Yantalya

Ülkemizde son 30 yılın en büyük yangın felaketi ile karşılaşan Antalya, geçmişten gelen boş vermişlik ve umursamazlığın kurbanı olmuştur. Bile bile Lades demenin, hangi akıl ve mantık çerçevesine sığabileceğini tartışmak gereksiz. Yoksa biz bu kritere uyan bir toplum değil miyiz? Sonun başlangıcına giden yolda, yolcu olan bizler, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirdik mi?

Bunun cevabını tam olarak verememekle birlikte, yine de bir irdelemeye bakalım…

 

Doğa katliamlarına sebebiyet veren ve dünyanın her yerinde meydana gelebilecek bu felaket olayları neticesinde, burada yaşayan resmi makam ve sivil toplum örgütleri namlunun ucuna getirilerek hedef gösterilirler. Ne yazık ki her şey olup bittikten ve iş işten geçtikten sonra, konu enine boyuna incelenir. Kriz masaları kurulur, soruşturmalar açılır, kimilerinin kelleleri istenir, itirazlar, suçlamalar, çekimser kalanlar, hedef gösterenler, hedef tahtasına girenler, idam sehpasına çıkarılanlar, aradan sıvışıp tüyenler, suçunu kabul etmeyenler ve hedef saptıranlar olur.

 

Tüm bunlar olurken, iş işten geçmiştir. Sonucun meydana getirdiği erozyondan sonra, durumu tekrar eski haline getirerek hadiseyi Yap  - boz modeli düşünenler fena halde yanılırlar. Aslında onlar, olayın şokunda olan kitlelerin bir anlık gafletinden yararlanarak kendi kendilerini aklama telaşında olan zavallılardır. Saydıklarımız, doğa ve tabiat örtüsüne zarar veren, yenilenmesi ve düzetilmesi ancak birkaç nesil geçmesi gerektirecek ve yıllar alabilecek bir süreçtir bu.

 

Akıllı toplumlar hatalarından ders alan, medeniyet ve çağdaşlığı yakalamak adına çalışan ve üreten toplumlardır. Onlar, önceden yaşadıkları olumsuzlukları tekrar yaşamamak adına önlemler alır, bunu kanunlar ile yasalaştırır, bakım, kontrol ve koruma unsurları oluşturarak, bu modeli her geçen zaman diliminde modern metotlarda destekler. Yasaların kabul ettiği kriterlerin uygulanması aşamasında sivil toplum örgütlerinin desteği alınır, toplum bilinçlendirilir, eğitim kurumlarına zaman zaman ders olarak işlenir.

 

Bir bütündür Vatan, medeniyet seviyesine erişmiş milletler için. Her metrekaresi birdir, bütünü tamamlayan. Coğrafi yapısı ne olursa olsun, burada meydana gelebilecek olası felaketler için kriz ekipleri teyakkuz halindedir. Özellikle sezonu gelen felaketler öncesinde,  bakım ve koruma faaliyetleri arttırılır. Sorumluk hangi resmi kurumda olursa olsun, bu çalışmalara sivil örgütler ve gönüllü vatandaşlarda dâhil edilir.

Bunlar; anlayacağınız gibi modern ve gelişmiş toplumlarda sıklıkta görülebilecek olaylardır.     

 

Çok mu zordur tüm bunları hayata geçirmek? Hayır, kesinlikle zor değildir. Bu sadece ve sadece iyi organize olmanın ve hareket etmenin temel unsurlarını hayata geçiren faaliyetler bütünüdür. Modern olmayan ve medeniyet seviyesine henüz erişememiş toplumlarda bunun tam tersi olur.

Felaket gelir sizi esir alır, el ayak ve gözlerinizi bağlar olmadı kafanıza çuvalı geçirir, sıkıca urganla dolar ve domuz jambonu yaparcasına sıkıca sizi kundaklar. Çözemezsiniz elleriniz, kaçma imkânınız asla yoktur. Ne olacaksa olur, kaçınılmazdır sonu beklemediğiniz ne varsa buna dair.    

 

Neler yapılabilir peki, tüm bunların önüne geçmek veya önceden hazırlıklı olarak, zarar ve zayiatın büyümesini engellemek adına? Hele hele Türkiye gibi bir Ülkede her sene yaşanan, adı yangın olan felaketin önüne geçmek için hangi önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Bunu iyice irdeleyip, konu ile ilgili birkaç aşamalı uygulamaya geçilmesi gerekli görülmektedir.

 

Buna göre; 

Mevcut Kanun maddelerinin yeniden düzenlenmesi.

1 – Mevcut Orman koruma kanun maddeleri taslağının yeniden günümüz esaslarına göre güncellenmesi. ( Tarım ve Orman Bakanlığı / ORMAN KANUNU / Kanun Numarası: 6831 / Kanun Kabul Tarihi: 31.08.1956 - Resmi Gazete Tarihi: 08.09.1956 / Sayısı: 9402 ) kolay anlaşılması, uygulanabilirliği ve ceza-i Hüküm şartları arttırılmalıdır  / Madde 91 - (Değişik madde: 23.09.1983 – 2896/36 md. Değişik madde: 23.01.2008–5728 S.K./198.mad)                                                                                                                                                                                                                           

2 – Kanunların pratik uygulanabilirlik esaslarına göre düzenlenmesi. ( mevcut kanun maddelerinin bazıları 1956 yılından sonra birçok kez düzenlenmiş, ancak birbirlerini tamamlayıcı etkilerinin olması, açık yorumlara sebebiyet vermektedir )

Yangın Söndürme / Müdahale istasyonları ve ekipmanları.

