Erişilecek gibi değil. Nasıl da hızla akıp geçiyor zaman. Mevsimler, ömür, say sayabildiğin kadar. Gündemin temposuna da yetişebilmek olası değil. Tam irtica etmeyi düşlerken, boğazımızdan geçen gemilerden akseden bir fotoğraf , her yurttaşım kadar benim de kanıma dokundu. Boğazıma takıldı kaldı desem daha doğru olacak. Bir baktım ki, kendi kendimi konuşuyorum. Ah Atatürk’üm ah diyorum. Sen olsaydın, şu füzesini göstererek geçen askere emir verenlere, füzelerini yutturmaz mıydın?. Çok şımardılar çok. Allah dünyanın sonunu hayır etsin. Hiç iç açıcı günlere gebe değil gibi zaman.Tüm kalbimle yanılmayı diliyorum.Tanrı yetişen genç neslin yardımcısı olsun.
Televizyon haberlerinde duydum. Gazetelerde de okudum. Bir İtalyan hanım ,230 bin Euro değerindeki evini sokak kedilerine bırakmış.Kafamda binlerce şimşekler çaktı.Serde sokak kediliği var.Ben de gidip sığınma evine kaydımı kuydumu yaptırayım dedim.Fiorello Scunnabissi isimli hanımefendi hayattayken beslediği sokak kedilerinin , ölümünden sonra da sahipsiz kalmaması için 1992 yılında düzenlediği vasiyetiyle yedi odalı evinin satılıp,gelirinin sokak kedilerine bakan barınağa verilmek üzere belediyeye bağışlamış.İtalyan basınını , bu bağışın sokak kedilerine bir Noel hediyesi olduğunu dair çok sayıda haberler çıkmış.
Bayan Fiorella , İtalya’nın kuzeyinde Emilia-Romagna bölgesinin merkezinde yer alan Bologna şehrinde yaşıyormuş.Işıklar içinde uyusun.Şehirde yer alan binaların çoğunun kırmızı tuğlalı olmasından dolayı,( Kızıl Şehir ) ismiyle bilinirmiş.1088 de kurulan şehir Avrupa’nın en eskilerinden diye tanımlanırmış.
Dante, Erasmus ve Kopernik gibi dehaların yetiştiği bir kent olmasıyla ve üniversitesiyle de ünlüymüş.
Bologno’ya iltica etme düşümü her yerde dillendirmeye başladım. Bir arkadaş beni de götür,kedilerin mamalarını hazırlarım demez mi ? Hani biz de bir söylem vardır. Fare deliğine sığmamış, kuyruğuna kabak bağlamış derler. Ben kedi olduğuma göre ,daha büyük bir şeyler de bağlayabilirim.Turist olarak gidip,sığınma mı talep etmek belki en sağlamı olur.Suriyeliler gibi kaçak yollardan gitmek tehlikeli.
Her ne yana baksam ,iç karartan acı haberlerden geçilmiyor.Bu hafta da hoş düşümle sizleri gülümsetmek istedim. Bilirsiniz insanlar hayal ettikleri sürece yaşarlarmış. Yüzlerce sokak kedisiyle birlikte bir evde yaşamak ilginç geldi bana.
Tek sorun dil olabilir mi diye düşündüm. Miyav bence evrenseldir. Onu da çözmüş oldum.Hadi hayırlısı.Bakarsınız ,bundan böyle yazılarını İtalya’dan,kedi sığınma evinden gönderirim. Güzel haberleri paylaşmak umuduyla hoş kalın efendim.
Geçen Geçene
Erişilecek gibi değil. Nasıl da hızla akıp geçiyor zaman. Mevsimler, ömür, say sayabildiğin kadar. Gündemin temposuna da yetişebilmek olası değil. Tam irtica etmeyi düşlerken, boğazımızdan geçen gemilerden akseden bir fotoğraf , her yurttaşım kadar benim de kanıma dokundu. Boğazıma takıldı kaldı desem daha doğru olacak. Bir baktım ki, kendi kendimi konuşuyorum. Ah Atatürk’üm ah diyorum. Sen olsaydın, şu füzesini göstererek geçen askere emir verenlere, füzelerini yutturmaz mıydın?. Çok şımardılar çok. Allah dünyanın sonunu hayır etsin. Hiç iç açıcı günlere gebe değil gibi zaman.Tüm kalbimle yanılmayı diliyorum.Tanrı yetişen genç neslin yardımcısı olsun.
Televizyon haberlerinde duydum. Gazetelerde de okudum. Bir İtalyan hanım ,230 bin Euro değerindeki evini sokak kedilerine bırakmış.Kafamda binlerce şimşekler çaktı.Serde sokak kediliği var.Ben de gidip sığınma evine kaydımı kuydumu yaptırayım dedim.Fiorello Scunnabissi isimli hanımefendi hayattayken beslediği sokak kedilerinin , ölümünden sonra da sahipsiz kalmaması için 1992 yılında düzenlediği vasiyetiyle yedi odalı evinin satılıp,gelirinin sokak kedilerine bakan barınağa verilmek üzere belediyeye bağışlamış.İtalyan basınını , bu bağışın sokak kedilerine bir Noel hediyesi olduğunu dair çok sayıda haberler çıkmış.
Bayan Fiorella , İtalya’nın kuzeyinde Emilia-Romagna bölgesinin merkezinde yer alan Bologna şehrinde yaşıyormuş.Işıklar içinde uyusun.Şehirde yer alan binaların çoğunun kırmızı tuğlalı olmasından dolayı,( Kızıl Şehir ) ismiyle bilinirmiş.1088 de kurulan şehir Avrupa’nın en eskilerinden diye tanımlanırmış.
Dante, Erasmus ve Kopernik gibi dehaların yetiştiği bir kent olmasıyla ve üniversitesiyle de ünlüymüş.
Bologno’ya iltica etme düşümü her yerde dillendirmeye başladım. Bir arkadaş beni de götür,kedilerin mamalarını hazırlarım demez mi ? Hani biz de bir söylem vardır. Fare deliğine sığmamış, kuyruğuna kabak bağlamış derler. Ben kedi olduğuma göre ,daha büyük bir şeyler de bağlayabilirim.Turist olarak gidip,sığınma mı talep etmek belki en sağlamı olur.Suriyeliler gibi kaçak yollardan gitmek tehlikeli.
Her ne yana baksam ,iç karartan acı haberlerden geçilmiyor.Bu hafta da hoş düşümle sizleri gülümsetmek istedim. Bilirsiniz insanlar hayal ettikleri sürece yaşarlarmış. Yüzlerce sokak kedisiyle birlikte bir evde yaşamak ilginç geldi bana.
Tek sorun dil olabilir mi diye düşündüm. Miyav bence evrenseldir. Onu da çözmüş oldum.Hadi hayırlısı.Bakarsınız ,bundan böyle yazılarını İtalya’dan,kedi sığınma evinden gönderirim. Güzel haberleri paylaşmak umuduyla hoş kalın efendim.