Zaferin Duyurusu -12-

1.Dünya Savaşına girmiş. Türk askeri ile savaşmış bir Fransız general kurtuluş savaşından sonra söylediği…

-Türk askeri Allah Allah diye hücum eder. Şahlanışın özünde vatan sevgisi vardır.

Bu anlamda bir tümce.

30 Ağustos 1922 den 25 yıl sonra köyümde öğretmenim. Öğretmen oluncaya kadar hiç kahveye girmedim. Köyümde üç kahve var. İkisinde genel olarak gençler bulunur. Yaşlılar ağırbaşlılar ve devlet görevlilerinin gittiği kahve, kahveci Süleyman kahvesi.

Süleyman amca 1.Dünya ve Kurtuluş Savaşına katılmış.

Artık bende kahveye giriyorum. Konuşmalara katılıyorum.

Yaşı tutmayan Kurtuluş Savaşına katılmayan o zamanın gençleri şimdi orta yaşlı. Onların anılarından dinlediklerimden bu yazı.

Savaş gerisinde herkesin bekleyişi düşman gider mi, kara günler biter mi?

Radyo bilinmez, gazete gelmez. Haber kurşun kanadında, o da dala konmaz.

Her köyün bir delisi bir akıllısı mutlak vardır. Bunların sezgisi güçlüdür.

Köyün akıllısı, Allahı değil, aklını kullanır. Şeyh, derviş değildir. Keramet gömleğini giymezler.

1922 yılı Ağustos ayı yaşlı dede bir gün gençlere, o günün tarihini sorar.

-Çocuklar bugün ayın kaçı?

-Dede bugün Ağustos 17.

(O zaman Rumi takvim kullanıyorduk. Miladi takvime çevirirsek 30 Ağustos.)

-Çocuklar bu tarihi unutmayın. Düşman bozuldu kaçıyor, zafer bizim.

-Dede haberi kimden, nasıl aldın?

-Çocuklar biliyorsunuz evren tepesinde (Katran Dağının en yüksek noktası.)

Yılmont ve Duman dağında birer yatır vardı. Onlar bizim erenlerimiz. Bu sabah erken saatte, aynı anda üç top atılar, ben seslerini duydum. Bu top sesleri bize zaferin habercisi.

Sezginin açıklanması köyce de böyle olmalı.

Kim bilir, köye gerçekten haber ne zaman ulaşacak?.

Kurtuluş Savaşından sağ dönenlerden birinin konuşmasından.

-Yunan askerinin sırtı pek karnı tok, silah çok. Bizse kimimiz çarıklı kimimiz yalınayak. Sırt baş perişan karın aç, silahımızı sormayın. Esir aldığımız yunanlılar bize şaşkın şaşkın bakıyorlar. Sonra dönüp etrafa ‘ne arıyorsun ’diye soruyoruz.’’arada Anadolu da yaşamış Türkçe bilenler var. bizi yenen Türk askerini bizim gözümüzde onlar pala bıyıklı, iriyarı, at üstünde dev gibi adamlardı.’’ Benzer anıyı çalıştığım başka köylerde de dinledim.

Yazdıklarımı şimdi anlatacak kimse kalmadı, yazan da olmadı.

O işi ben yapmaya karar verdim. Tezgâha aldım, dokumaya başladım.

Anlatılar değişmez, kurulan hayaller yıkılmaz.

Derler: Allah kabir aydınlığı versin.

Derim: Yattıkları yer aydınlık olsun.

Yayın Tarihi
24.11.2016
Bu makale 771 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!