BAKIŞ

Derin Müşteri ve yeni oluşumlar

Dünyamız 'standby' durumuna geçtiği bugünlerde  bir taraftanda yeniden yapılanma sürecine doğru istikamet belirliyor. Yıllardır yalpalayan ve üstünde yaşayan milyarlarca insanların önemli bir kesimini dünyaya geldiğine pişman ettiren bu yaşlı ve bücür gezegen ruhunu silkeleceğe benziyor.

 

Kültürler arası yapay buzullar eriyor:

 

Başka olanı, karşı tarafta olanı, uzakta olanı, hatta çoğu zaman en yakınındakini bile tanımama, bilmeme, anlamama devri zoraki olarak kapanıyor:

 

Ön yargı kalıpları çatlıyor, parçalanıyor: 

 

Dünya'nın en güçlü ülkesinde bir 'Siyahi' Cumhurbaşkanı, Avrupa'nın en kuvvetli ülkesinde bir 'Türk' parti başkanı olabiliyor.

 

Batı-Doğu, Kuzey-Güney, Hiristiyan-Müslüman, Siyah-Beyaz-,Kadın-Erkek,Genç-Yaşlı, Yerli-Yabancı kavramları dünyamızın yeni anlayışlar arayışında hepimizden, tüm insanlardan yeni yaklaşımlar bekliyor:

 

Anlayanlar anlamıştır herhalde:

 

Barack Obama bir zenci değil. O, bugünün dünyasının kıtalararası müşterek yüzünün dışa vuruşu; Irklar ve dinlerin toplu grup fotoğrafının tek bir yüze yansıdığı yeni bir siyasi başlangıcın simgesi.

 

Cem Özdemir'de Türk değil: O, "nereden geldiğin değil; bundan sonraki yaşamında  ne yapacağın önemlidir" diyen tavizsiz çevreci, özgürlüklere hassas,  duygusal zekanın yaşam verdiği barışçıl yeni dünya siyasetçisi.

Küreselliğin ilk yarısında toplumlar arası sadece ticaret vardı; şimdi kıtalar ve kültürler arası sıkı bir diyalog bekleniyor:

Toplumlar arası önyargıların dünya'nın gerçek gelişmesine, birleşmesine koyduğu engel el birliği ile kaldırılmaya çalışılılacak..

Yeni siyasi görüş: Yaralı Dünya diyalog ile tedavi edilebilinir, savaşlar ile değil...

Bunun tam karşıtı tezlerde var. Amaçlı olarak yaptırılan stratejik araştırmalar ile eski kafalar yeni ceplerini doldurmak isteyecekler, ama başarılı olmaları eskisi kadar kolay değil artık..

 

Bunlar şu ana kadar olan siyasi tespitlerimiz:

Siyaset ve turizm; dünyada ve ülkemizde yıllardır ya birbirini destekliyor yada engelliyor..Bu ileride de böyle olacak.

 

Hep beraber göreceğiz:

 

Yıkılan finans düzeninin enkazları altında  şimdiden küresel yeni arayışların içersinde ülkeler ve toplumlar ekonomik yeni kategorik grublaşmalar içine bir-bir sıralanıyorlar..

 

-yüksek teknolojiye sahip araştırmacı toplumlar

-iş gücü ve tüketim ordularına sahip toplumlar
-yeraltı ve enerji kaynaklarına sahip toplumlar

 

Dengeler doğru ve adil kurulabilecek mi?

 

Paylaşımlar, ortaklıklar yeni düzenin otokontrol mekanizmaları tarafından bu sefer daha başarılı olarak sağlanabilinecek mi?

Spekulatif olmayan gerçek küresel, bölgesel, yerel değerler ön plana çıkarıbilinecek mi?
 

