DUAYEN

Bodrum’un İlacı Ankara’da

     Bodrum’un sorunlarını çözme konusunda, bu çok değerli antik ve turizm kentimize herkesin yardımcı ve destek olması lazım. Herşeyi Belediyelerden beklemek, olmayınca kızıp öfkelenmek sorunları çözmüyor. Aksine güç birliği yapmak, tüm imkânlardan yararlanmak, Ankara’yı harekete geçirmek için ne mümkünse yapmak lazım.

     Bu muhteşem kentimizin güzelliklerinden istifade ediyoruz, nimetlerini paylaşıyoruz, burada yaşamanın şansını ve keyfini çıkarıyoruz ama, iş giderek artan sorunların çözümüne omuz vermeye gelince, oralı bile olmuyoruz. Böyle şey olmaz. Türkiye’nin en zenginleri, en ünlüleri, çevresi en geniş olanları, medyanın şişmanları Bodrum’da yaşıyor, mal ve mülk sahibi ama, parmağını bile kımıldatmıyor, tenkitten başka bir şey yapmıyorlar.

     Bodrum bozuluyor, özelliklerini kaybediyor, altyapı noksanlarına ilgisizlik ve kayıtsızlık, büyük zararlara yol açıyor. Böyle sürerse telafisi imkansız sonuçlarla karşılaşırız. Onun için hepimiz taşın altına elimizi sokmalıyız. Çare Ankara’dır, orası belediyelerimizi desteklemezse, ne yapsak nafile. Köklü çözümler üretmedikçe, çözümlere parasal destek sağlanmadıkça şikayetler sürer gider.

     Ankara’ya gitmeliyiz, heyetler kurmalıyız, devleti yönetenlere derdimizi anlatmalıyız. Medya merkezi İstanbul’a gitmeliyiz. Televizyon, gazete ve dergilerin patron  ve üst düzey yöneticilerinin evleri var Bodrum’da. Onlara izah etmeliyiz sorunlarımızı, çözüm yollarını göstermeliyiz. Televizyonlarda Bodrum için açık oturumlar yapmalıyız. Parti liderlerini uyarmalıyız, hiç değilse Salı konuşmalarından birini Bodrum’a ayırmalarını istemeliyiz. İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki demeliyiz.

     Hepimizde cep telefonları, bilgisayarlar var. Ankara’yı mail (posta) yağmuruna tutmalıyız. Facebook, Twitter ve diğerleri gibi kanalları iyi kullanmalıyız. Boş kaldıkça atmalıyız mailleri. Bölgenin milletvekillerini silkelemeliyiz. Onları da parti farkı gözetmeksizin heyetlerimize dahil etmeli, siyaset ve bürokrasinin kapılarını açmada kullanmalıyız. Oturduğumuz yerden sonuç alamıyoruz, bari topluca hareket ederek yasaların bizlere tanıdığı hakları akıllıca kullanalım. Milletvekilleri ve Belediye Başkanları öne düşsünler, bari heyetleri oluşturma ve randevuları alma işlerini halletsinler. Göreceksiniz gerisi çok kolay gelir.

     Ankara’ya hazırlıklı gitmemiz gerekiyor. Ne isteyeceğiz, kimlerden isteyeceğiz, öncelikler sıralaması ne olacak? Bunları önceden iyi tespit etmek lazım. Bir iki konuyu çözmekle yetinmemeliyiz. Tüm konuların çözümünü istemeli, listeleri Ankara’daki yetkililerin masalarına iyi planlayarak koymalıyız.Tıpkı Marmaris’te geçmişte yapıldığı gibi,sorunlar topluca çözülmeli.Marmaris’in durumu ve sorunları Bodrum’dan çok daha kötüydü. Rahmetli Özal’ın döneminde süratle bir plan yapıldı, eksiklerin ve ihtiyaçların tümüne bu planda yer verildi, parası da ayrılınca sorunlar bir yıl içinde kökünden çözülmüş oldu. Böylece Marmaris’in 50 yılı garanti altına alındı, barajı bile yapıldı.

     Şimdi Bodrum’a da aynısını yapmak lazım.  Ağlamayan çocuğa meme verilmez. Hepimiz gücümüzü birleştirir ve sesimizi akıllıca yükseltirsek, güzel Bodrum’umuzun ve turizmimizin geleceğini sağlama almış oluruz. Ayrıca Bodrum, kendisine yapılan masrafları  hazineye çok kısa zamanda öder. Turizmin iyi gittiği yıllarda Bodrum, her sezon sonunda hazineye 1 milyar dolarlık döviz kazandırırdı.

     Ankara’dan yollarımızın yapılmasını, trafik sorunumuzun çözülmesini, çöp faciasını önlemek için hemen hazineden yeni bir yer tahsisini ve işin ihaleye çıkarılmasını, Bodrum’a suyun ikidebir patlamayacak borularla verilmesini, arıtma işinin tüm yarımadayı kapsayacak şekilde ve sağlıklı bir biçimde tamamlanmasını istemeliyiz. Bunları sağlarsak gerisi kolay. Şehrin makyajı,yeşillenmesi, çiçeklenmesi ve disiplini kalır ki, onları da kendi imkanlarımızla kolayca çözeriz.

     Demokrasiyi kötüye kullanmamalıyız. Bodrum’un neye ihtiyacı var, onları iyi tespit etmeliyiz. Her sokağa birkaç fırın, taksi durağı ve berber izni vermemeliyiz. Önümüze gelene dükkan açma ruhsatı dağıtmamalıyız. Adım başı köfteci, kebapçı, çorbacı kalabalığını dağıtmalı, işi ehline yaptırmalıyız. Tamir işlerini çoluk-çocuğun elinden almalı, yapacak olanları belgelendirmeli, fiyatlarını iyi bir şekilde kontrol etmeliyiz. Bir vidanın 50 liraya sıkıldığı, bir televizyon tamirinin 100 liraya yapıldığı, bir klozetin 200 liraya takıldığı sahipsiz bir kent görünümünden hemen kurtulmalıyız. Bodrum’un sahillerini halka açmalıyız, milletin denize girecek yeri kalmadı, buna da bir çare bulmalıyız. Kumbahçe ve Paşa tarlası plajlarını boydan boya kumlandırmalı, önlerine teknelerin demirlemesini ve tonozlara bağlanmasını engellemeliyiz. Özetle halkın ve konukların denize girecekleri yerlerin sayısını arttırmalı, çevresini temiz tutmalıyız.

     Sezon Ekim’in ortasında bitecek. Zamanı iyi değerlendirelim ve Belediye Başkanları ile sivil toplum örgütlerinden, yatırımcılardan oluşacak bir “Bodrum’un acil çözüm bekleyen sorunlarını tespit komisyonu” kuralım ve bunu hemen çalıştıralım. Kısa sürede tespit edilecek sorunlar listesini Ankara’ya taşımaktan başka çaremiz yok.

Yayın Tarihi
18.09.2017
Bu makale 982 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!