Üflemek

Üflemek ciğerlerden gelen bir nefes,

Kimine takke, kimine fes,

Düşünceye kafes.

Türkiye’yi ateş sardı. Kaynağı batı,logosu USA.

Otlak Ortadoğu.

Bizde, olmaza koşan,gerçeği gören İran.

Gön ince yerden delinir. Orada EL-KAİDE ve

IŞİD belirir.

Demokrasilere USA’nın çektiği perde,

Kandırılmışlar olmaz deva, derde.

Soy dediler, Anadolu soyuldu. İnsanımız dininden oldu, hastalık kinden geldi.

Soluğumuzu kestiler, Kandil’i üfleyemedik.

Bütünlüğü erittik.

Yalan kuyruklu, doğru tutuklu.

Olaylar önde, osuruğuna kurşun yetişmiyor.

Bir yandan terör, bir yandan ihmalin getirdiği iş kazaları. Toplumu acı buluyor, yandaşların kasası doluyor.

Anlaşılan tuz koktu. Aranıyor aranıyor aranıyor.

Devlet nerede?

Ben hadımım diyene, oğlan kız sorulur mu?

Ensesi kirlenen biti kanlananlardan mısınız?

Yalanı doğru gibi dillendiren, haramı hile ile baş göz edenlerden, deliyken akıllı görünmek isteyenlerden misiniz?

Ne yapalım? Eskiyi yeni yapalım,

Kirlenen çamaşırsa çaresine bakalım.

Bir kuyu başı ve çeşme yanı, yunak taşı.

Kazan ateşte su dolu. Yanında bir teneke, içine bir miktar pirnol veya meşe külü katalım. Kazandan sıcak su dolduralım. Etrafta çok bulunur. İçine birkaç sarıdiken dalı atalım. Adı oldu külletme. Su kabağından yapılmış kovata ile suyu alır yunak taşı üzerinde çamaşırlara döker, yıkarız.

Kül ve sarıdiken kiri çabuk çözer, sabun az gider.

Bunları ben nereden mi biliyorum?

Çocukluğumda anam öğle yıkardı.

Şimdi deterjan kullanılıyor.

Ya kirli insanlar…

Yunak taşında temizlenince, çamaşır makinesine girmez.

Havale edelim komisyona. Komisyon çamaşırcı mı?

Rahmani olmayan bir ses, 4 eski bakanı aklayın demiş.

9 kutu deterjan kullanıldı. Aklandığına, paklandığına inandım, iman ettim.

Gerisi, peynir derisi.

Gemi seyirde. Dananın kuyruğu, gövdesi serviste.

Neresi kimde kalacak, ustasına soralım?