SUBAŞININ BAKIŞI

Yeni Yıl, Yeni Anayasa

Yaşanan olumsuzluklar geçen yılda kalsa ve yeni yılda yaşanmasa…

Yeni yıl, ‘insana yatırım’ yılı olsa keşke. 2011 Ekonomi açısından parlak bir yıl oldu. Parlak bir yıl oldu derken milyonlarca dar gelirlinin ve işsizlerin sıkıntıları elbette var. Dünya ekonomisi 2011 de öyle dar boğaza girdi ki Türkiye’nin komşu ülkeler ve dünya ekonomisi ile kıyaslandığında başarısını teslim etmek gerekir. Ekonomideki büyüme ve ihracatta rekorlar kırması ve işsizlik rakamlarının düşmesi 2011 gibi çok zorlu ve sorunlu bir yılda çok önemliydi.

Türkiye her şeye rağmen geçen yılda yatırımlarını artırarak sürdürmüş işsizlik rakamları hayli gerilemiştir. Bunlarla öğünebiliriz elbette ama ekonomik başarılarla yıldızı parlamış Türkiye, Uludere’de jetlerimizden atılmış bombalarla parçalanmış 35 insanımızın ölümüyle kapattı geçmiş yılı. Kabus gibi… Gencecik çocuklar, çaresizlik ve işsizlikten mazot kaçakçılığı yaparak yövmiyelerini kazanıp ailelerinin geçimini sağlıyorlar ve dağa çıkmadan yaşamanın yollarını arıyorlar…

Artık böylesine vahim hatalar yapılmasa, yeni yıl keşke insani gelişmişlik yılı olsa… İnsan hakları konusunda başarılı bir yıl olsa… Bir insanımızın hayatı için seferber olabilsek keşke… Keşkeler sıralamayı pek sevmem ama İsrailli bir erin yaşam hakkı için takasta verilen mücadeleyi görünce bizim insanlarımızın yaşamının ucuzluğu kahırlandırıyor.

Kadın cinayetleri ve şiddet konusunda herhalde önümüzde hiçbir ülke yok. Yaşanan her dehşeti ya da şiddeti örtebiliyoruz. Örtemesek de bir kılıf buluyoruz. Asıl tehlikeli olan bu. Bazen bunun adına namus diyoruz… Töre diyoruz…  Bizden değildi diyoruz ya da ülke güvenliği vs.  

Geçen haftaki, 1915 Ermeni tehciri ile ilgili yazımda Osmanlının harp psikolojisi içinde aldığı bir karardı ve imparatorluğu korumak adına alınmıştı diye yazmıştım. Bu gün de alınan kararlar vurulan hedefler de harp psikolojisi içinde alınıyor ve uygulanıyor. Ülkemizi korumak adına olduğu zaman duyarlı ve özenli olmaya da gerek duyulmuyor. Hayatların da önemi kalmıyor ve bu psikoloji hep sürüyor. “Vatan söz konusu ise gerisi teferruattır” sözü her ortamda söylenmez mi? Bir de bu sözü Atatürk’e mal edersek gerçekten teferruat olmak kolaylaşır.

Şundan eminim, 2012 yılında en çok Anayasa konuşulacak. Ne büyük fırsat ki tam da söylemek istediğim bu. Yani insanın odak alınması insan hakları ve insani gelişmişlik konularında başarılarla dolu bir yeni yıl… Yeni Anayasa bunun için altın fırsat…

 Geçmişten ders çıkaran ve yeni bir Anayasa konusunda kararlı bir Türkiye bu başarıya imza atabilir ama korkarım bunlar yerine Anayasanın başlangıç bölümü ve değiştirilemez maddeler tartışmaların eksenini oluşturacak ve koca yıl elimizin altından kayıp gidecek.

“Türkiye devleti; Bir Cumhuriyettir. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” Tanımından sonra; Üniter yapı, resmi dil; Türkçe, İstiklal marşı ve başkent Ankara’yı tarif etmek ve değiştirilemez maddeleri herkesin anlayacağı bir sadelikle yazmak bana göre rejimi daha belirgin daha anlaşılır hale getirir. Sahiplenme daha güçlü olur.        

Dil, Din, ırk ve mezhep ayırımı yapılmaksızın sınırlarımız içinde yaşayan insanlarımızı, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak tanımlamak neden yetmesin ki. Ama Anayasanın çoğu maddesi Devleti ve Cumhuriyeti kutsamak ve insanı teferruat haline getirmek için düzenlenmiştir. Rejimin ne olduğu sade ve herkesin anlayacağı bir dille yazıldıktan sonra çağdaş Anayasalarda olduğu gibi yurttaşın hak ve özgürlükleri temel alınarak yazılır ki bu konuda hayli mesafe alınmıştır. Partiler ve sivil toplum Kuruluşları bu konuda birbirlerine yaklaşmışlardır. İyimserlikten hiç vazgeçmek istemem ama anayasa tartışmalarının, başlangıç bölümü ile ilk dört maddeye kilitlenmesinden çekinmiyor değilim.  Anayasa Konusuna devam edeceğim.

Yayın Tarihi
03.01.2012
Bu makale 8248 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sayın Subaşı; ben bu meclisin yeni anayasa yapacağına kesinlikle inanmıyorum. Darbe anayasasının ballı ve kaymaklı avantajlarını kim kaybetmek ister?

Yrd. Doç. Dr. İbrahim Baykan 07.01.2012

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!