın oyunculardan oluşan tiyatro topluluklarınca oyunlar oynandı .Antalya Murat paşa belediyesinin meydanında sayıları belki de on beş ,yirmi bini aşan kadınlarca kaşıklarla tempo tutularak şarkılar söylendi. Selda Bağcan konser verdi. Ben göremedim ama ünlü film yıldızımız Türkan Şoray da eşlik etmiş şenliğe. ANŞOYAT derneğinde hazırlanan başka bir söyleşiye katılmak için ayrılmak zorunda kalmıştım. Oradan da bizim Antalyalı Kadınlar Tiyatromuzun oyunlarını izlemeye gittim.Her zaman olduğu gibi kadı9larımız harikalar yarattılar. Bu amatör tiyatro topluluğunun özelliği ev kadınlarından oluşmuşluğu.Fırsat tanındığı zaman kadınların neler yaratabildiklerini yıllardır kanıtlıyorlar.Sevgili hocamız ,büyük sanatçı Müfit Kayacan’ın bir kanaviçe gibi işleyerek emek verdiği bu topluluk umarım daha çok güzellikler sergileyecektir.
Güneş tüm aydınlığıyla,sıcaklığıyla Murat Paşa Belediye meydanını dolduran kadınları,aydınlattı. Isıttı,sonra da yaktı. Sağ olsunlar ,kadınlara şapkalar dağıttılar. Ben uzun zaman ayakta duramadığım için bir kenarda duruyordum.Görevli bir hanımefendi, sandalye yetiştirdi.Benim gibi beli ağrıyan başka bir hanımla yan yana oturuyorduk.Kadınların 8 Mart etkinliğini kutlamaya gelen siyasetçiler de önümüzden selam vererek geçiyorlardı. Yanımdaki hanımın beyaz baş örtüsü, onun üstünde de şapkası vardı.Benim başım açıktı güneşten kıpkırmızı olmuşum. Aydınlık havalara hasret kalmıştık .Razıydım sevgili güneşin yakmasına.Tansiyonuma filan dokunacaktı ama ne gam.O kadınları ,hemcinslerimi izlemek harikaydı. CHP milletvekili Antalya aday adaylarından , yayıncı Ahmet Oruç oğlu beyefendi önümüzde durdu. Kendisiyle tanışmamıştım.Televizyonda yaptığı programlardan göz aşinalığım vardı. “ Senin şapkan yok mu dedi “ bana. ”Yok“ dedim. Hemen başından şapkasını çıkararak bana verdi. Hem şapka lanmış, hem de duygulanmıştım. Beyefendi de beni tanımazdı. İnsan olmak böyle bir şeydi sağ olsun.
Nice acısız, kedersiz ,mutluluklarla,dayanışmalarla dolu martlar,nisanlar,mayıslar yaşansın. Kâinattaki tüm insanlar esenlik içinde olsu çocuklarınızı doğurttuklarınız da .En sağlam yaşam arkadaşlarınızın kıymetini bilin. Bilenler biliyor da, sözlerim bilmeyenlere…