Dünyada ki çeşitli kuruluşlar, dernekler ve birlikler görev alanları çercevesinde gelecekteki yeni anlayış ve tüketim modelleri ve 'Yeni Müşteri' profili için kendilerine yol haritası çizmeye başladılar..Harıl, harıl çalışma yapıyorlar:.

 

Ekonomi ve finans dünyasında  kurulacak devasa 'denetleme kaleleri' gelecek yıllar için turizm ürününlerinde  yeniden elden geçirilmesini, yeniden dizayn edilmesini gerektirecek. 

Üniversitelerin, kamu kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla gelecek tarihlerde çok değişik ve çarpıcı  tespitler, öneriler, tavsiyeler ve uyarılar Türk turizm sektörünede ulaşmış olacak..

 

Turizm sektörü  ile ilgili ilk labor sonuçları: Gelecekte ürün ve müşteri 'içe doğru' büyüyecek..

Ürün kendi içinde bir software olarak zenginleşecek, derinleşecek, sağlamlaşacak ve gerçek özüne dönecek.


Müşteri daha çok yediği, içtiği, eğlendiği, vakit geçirdiği ürünler hakkında bilgi isteyecek, kaynak soracak.

Gelecekteki müşteri çok yönlü bir insan profili çizecek:

Daha çok okuyacak, sanatsal ve gerçek kültürel sunumlar talep edecek, hijyen beklentisinin yanında kendisine sunulan hizmetlerin sosyal niteliğini sorgulayacak:

Müşteri tükettiği ürün karnesine çok daha dikkatlice  bakacak

 

Ve netice olarak zengin, varlıklı, kültürlü ve benzeri müşteri veya tatilci profili  tanımlamalarına 'Derin Müşteri' sıfatı  eklenecek.

 

DERİN MÜŞTERI: En gerçeği, en temizi, en doğalı, en doğru olanı, temiz sunulanı, dürüst anlatılanı arayan, talep eden müşteri...

 

Bu müşteri bozulmamış ve korunan doğaya, tarihe, insan haklarına, özgürlüklere bağımlılık gösterecek: Yeni dünya düzeninin yansıması olan yaşam biçiminin beraberinde getirdiği yeni 'tüketim anayasası' nın  dışına çıkmayacak, bu tutumundan katiyetle taviz vermeyecek: Sürdürülebilir olmayan hiç bir şeye el sürmeyecek.

Bu zihniyet gittikçe, her yıl artarak diğer müşterilerinde ruhuna yerleşecek yerleştirilecek...;

Bu gelişmeleri doğru okuyan destinasyonlarda gerçek değerler, zenginlikler, varlıklar ön plana çıkacak:

 

Doğa, tarih, kültür, fitness ve sağlık ile örülmüş bilinçli Lifestyle yeni bir 'yaşam ve tatil sanatı' oluşturacak..


Tatil beldelerinde papatyalar selam duracak, gülller lale açacak, begonviller yasemen....
 

Çoğu destinasyonda beton mağlup düşecek, imitasyon para etmeyecek, plastik eriyecek..

Türkiye bu süreçte turizm sektörü olarak kendini yeniden ispatlamak mecburiyetinde kalacak..

Sağlıklı bir oto kontrol mekanizması kurarak, ürünümüzü obezleştirmeden 'içe doğru ' zenginleştirerek sahillerimizde ki otellerimizi yeni müşteri  taleplerine göre en uygun şekilde, en iyi düzenleyen bizler olabiliriz.

Turizm çeşitliliğinde  yeni yatırımları ivedilikle ülkemizin iç kısımlarına doğru kaydırıp, sahillerdeki mevcut ürünler ile birbirlerine destekleyen yeni müşteri güzergahları ve gezgin tatilci parkurları yaratabiliriz.

Ülkemizdeki ürünleri birbirine rakip değil, birbirini destekleyen, tamamlayan bir ürünler zinciri haline getirebiliriz..

Bu müşteri profiline gerçek anlamda cevap verebilmemiz için elimizde önemli bir kozumuz var: 

 

Hangi kozumuz.?

