Afrika köylüsü;
Beyaz adam bizim topraklarımıza geldiğinde onun elinde incil, bizim elimizde topraklarımız ve inciler vardı. Şimdi bizim elimizde incil, beyaz adamın ellerinde ise bizim topraklarımız var diyerek kendi lisanında böyle anlatmıştı sömürüyü.
Tıpkı, elindeki makarna, kömür vesaireyi uzattığı halktan, şaka değil neredeyse tam bir asır önce çoktan kurulmuş laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti halkından katakulleye; Pardon, demokrasiye bakın ki.. Cumhuriyet kazanımı oylarını alıp, hem adaleti hem de kalkınmayı kendinde gerçekleştiren iktidar gibi.
Nalıncı keserini bilirmisiniz bilmem?
Şair Ahmet Dal ne güzel anlatmış şiirinde;
Bir bana iki bana
İki bana üç bana
Hep bana rabbena
Yont nalıncı keseri..
Zekat verme vergi verme
Sebep malum dar-ül harp!
Olmadan keserin harap
Yont nalıncı keseri..
Ne yapacaksın fikri
İstismar et fakiri
Keser sağlam kütük iri
Yont nalıcı keseri..
Hak çalışana vermiş
Ve üstüne eklemiş
Rızkın onda dokuzu ticaretteymiş
Yont nalıncı keseri..
Şair Ahmet Dal şiiri “Nalıncı Keseri”nin son kıtasını nezaketen(!) buraya aktaramadım. Merak edenler bulup okuyabilirler.
Sonra ne mi olmuş.?
Gökten üç elma düşmüş,
Üçü de dinleyenlerin,
Yaşamlarına düşmüş.
Sağlıcakla..