Soruma yanıtım, kesinlikle evet.
Sen ve ben ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkartacağız.
‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ şiarı ile yürüyen ATA’mız gibi hiçbir şeyden yılmadan, endişelenmeden emin adımlar ile yürüyeceğiz.
Ve yukarıdaki ‘SORUYU’ sormayı geleneklerimiz arasından çıkaracağız
Halkımız, 15 Temmuz’da , Türk’ün ve ne mutlu Türk’üm diyen asil milletin kim olduğunu tüm dünyaya öyle bir haykırdı ki , medeniyetin beşiği olan bu toprakların sahibinin ilelebet kime ait olduğunu ve olacağını anlamayan kalmadı.
94 yaşında olan Cumhuriyetimizi kutladığımız bugün vesileyle, Atatürk’ü ve bütün silah arkadaşlarını Cumhuriyet yolunda şehit düşen aziz kahramanlarımızı, mehmetçiklerimizi rahmet ve sonsuz minnetle anıyorum.
Vatan ve milletime olan zaafım nedeniyle milli şuur basıncının yükselmesinden dolayı bir girizgah yapmış değilim. Ütopyadan da bahsetmiyorum, bu millet inanırsa, önüne koyupta gerçekleştiremeyeceği hiç bir hedef olmadığına canı gönülden inanıyorum.
Bizim tek sıkıntımız birbirimizle. En büyük derdimiz sadece ve sadece yine biziz.
Top yekün millet olarak kendimizi dışarıya anlatırken gösterdiğimiz üstün kabiliyeti, azıcık birbirimize anlatırken gösterebilsek keşke... Zihinsel dönüşüm istesek, anlattıklarımıza inansak, inandıklarımıza bakıp neler yapabileceğimizi hayal etsek…Vizyonun, liyakatın, başarının hakkını verebilsek. Bilginin paylaştıkça değer kazandığını çözebilsek, başarının istişareyle, ekiple kazanıldığını, oyunun en önemli kuralının bu olduğunu kabul etsek, daima başkalarını suçlamaktan vazgeçsek, geleceğe hiç hayıflanmadan berrak hayaller ile bakabilsek, birinin adam yerine konması ve söylediklerinin dikkate alınması için önemli!!! koltuklarda oturması gerekliliği ön yargısından kurtulsak, önemli- önemsiz koltukları dolduranların, kıskançlıklar fesatlıklar, çekememezlikler, bilgiyi ve liyakatı hor görme alışkanlıklarına sihirli bir değnek ile dokunabilsek keşke.
İdda ediyorum tüm dünyanın her alanda gıbte ile baktığı bir ülke olmanın yanında ilk BEŞE girecek yegane ülke oluruz.
Çünkü müthiş bir enerjimiz var, sağduyumuz, sabrımız var, hırsımız, azmimiz ve en önemlisi sevdamız var.
Yeter ki başlıkta sorduğum soruya ‘EVET’ densin. Evet diyorsanız okumaya devam edin, ‘HAYIR’ diyorsanız da saatlerce konuşup sizi ikna etme zahmetine sokmayın beni lütfen, başınızın çaresine bakın.
TURİZM ŞURASI ÖNCESİ BEKLENTİLERİM…
Bakanlık bütçesinin HEDEFLER çerçevesinde yeniden hatırı sayılır bir oranda revize edilmesi,
Sorunlar ve çözümlerin tespiti, nihayi HEDEFLERİN konması,
Oluşacak Stratejiler ile FARK YARATILMASININ sağlanması,
Dünya TRENDLERİN sürdürülebilirlik adına yakın TAKİBİNİN YAPILMASI,
YERELDEN Globale ETKİLEŞİMİN yansıltılması,
Bürokraside zihinsel değişim, ÇÖZÜM ODAKLI YAKLAŞIM anlayışı,
Bakanlıklar arası işbirliğinin MUTLAK GEREKLİLİĞİ,
İSTİKRAR,DİSİPLİN, FAYDA İLE SONUÇLANDIRMA
Hedefler için zaman yönetimi, SÜREÇ takipi ve KONTROL mekanizması
03 - 05 Kasım 2017 tarihleri arasında yapılacak olan turizm şurasına katılamayacaklar için gözlemlerimi paylaşmak üzere gelecek haftaya kadar HOŞ kalın .
Saygılarımla ,