SUBAŞININ BAKIŞI

Uzlaşmak Kolay mı?

Çok zor… Biz de zor! Birçok ülkede bu kadar zor olduğunu düşünmüyorum. Bir de şu günlerde, sanki kolayca partilerimiz uzlaşabilirmiş gibi en önemli konularımızı “haydi hepimiz bir araya gelelim çözelim” demiyorlar mı? Bunları söylemekten amacım Kılıçtaroğlu’nun çağırısını önemsemediğim için değil. Aslında çok önemli mesajı… Gelin ‘Kürt sorununu’ mecliste çözelim önerisi, CHP için bir milat gibiydi. Her zaman tümden ret ya da itiraz yerine gelin birlikte çözelim, bunun yeri meclis çatısıdır demek, sorumluluk almak, CHP için önemli gelişmedir. Bir değişim iradesinin sanki açığa vurmasıdır.

Başbakan yıllar önce ‘Kürt Açılımı’ diye ortaya çıktığında, “bunun içi boş” bizimle görüşmeye gelmeyin randevu vermeyiz türü sözler söylemek yerine, “1989 SHP raporunu esas alalım, içini birlikte dolduralım” deseler bu gün bu sorun çok farklı noktalar da olabilirdi!

Geçtiğimiz günlerde Leyla Zana’nın röportajında, olumlu açıklamaları vardı. Bülent Arınç, PKK silah bırakırsa ev hapsi bile gündeme gelebilir dedi ardından Kılıçtaroğlu’na sorduklarında dört parti uzlaşırsa her öneri başım üstüne dedi! Söylemek istediğim bu hususta uzlaşma aranması değil illa tüm partilerin uzlaşması koşulunu ileri sürmek niye? Aslında uzlaşma aramamak mı? Çekinmek mi? Çok şey söylenebilir bu konuda. Art niyet olduğunu sanmıyorum. Bu önemli bir adım. CHP’yi gerçek bir siyasi aktör haline getirebilir ama ardından gelen ikinci adım belki iyi niyetli ama ürkek bir adım. Pratiği yok ve Türkiye’de siyaset yapan herkes bilir ki tüm partilerin uzlaşması neredeyse imkansızdır. Bunu beklemek de gerekmez. Hele bazı partiler baştan ret ediyorsa. Katkı sunabilirim diyen partiler hangileriyse ortak çözüm yolları aranabilir.

Sadece iktidar ve ana muhalefet partisi çözümde varız deseler bile başlı başına çok önemli adımdır.

Bizde partiler kendi içinde bile bu konularda kolay görüş birliğine varamaz! O nedenle “tüm partiler uzlaşalım” demek pek gerçekçi değildir. Bu öneriyi en iyisi gündemden kaldıralım…

 

UZLAŞARAK ANAYASA YAPMAK

 

1921 Anayasası; TBMM’nin kendi iradesiyle yaptığı ilk ve tek anayasadır… Kurtuluş savaşını veren adına bazı tarihçilerin ‘şanlı meclis’ dediği ilk meclis yapmıştır bu anayasayı. İller kendi vekillerini göndermiştir. Osmanlı meclisinden kişiler de vardır. Yeni Osmanlıcılar, Kürt ağaları, Alevi dedeleri, sarıklı tekke şeyhleri her kesimden mebus vardır. Meclis ve hükümet başkanı Atatürk’e muhalefet de yapılmıştır. Meclis demokratik yollardan oluşmuş sivil ve güçlü bir meclistir…

Yaptıkları Anayasa incelendiğinde çok kısa olduğu görülür… Uzlaşılan kısa ve özlü maddeler çok önemli hususları kapsar… Savaş zaferle tamamlanmış ardından yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur… Meclis hükümeti yönetmiştir bütün bu süreci…

1921 meclisi çok kapsamlı bir anayasa yapmak konusunda uzlaşamazdı. Uzlaşılabilen esaslı noktalarda 24 maddeden ibaret bir Anayasa yapılmıştır. Anayasanın kapsamadığı alanları yürürlükteki Osmanlı hukuku doldurmuştur.

Bir Anayasanın her alanı kapsaması ve ayrıntılı olması sadece halkın sıkıntılarını artırır. Özgürlük alanını daraltır. O nedenle bu gün de uzlaşılabilen alanlarda Anayasa şekillenmeli uzlaşılamayan alanlarda ise yürürlükteki yasalar ve içtihatlarla tamamlanmalıdır…

Yayın Tarihi
19.06.2012
Bu makale 8648 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!