Yabancı hayranlığına son

Ülke olarak en önemli sorunlarımızdan bir tanesi marka yaratma sorunumuz ve yabancı markalara olan hayranlığımız. Sadece turizm sektöründe değil, tekstilden, gıdaya, madencilikten, endüstriye kadar her sektörde önemli bir problem. Çoğu ekonomik indekslere göre Avrupa’nın bir iki ülkesi dışında, bir çok ülkesi ivme kaybederken, ekonomileri acil durum çağrısı verirken, ülkemizin de artık kendi markalarını yaratması, bu markaları yurt içi ve yurt dışına pazarlayabilir hale gelmesi çok önem taşımaktadır..

 

Otelcilik sektöründe Limak Otelleri Koordinatörü Kaan Kavaloğlu’nun artık Türk turizminin yabancı markalara ihtiyacı yok şeklindeki açıklamasını çok yerinde olduğunu değerlendiriyorum. Sadece turizm sektöründe değil, artık her sektörde kendi Türk markalarımızı yaratmamız ve bu markaları güçlendirmemiz gerekmektedir. Bu nedenle resort otelciliğinde Limak Hotels, IC Hotels, Gloria Hotels, Cornelia Hotels, Crystal Hotels, Barut Hotels, şehir otelciliğinde, Rixos Hotels, Dedeman, Titanic, Anemon Hotels ve adını sayamadığım diğer TÜRK markalarını yaratan şirketleri takdir etmek ve onları ayakta alkışlamak gerekir. Bu şirketlerin yatırımcıları da kolayı seçerek yabancı bir zincirin halkası olabilirlerdi. Ancak kolayı değil, zor olanı seçtiler ve uzun yıllarını vererek Türk markalarını yarattılar. Bir iki otel grubumuzun başlattığı gibi, tüm Türk markalarımızın yurt dışında, Avrupa’da oteller alıp işletecekleri günler de çok uzak değildir. Keşke bu başarıyı her sektör ve turizmdeki her işletme gerçekleştirebilse…

 

Tüm sektörlerde bu başarıyı yakalayabilmek için önemli kriterlerden bir tanesi de yabancı hayranlığını artık bir kenara bırakabilmektir. Bizlerin her sektörde Avrupa’dan daha başarılı işler yapacağımıza dair özgüvenimiz tam olmalıdır. Dünya tarihi ile ilgili biraz araştırma yaptığımızda, bizim şuan hayranlık duyduğumuz Avrupa medeniyetinin aslında ne kadar kısa bir zaman diliminde bir medeniyete sahip olduğunu görmekteyiz.

Aynı şekilde, biz Türk’lerin ise Avrupalılara göre ne kadar uzak geçmişe uzanan, medeniyetlerle dolu bir tarihe sahip olduğumuzu görmemiz mümkün. Avrupa denilen, tarihi 1789 Fransa İhtilali ile başlayan ve son yıllarda ciddi ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşayan anakaranın, bizim kültürümüz ve geçmişimizle karşılaştırıldığında ne kadar sönük kaldığı sanırım aşikardır. Ancak bizim kendi tarihimizi, geçmişimizi, kültürümüzü araştırmamız halinde bu gerçeği görebilmemiz ve artık yabancı hayranlığına bir son vermemiz gerekmektedir.

Gerek Avrupa, gerek ABD tarihte bizim kadar bu dünyaya hükmedememiştir. Son iki yüzyıla bakmak bizi sadece yanıltılır. Ülkelerin gelişimi ve dünya üzerindeki hâkimiyeti günümüzde ekonomik başarılar, dolayısıyla güçlü TÜRK markaları ile mümkün olacaktır. Bu nedenle millet olarak yerli markalarımızın yaratılmasına konsantre olmalı, var olan markalarımıza geliştirmeliyiz. Kolay olanı değil zor olanı tercih etmeliyiz. Bunun içinde özgüveni yüksek, bilgiyi arayan ve ona sahip olan bireyler olmalı, başarılı Türk markalarını desteklemeli ve sahip çıkmalıyız. Başarı ancak bu yolla mümkün olacaktır.
Yayın Tarihi
04.11.2013
Bu makale 6839 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!