Sonra.. ne ya da neler mi oldu.? demiş ve orada bırakmışım gibi geliyor değil mi.?
Yok efendim ne demek bırakmak..
Tarihin tekerleği, yazgısını hem yaşamak hem de yazmak üzere var gücü ile dönerken.. işte tam bu esnada dişlilerin arasından..
Örnek olsun; Yazmaya devam etmek bir hayli zaman almıştı.. hepsi o kadar.
İnsanın, emek ve üretim eksenli işleyiş sistematiğine kaldığımız yerden devam edip de özetlersek;
İnsanların, eril ve dişil olarak topluluklar halinde yaşamaya başladıkları ilk evrede, yaşamın sürekliliğini sağlamak üzere fiziksel güce bağlı iş bölümünün ortaya çıktığı tesbit olunmuştu. Görece fiziksel mukavemetin etkisi ile eril cins, besin maddelerinin temin edilebilmesi için güç gerektiren zor işleri üstlenirken, amacına daha kolay ulaşacağı alet üretmeyi düşündü ve üretti.
İzlem ve incelemlerin ışığında ve pek tabidir ki çok uzun evrelerde, üretilen aletlerin gelişmesi ile doğru orantılı olarak üretimin de gelişmesi, eril cinsin başat konuma yerleşmesinin önkoşulunu oluşturduğunu anlıyoruz.
Üretim araçlarının muhtemel onu üreten “eril” cinsin egemenliği altında olmasını takiben, topluluk içindeki kuralları da eril cinsin belirlemesi beraberinde dişil cins, toplumsal, iktisadi ve kesin olarak da üretim ilişkilerinin gerisine düşerek, etkinliğinin gerileme süreci içerisine girmiş bulunduğu saptamasına rastlıyoruz.
Tam da buradan itibaren süreç içerisinde, cinsiyetlerin ötesini düzenleyen; Bana göre üretenin emeğine yabancılaşmasının ilk tohumlarını atan “düalist” öğretinin etkisi ile topluluklar; zengin ile fakir, köle ile efendi, yöneten ile yönetilen ayrımlarında temellenen sınıflı toplum yapısı ile gündeme gelmiştir.
Ataerkil insan için doğa, kutsallığını kaybetmiş, artı değer uğruna geri dönüşümsüz, sömürülebilecek bir kaynak haline gelmiştir. Ataerkil işleyişin doğasında bulunan, kendine gerek kaynakları, yine kendi yararına değerlendirmesindeki itkinin temellerinin ne olabileceği sorunsalına ise bu yönde yapılan çok uzun ve yoğun çalışmaların ışığında ve paylaşımında, izninizle bir sonraki yazı ile değineceğim.
Sağlıcakla..