Yeğni

Bizim köyde “yeğni” sözcüğü kullanılır. Türkçe sözlükte şöyle yazar: ağır olmayan, hafif, ciddi olmayan.

Uçtu uçtu değil, kondu kondu konu, başlattı oyunu.

Kalktılar kıyama, uydular imama, niyet ettiler paylaşım için oyuna.

Oyun tahterevalli, bir ucunda AKP var, ayaklar yere değmez. Karşı uçta APO, ağırlığından ödün vermez.

Yasaklı Saray’ın muhtarı, içten dıştan yardım bekler. Dersim’li Kemal, açılımı biz çözeriz, der. Haklı türban ona sığındı.  Onlardı, CHP rozetini kara çarşafa takanlar.

İnkar edilmez kamunun önünde yapılanlar.

Muhtar, mahallenin başkanı oyla seçilir.

Yasaklı Saray’ın muhtarının bir ayrıcalığı var.

Üç seçim bir arada, kendisi yaptı. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Parti Genel Başkanlığı. Silah kullanmadı, ama kararı bağlayıcıydı.

“Yeni” sözcüğünün iki sahibi.

Yeni Türkiye Cumhuriyeti.

Yeni Cumhuriyet Halk Partisi.

Söz bende diyor Yasaklı Saray’ın muhtarı. Dünya liderine hayır denmez.

Büyük konuşur, bilinmeyeni bilir.

Yeni dünyanın ilk keşfini buyurdu, dünyanın ağzı açıkta kaldı. Anladık Kristof Kolomb bizden değil, batı mahalleden. Güney mahalleden olmazsa kabul değil. İsterse zenci köle olsun, Müslüman ya.

Rüzgara bir gergi çekelim, akla uygun olanı seçelim.

Görülüyor ki, durağanla evrim anlaşamıyor.

Bilim, durağanda yatılı kalsaydı, bugüne nasıl ulaşılırdı?

**

“Türk “ sözcüğünden hoşlanmayan olabilir. Ben soyumla gurur duyuyorum.

Türklerin anayurdu Orta Asya, orada bittiler, sonra gittiler. Amerika yerlileri de Asya kökenli. Orta Asya’daki iklim değişikliklerinin dağıttıklarından.

İki yoldan biri geçişi sağlamış olabilir. Bering Boğazı veya Gröndland. Buzul Çağı yol olmuş. Bu masal, 60 bin yıl önceden başlar. Kahramanları, “Kızılerik” kabilesi. Yeni yurtlarında “Kızılderili” diye anılmış.

Benzerliklerimiz 300 civarında sözcük, doğa ve at sevgisi, kilim desenleri, binlerce yıl geçse de beyinden silinmeyenler.

Beyaz adamın doğaya saldırısını, Kızılderili reis “Oturan Boğa” şöyle dillendirir:

-Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğıunda, son balık avlandığında, beyaz adam, paranın yenmediğini anlayacak.

**

Erdoğan namlı, Kılıçtaroğlu ilhamlı, millet gamlı.

Pot kırmada, çam devirmede yarışıyorlar.

Hep geçmişi kaşıyorlar. Ben de katıldım o kervana.

66 yıl önce seferberlik eşkıyası, bir olayı bana anlatırken, sağ elini yukarı kaldırdı, parmaklarını birleştirdi, sağ yanağına, gözü ile kulağı arasına koydu.

- Mehmet Bey, yalanla doğrunun arası dört parmak. Duyduğun yalan, gördüğün doğru.

Günün siyasetini ne güzel anlatıyor. Açıklamamı mı istiyorsunuz?

Konuşma bir at, yapılan iş ikinci at. Koş arabaya, yürür mü bak.

Yasaklı Saray için diyor ki muhtar, bu milletin malı. Sayısını artıracağım.

Bekle çocuğum, ilerde herkese bir saray düşecek. Sana da, sade iş bulmak, karnını duyurmak kalacak.

Yayın Tarihi
04.12.2014
Bu makale 1358 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!