Zil Takıp Oynuyorlar!..

HAYAT, hiç beklemediğimiz yerden üzer, hiç beklemediğimiz yerden gülümsetir bizi… Hayat üzerine ne çok söz söylenmiştir ama en çok da ciddi olaylarla karşılaşan insanlar hayat üzerine vurgu yaparlar. İşte ülkemizde yaşanan son gelişmeler HAYAT’a özel vurgu yapmamızı gerektiren günleri yaşatıyor hepimize, almamız gereken dersler üzerine biraz kafa yormak ve biraz yorum yapmayı gerektiriyor tüm yaşananlar…

Öyle bir coğrafyanın hayat yolcularız ki bizler, gerek ecdadımız gerek biz, gerek ise gelecek kuşakların savaştığı toprakların özel çocuklarıyız hepimiz. Birilerinin huzuru çok gördüğü, birilerinin sürekli karıştırmak için ırkçılığı pompaladığı, yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin birilerinin iştahını kabarttığı ve huzuru, sükûnu çok gördüğü bu coğrafya da oyuna gelmek ve getirilmek, birbirini kırdırtarak geleceği, tarihi şekillendirmek misyonu üstlenmiş olanlar, zil takıp oynuyorlar izledikçe…

Şehitlerimizin kanlarının oluk oluk aktığı, bölücü örgütün her huzur ortamında huzursuzluğu bilerek çıkarttığı ve milyonlarca insanımızın artık YETER dediği bir anda yaşanan DEPREM, ve depremin yaşandığı coğrafyamızda yoğun olarak yaşayan KÜRT kökenli vatandaşlarımızın yaşadıkları dram bazılarımıza İNSANLIĞI unutturarak bu ALLAH’ın bir tokadımı cümlesini kurdurttu belki de istemeyerek..

Bu ALLAH’ın tokadı değil, doğanın binlerce yıldır sürdürdüğü normal bir olayı idi aslında. Zamanının son derece hassas bir döneme denk gelişi bazılarına bu yorumu yaptırmış olsa da, onlar da ÖNCE İNSANLIK diyerek ettikleri gafı fark ettiler mutlaka. Ancak askerlerimiz şehit olmaya devam ediyor, sosyal paylaşım sitelerinde karşılıklı kışkırtıcı paylaşım ve bölücü iğrenç sayfalar insanın kanını donduruyor. Aynı asker depremde enkaz altında kalanlara, ya da kurtulanlara yardım elini uzatıyorlar. Belki yardım ettiği insanın yakınları onlara bir taraftan kurşun sıkıyor.. Bu ne biçim bir KAOS? Lütfen bir dakika durun ve düşünün, biz insanız, kendi kendimizi, içimizde yok ediyoruz, yok edilmesini emreden bir takım kişilerin kuyuya attıkları taşı artık 75 milyon insan dışarı çıkartamıyor.. Öyle bir oyuna getirilmişiz ki, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık oluyor.

Depremde hayatını kaybedenlere rahmet yakınlarına sabır, yarılıları acil şifalar diliyorum.. Şehitlerimize Allah’dan rahmet ve kederli ailelerine de engin sabırlar ve baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.

Şimdi bir ayrıntıya özellikle KÜRT kökenli vatandaşlarımızın dikkatlerini çekmek istiyorum;

PKK’lıların % 80 inin ERMENİ olduğunu söyleyen Araştırmacı yazar Yusuf HALAÇOĞLU çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.. Açıklamasının bir bölümünü burada size aktarırken, tamamını tıklamanızı önerdiğim bu linkten okumanızı öneriyorum. http://www.antalyakadin.com/haber_detay.asp?haberID=1177

İŞTE BİR BÖLÜMÜ;

Bu namussuz Batılıların hepsi TÜRK'e ve MÜSLÜMAN'a düşmandır!.. Onları hizaya getirmeden TÜRKİYE'de terörün sona ermesi zordur! Üstelik bunlar "Kürtler'e Özgürlük" derken terör örgütlerinde Ermeniler'i ve Süryaniler'i kullanırlar. PKK'nın 35.000 kişinin kanını ellerinde ve olmayan vicdanında taşıyan Ermeni asıllı Artin Agopyan (APO) adlı liderinin dışında:
- "Parmaksız Zeki" kod adlı Şemdin Sakık, Ermeni'dir. Babaannesinin Ermeni olduğunu kendisi açıklamıştır.
- Bölücü Kürt partisi milletvekili Sırrı Sakık ta Ermeni'dir.
- Bölücü Kürt partisi sözde "eşbaşkanı" Emine Ayna, "Emine" değil, katıksız Ermeni'dir.
- PKK'nın önderlik ettiği, şimdi pek adı duyulmayan "sürgünde Kürdistan hükümeti" delegesi, 1959-Silvan doğumlu Semra Bakır, Ermeni'dir.

Yusuf HALAÇOĞLU