 

ANADOLU


Yaşlı dünyamızda bugüne kadar vatan olarak adlandırılan sayısız toprakların en duayeni, en merhametlisi:

Sevimli ve zengin Anatoprak

Medeniyetlerin beşiği :ANADOLU

 
Dünyada küresl diyalog çeğının başlangıcında bir türlü çeşitlendiremediğimiz, sahillerden alıp Anadolu'nun içine taşıyamadığımız turizm ürünlerimizi bu yeni zamanda çok daha doğru ve kalıcı olarak gerçekleştirmeliyiz

Zira bugünlerde Anadolu en doğru adres:

Merak, öğrenme, yeniden keşfetme duygusu ve heyacanı kabaran yeni dünya düzeninin milyarlarca saygın ve iyi niyetli insanları için bilindik olduğu kadar halen gizemini ve ihtişamınıbdan hiç bir şey kaybetmemiş haliyle bizden bir el bekleyen bağrında sayısız hikayeler, öyküler, masallar barındıran zengin kültürler diyarı...

 

Anadolu'nun Sümer ve Asurlulara uzanan tarihi,Hitit, Urartu, Pers, Kommagene, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi çok sayıda uygarlığı barındıran topraklarda otantik butik oteller, lezzetler, rüyalar cenneti oluşturabiliriz:

Barış çanlarının çaldığı bu süreçte Anadoluda ki farklı dini inançları dünya toplumlarına samimi bir davet olarak gönderebiliriz.

Anadolu'nun geleneksel misafirperver yaşam alışkanlıklarını ve kültürünü  yeni bir tatil anlayışına çevirebiliriz.

Bu inançtan kaynaklanan toplumumuzun haklı talebi Türkiye'nin en ciddi ülkesel kalkınma projelerinin en tepesine oturtulmalıdır; takip edilmelidir.

 

Dünyadaki gelişmeler bize extra bir şans kapısı açıyor:

Bu süreçte Türkiye doğru istikamete ilerliyor::

 

Ne diyor artık Türkiye?

 

"Kutsal yerler, önemli kültürel varlıklar hangi medeniyete ait olursa olsun, biz bunların várisiyiz, onları sağlam tutmakla, yaşatmakla, onarmakla mükellefiz."

"Kilise, cami ayrımı yapmam. Üsküp'teki cami ne kadar bizim kültürel mirasımızın önemli bir parçası ise, Ahtamar Kilisesi de aynı oranda bizimdir."

 

Tarsus'da Saint Paul geniş çaplı olarak restore ediliyor,


Daha bu Eylül ayında Edirne Selimiye Cami'ine sadece 1-2 kilometrelik uzaklıkta Kirişhane Semti'ndeki Sveti Konstantin ve Elena Kilisesi'nde Bulgaristan Başbakanı Sergey Stanişev, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve bini üzerinde Bulgar Türk ziyaretçi ile yapılan açılıştan sonra kilisede yapılan ayine ve kutsama töreni yapıldı... 

 

Anadolu'da Alevi aydınlığı...

Alevi kardeşlerimiz Anadolu'nun yüzakıdır: Artık zamanı geldi de geçti bile: Karşılıklı endişe, korku ve önyargılar aşılıyor: 

 

Tarihten bugüne ulaşan zenginliklerimiz bütünü, hepsini kuçaklayarak çıkacağımız bu yolda Türkiye için en iyiyi hedeflemeliyiz..

 

Buna mecburuz:  

 

Yoksa yukarıda belirtmediğim son küme ülke grubuna düşeriz:

 

Elindeki tüm kaynakları ve imkanları doğru düzgün kullanamayan; bu en zengin kaynakları acımasızca yıpratan, hapseden, yıkan, bozan müflis toplumlar grubuna.

 

Yayın Tarihi
24.11.2008
Bu makale 9896 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!