YARINA YOLCULUK

Yeni Yıl

PROF. DR. FAİK ARDAHAN

İsa Peygamberin doğum günü Rumi yılın başlangıcı olarak kabul edilir. O günden bu güne 2009 yıl geçti. 2009 kez insanoğlu ocak ayının birinci gününü gördü.

Aylında durup baktığınızda değişen sadece bir gün. Aralık ayının otuz birinci gününden Ocak ayının birinci gününe geçiliyor. Evren için bu bizim yüklediğimiz anlamıyla tariflenmemiş bir an. Onun için süre giden döngünün bir parçası.

Yani Aralık ayı da, onun otuz birinci günü de, hatta Ocak ayı da onun birinci günüde bizim o tarihlere yüklediğimiz bir anlam. Aynen kişisel anlam yüklediğimiz çevrim günleri gibi. Doğum günleri, evlilik yıldönümleri, tanışma günleri, çıkma teklif edilen günler gibi.

Kadir gecesi, Ramazan ayı ve bayramı gibi Müslümanların bir araya geldiği ortak anlamlı günler sadece onların coşkusu. Hatta bu günlerde yaşanan Muharrem orucu alevi vatandaşlarımızın ortak değeri. Budistlerin, Zerdüştlerin, Hıristiyanların, Şilililerin, Brezilyalıların, Hinduların ve her milletin kendine özgü günleri ve bir araya gelerek yaşadığı, yaşattığı ortak değerleri var.

Ama yılbaşı denilen günün diğer günlerden tek farkı, dünyada hangi dinden olursa olsun, hangi etnik kökenden, hangi milletten olursa olsun aynı coşku ile ortak kutlanılan tek gün.

Bu yılbaşı da diğer yılbaşları gibi herkes kutlamayı nerede yapacağını önceden belirledi Kimisi ailecek geçirmeyi, kimisi arkadaşlarıyla dolaşarak, kimisi otellerdeki paket eğlencelere, kimisi çocuk esirgemede, kimisi huzur evinde, kimisi de kimsesizlik ve çaresizlik içinde yeni yıla girdi. Hepsinde ortak değer, 2008 in olumsuzluklarını yeni yılda yaşamamak. Aşk arayan aşk, iş arayan iş, yolculuk isteyen yolculuk, sağlık, onur, makam ve mevki arayanlarda aradıkları için dilek tuttular. Bu da tüm evrende aynı anda yaşanan ortak bir coşku idi. Herkes güzel temennilerde bulundu. Evrene güzel enerjiler göndererek.

Elbette yılbaşını burukluk ve acı içinde geçirenlerde oldu. Yakınını kaybedenler, yakınını özleyenler, gözleri kapıda bekleyenler.

Bilkent öğrencisi yedi genç basit bir ihmalin sonucu ve Gazze’de dörtyüzellibir kişi bitmek bilmez devlet anarşisi yüzünden yeni yılı göremeden öldüler. Onların umutlarını yaşamak, yaşatmak elbette yakınlarının veya yakını olmasa bile onları kendinden bir parça sayanların görevi olacak.

Yaşanan ve yaşanacak günlerin hepsi insanın tasarımında, içi ne ile doldurulursa sonuç ta o olacak. İstanbul’daki bir parkta kendi aralarında bira içerek yılbaşını kutlayan gençlerin üstüne kurşun yağdıran cani de bu toplumun içinde. Çürük elmaları olan bir toplumuz maalesef.

Yeni yıla herkes umutla girdi. Yaşamın olduğu yerde umut illaki var. Umuyorum ve diliyorum ki herkesin dilekleri 2009 ve sonraki süreçlerde gerçekleşir.

Herkesin yeni yılını kutluyor sağlık ve onur dolu bir yeni yıl diliyorum.