Yoksul dipte milyarder zirvede

1917 yılından beri ABD’de yayımlanan Forbes, küresel zenginleşmenin ve zenginlerin “nabzını” tutan bir iş dergisi. Her yıl “servet esaslı” dolar milyarderleri listesi yapar ve yayımlar. Merak eden, listede kimler inmiş kimler çıkmış, kimler yeni milyarder olarak girmiş, isim isim öğrenir.

Yabancılarla birlikte Türk milyarderler de Forbes’in izleme alanında. Geçenlerde açıkladığı 2107 yılı listesinde (7.3.2018. cumhuriyet.com.tr.) Türkiye’den 40 dolar milyarderi var. Bu kişiler arasında bir kişi ilk 500’e girmiş. Gerisi bin ile 2 bin arasında yer tutmuş.

Bizim milyarderler 2016 yılına kadar 30’lu sayılarla listeleniyordu. Geçen yıl 40’a ulaşmış. Demek ki, memleketin ekonomik iklimi dolar hesabıyla milyarder üretimi için bayağı verimli hâle gelmiş! Bu sayısal gelişmede, kurup büyüttükleri işlerin belirleyici rolü var. Bu yönüyle sahip oldukları servete servet katarak küresel listelere girmeleri kapitalizmin “müesses nizamına” gayet uygun ve de işleyiş yasalarına göre, gayet meşru!

Ancak, kapitalizmin “müesses nizamı” kişilerin servete servet katma becerisini hukuken meşru kılsa ve bu meşruiyet bizler gibi “zenginin parasıyla çenesini yoran züğürtlerce” zamanın moda lâfı “öğrenilmiş çaresizlikle” kabul edilse de…

“İnsaf” ve “vicdan” denen iki ahlâki kavram var ki, ister dolar ister lira ister başka para… zenginliğin ve sınırsız zenginleşmenin zirveye vurduğu bir dünyada ve elbette Türkiye’de yoksulluğun, yoksunluğun dayanılmaz ağırlığını terazinin öteki kefesine koydurur. Koydurmalıdır! Özellikle ekonomi basını meslek terazisini vicdan ölçütlerine göre yeniden ayarlamalıdır.

YEDİ KATLI SEFALET

İnsaf ve vicdan, iktidar kavramına giren her türlü etkin güç için de gerekli. Siyasi ve ekonomik iktidar bunların başında gelir. Özellikle, toplumun ortak üretimi olan ekonomik hasılanın bireylere, hanelere dağılımındaki ağır eşitsizlik yıllardır devam ediyorsa tek sorumlusu siyasette ve ekonomide iktidar gücünü elinden tutanlardır.

Gelir dağılımındaki eşitsizlik sadece Türkiye’nin sorunu değil. Temelinde zihinlere, dillere “küreselleşme” kavramıyla yerleşen v e sermayeyi özgür kılarken yoksulu tutsak eden neo liberal politik ekonomi, üst yapısında da her biri birer gönüllü uygulayıcıya dönüşen hükümetler var.

Dünya bunlarla dolu. İşbaşı ettikleri ülkelerin hemen tamamında gelir dağılımı eşitsizliği sınıfsal ve oransal olarak birbirine çok yakın ve yıllardır değişmiyor. Türkiye 1980’li yıllarda “burnunun ucunu” görmeyen bir aymazlıkla “sürüklendiği” bu yapılanmada en yoksuluyla en zengini arasında oluşan ortalama 7 kat gelir farkını bugünkü iktidarın 15 yıllık yönetiminde de koruyor!

DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY

12 Eylül 1980 darbesinden bu yana tam 22 hükümet geçti. 23’üncüsü iktidarda. Ekonomide olumlu, olumsuz çok şey değişti. Değişmeyen tek şey gelir dağılımının yapısı. TÜİK’in 2005 yılı tarihli gelir dağılımı sonuçlarına göre, yüzde 20’lik dilimlerde en yoksul-en zengin nüfus dilimleri arasındaki gelir farkı 7,3 kat idi. 2016 yılı tarihli gelir ve yaşam koşulları araştırmasında bu veri 7,7 kat!

Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesimi 2005 yılında milli gelirden yüzde 6,1 pay alırken, 2016’da ancak yüzde 6,2’ye çıkabilmiş. En zengin yüzde 20 ise 2005’te yüzde 44,4’ten 2016’da yüzde 46,5’e yükselmiş.

Vicdan, hayatın rakamsal verilerine yansımaz. Vicdan insani bir haslet. Elle tutulmaz, gözle görülmez, sonradan edinilmez; ancak varlığı hissedilir; sahip olanda varlığını hissettirir. İnsaf duygusu da vicdana bağımlı olsa gerektir. Vicdan sızlarsa insaf harekete geçer.

Siyaset dahil her türlü iktidarın bencil, kaba ve hoyrat çıkarcılığı, hayatın rakamsal verilerine yansımayan insanın yoksulluğunu, yoksunluğunu hissetmez. Hissetmediği için 2016 yılında Türkiye’nin 80 milyonluk nüfusunun yüzde 14,3’ü yoksulluk sınırının altında, yüzde 14,6’sı sürekli yoksul, yüzde 32,9’u da maddi yoksunluk altında yaşıyor!

Siyaset biliminde “iktidar vicdanı” diye bir kavram yok, diye biliyorum. Aslında olmalı. Muktedirler de insan değil mi? Değişmeyen, değiştirmedikleri yoksulluk karşısında vicdan sızısını hissedebilseler; milyardere sevinirken yoksula üzülseler fena mı olur!

 

 

Yayın Tarihi
24.03.2018
Bu makale 972 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!