Yargıdaki Bölünmüşlük...

2013’ün son yazısında gündem gereği bu önemli konuyu sizlerle paylaşmak istedim.. Bu arada mutlu, umutlu, başarılı, huzurlu ve sağlıklı güzel bir yıl dileğimi en başta yazmak istiyorum.
Yargıdaki durum bölünmüş izlenimi veriyor. Türkiye de son yaşananlar maalesef bu noktaya gelindiğini gösteriyor.  Hukukun ÜSTÜNLÜĞÜ mü? Üstünlerin HUKUKU mu? Sorusunu akla getiriyor.
Adliyeden gelen haberle o meşhur ve içinde çok önemli isimlerin olduğu dosyanın savcının elinden alındığı belirtildi.  Evet o Dosya savcı AKKAŞ’dan alındı, savcı Muammer AKKAŞ ise buna isyan etti, soruşturma yapmam engellenmiştir, mahkeme kararı uygulanmamıştır, meslek büyükleri ve hukuk camiasından yargı bağımsızlığına sahip çıkmalarını bekliyorum dedi. HSYK’da bir açıklama yapmış ve tepki göstermişti. Adli kollukların savcıların emirlerini yerine getirmekle yükümlü olmaları gerekir denilmişti.
ESEF içindeyiz.. Buna ne denir? Kriz mi?, Garabet mi? İkinci ve daha büyük isimlerin var olduğu daha büyük rakamların telaffuz edildiği ikinci dalganın yapılamamasını ne şekilde yorumlamalı??!!
Savcının mahkemeye göndermiş olduğu bilgiden sonra çıkan gözatı listesi İstanbul emniyetine geldi ve bu delillerin karartılması gereği oluştu. Bu konuda mali polisin görevi büyüktü ancak mali poliste de yapılan değişim bu durumu da gölgeledi. Delil unsuru olan kişilerin yurt dışına çıktığı iddia ediliyor, 5 kişi olduğu iddia edilen ve ikisinin yabancı olduğu söylenen bu kişiler gözaltına alınamamış oldu. Muhalefet yetkilileri esas büyük tablo görülemedi, engellendi diye isyan etti.
Yargıdaki diğer isim, Turan ÇOLAKKADI ise savcıya yani AKKAŞ’a kızdı. Soruşturmaların ortalık yerde ve medya önünde yapılmaması gerekir dedi. AKKAŞ’ın gizli soruşturmayı medyayla paylaştığını iddia etti. Konuyla beş savcının inceleme yaptığını ve bunların yanlış yapıp, bir savcının mı doğru yapacağını kameralar önünde dikte etti. Görevden alınan savcının mahkemece alınan kararın uygulanıp uygulanmayacağı hususu hakkında ise, 5 savcının inceleyerek gereğini yapacağını söyledi. Yargıyı yıpratmak istemediklerini söylese de, yargı ciddi olarak yıpranmış durumda değil mi? Yargıdaki bölünmüşlük tüm ülkenin gözleri önünde ve şaşkınlık içinde izlenmiyor mu sizce?
Muhalefet ise, hükümeti yargıya baskı uygulamakla suçlamakta. Yargı yönetimin elinde bulunmaktadır, Türkiye de anayasa rafa kaldırılmıştır denilirken Başbakan ise, HSYK’dan yapılan açıklamanın korsan bir bildiri olduğunu söylüyor, oysa bu bildiriye imza atmış olan HSYK üyelerinin  büyük bölümünün Cumhurbaşkanı GÜL tarafından  atadığını hatırlatarak bu açılamanın korsanlığını sorgulamak gerekmezmi?  Ayrıca HSYK üyeleri bu dalgalanma içinde 15 gün izne ayrıldı ki bunun da bir tepki olduğu ve genel gündem bu kadar karışken bu iznin yersiz olduğu da aşikâr değil mi?
Ülkemizde bir trajedi mi, komedi mi, yaşananları nasıl tanımlamalı insan şaşırıyor. Evet; Servet, şöhret, şehvet arzusu insanları yoldan çıkartır diyen ERGÜN’ün sözleri ,belki de tüm bu yaşananların temel ve genel sebebi olarak görünse de, bu yaşanılanların toplamı  Hukukun ÜSTÜNLÜĞÜ mü? ÜSTÜNLERİN Hukuku mu? Yargısına neden oluyor.
Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü demokratik hukuk devletlerinin olmazsa olmaz temel esasıdır.  Anayasamızdaki Yasama ve yürütme organlarına karşı bağımsızlığı korunan yargı, yönetenlere karşı yönetilenlerin güvencesindedir maddesinin altı  tüm bu gündeme bakınca  boş bırakılmış olmuyor mu?
MUTLU YILLAR…
 

Yayın Tarihi
27.12.2013
Bu makale 8115 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!