1 – Hükümetin Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesini arttırmak suretiyle, yurt genelinde ihtiyaç olan araç ve gerekçelerin alımı ve tahsis etmesini sağlanması.                                                                                                                                                                                                                                     

2 – Aktarılan bütçe ile mevut olan söndürme ve müdahale istasyonlarının ihtiyaç olan çeşitli ekipmanlar ile yeniden düzenlenmesi.                                                                    

3– Teknolojik araç ve gerekçelerle müdahalelerden kısa süre netice alınacak hale gelinmesi.                                                                                                                      

4 – Yangın Söndürme istasyonlarının il, ilçe ve beldelere göre yeni düzenlenmeleri, ihtiyaca uygun hale getirilmesi, bölgelere yapılacak müdahaleye göre uygun noktaların belirlenerek oluşturulması.                                                                                                                                               

5 – Her istasyona başlıca demirbaş araç ve gereç tahsisinin yapılması. Müdahale esnasında öncelikli olarak başka bir yerden talep edilmesinin ve zaman kaybının önlenmesinin sağlanması.                                                                                             

6 – Yurt dışından yangın söndürme uçakları kiralanması neticesinde meydana gelen masrafların asgariye indirilmesi amacı ile bu tarz müdahaleler için üretilmiş uçakların leasing usulü ile satın alınması.

7 – Yerel yönetimler, kendi bünyelerinde oluşturdukları yangın söndürme ve müdahale birimlerini tekrar gözden geçirmeli, eksik, amacına uygun olmayan araç ve gereçlerini tedarik etmelidir.

Personel tahsisi.

İstasyon görevlileri

1 – İstasyonlarda görevlendirilecek yer hizmetleri ve kara lojistik personelinin asgari bir eğitim seviyesi şartı koyulması ( en az lise mezunu ) ve buna göre sınavla personel alınması.                                                                                                                                                                                                                                         

2 – Hava ve kara lojistik Personelinin birbirleriyle gösterecekleri çalışma uyumunu arttırmak amacı ile sürekli eğitilmesi, mesleki tatbikatlar ile diri tutulmasının sağlanması.

Yangın Önleyici ve kontrol ekipleri 

1 – Bölge istasyonlarına bağlı çalışacak ekipler, sorumlu oldukları bölgede, kendi kontrol noktalarını sürekli gözlem altında tutmak suretiyle görev yapacaklardır.

2 – Kontrol ettikleri bölgeyi mobil bir görev anlayışı ile kontrol edecek ve olası tehlikeli durumlarda müdahale etmeleri sağlanacaktır. Özellikle Ormanlık bölgelere yakın köylerde, burada yaşayan vatandaşları yangınlara karşı önleyici ve bilinçlendirici faaliyetlerde bulunacaklardır. ( anız yakılmaması, tarlaların temizlik aşamasından sonra oluşan kurumuş otların yakılmadan buradan naklinin sağlanması ) Ormanlık bölgede mevcut olan ve yangına sebebiyet verebilecek her türlü malzeme ve nesnenin tehlike arz etmesinin önlenmesi sağlanmalıdır. ( elektrik kabloları, çöp yığınları, metal ve cam atıklar )  

3 – İstasyon görevlilerine özellikle yaz döneminde sivil savunma görevlileri de eşlik ederek görev yapacak, personel sayısının arttırılması ile kontrolün daha sağlıklı hale getirilmesi sağlanacaktır. Bu çalışmalara stajyer öğrencilerinde katılması, burada yapılan uygulamalar hakkında bilgi verilmesi, ileriye yönelik personel tahsislerine katkı sağlayacaktır.  

Görüldüğü gibi, hadisenin sıkıştırılmış bir dosyaya aktarılması, açılması, üzerinde çalışılması ve etki sağlaması açısından fazla zahmet vermeyeceği izlenimi taşımaktadır. Durum gerçekten de öyledir. Asıl olan niyet olduğuna göre, bir kere niyetlendiğiniz zaman zaten işin yarısını başarmış olursunuz. Yangın felaketleri neticede hepimizi üzdüğü gibi Ülkemize büyük zararlar vermektedir. Bu bilinen bir gerçektir.

Tüm bunların önlenmesi adına, özellikle yaz aylarında baş gösteren bu felaketlere karşı daha dikkatli ve duyarlı olmak hepimizin görevidir. Ancak işin başında olanlar ve bu konuda sorumlu olanlar, herkesten daha çok dikkatli olmalı ve artık gereken radikal önlemleri almalıdır.

Can Bekin – cbekin@gmail / www.canbekin.tr.gg

Yayın Tarihi
07.08.2008
Bu makale 5562 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!