Türkiye Cumhuriyeti üç ayak üzerine oturmuş. Rahatsızlık buradan geliyor.
Doğada mevcut mu, üç ayaklı canlı?
Üstelik adları da Osmanlının hakir gördüğü halk dilinden.
Yasama, kanun yapma dururken yasama da ne oluyor?
Yargı, yarma istenmiyor un olmalı. Yukardan gelen emirlere uymalı.
Ne demek bağımsız olması?
Yürütme, halk dilinde aşırma demek. Anlamına uygun olduğu görülüyor.
Üç kuruluş Y harfiyle başlıyor, hayra alamet değil. Bütünlük olmalı, tek
kaynaktan beslenmeli.
Anadolu top olmuş, ayaktan ayağa pas veriliyor. Mevcut yasalar amaca
hizmet etmiyor. Çare torba yasa. Torba yasa çok oldu, torba küçük çuval
tutuluyor.
Bir çuval pirinçte bulunan bir taş,
Yapıldı yürütmeye baş.
Sunulur topluma, kullanım süresi dolmuş aş.
Yersen.
Kuruluşlar satıldı, üretim komada
Tarım hasta, tecrit odasında.
Üretimdekiler, işsizler meydanlarda.
Böyle gelmiş, böyle gider yerine, gitmez diyenler ayakta.
İktidara karşı olanlar, yüreklere ateş salanlar.
Koyun can derdinde, kasap et,
İktidar ubudiyet.
Münkir olmayalım
İktidardan gelen iyilik, tazyikli su beylik.
Biber gazı ortalığa şenlik.
Sayın başbakan halkımızın yürümesini, yorulmasını istemiyor.
Daha ne yapsın? Herkesin altına bir at mı versin?
Direnişte ölenler oldu, yaralanan tutuklanan binleri buldu.
Yalan makineleri, suç işlemekten yoruldu.
Asıl suçlu, dijital sistemi bulan.
Eskilerde insanlar gece ıssız bir yerden geçerken, sesli olarak,
Değirmende tuz öğütmeden geliyorum der şeytandan korunacağına
İnanırdı.
Bağımsızlığımıza musallat olanlar da bıraksın kaçsın diye tencere tava
çalıyorlar. Rahatsız olanlara söylüyorlar.
Gümüşlü zurna verdiler de çalmadık mı?
On binler yüz binler meydanlarda, caddelerde hiçbir yere saldırmadı.
6-7 Eylül yaşanmadı.
Hatta direnişi engelleyen polise, ne palalıya, ne de eli sopalıya.
Ellerinde bayrak, döviz dillerinde sav söz yürüdüler.
Dünya ayrı bir direniş gördü, tarih yazdı.
En çok dillendirilen söz:
MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİYİZ.
Bu söz kimyayı bozdu, kini ateşledi.
Mustafa Kemali unutturamayacaklarını anladılar.
Sözlerden biri daha:
HER YER TAKSİM.
Kim söylüyor bunu çabulcular.
Nereyi, kiminle taksim edeceklermiş
Taksimi de, tahsisi de kimin yapacağı belli değil mi?
Çocuk mu kandırıyorsunuz?
Bir başka görüntü, bir başka ses:
BAŞBAKAN İSTİFA.
İstifa sözcüğü dilden dile, telden tele geçerken telefon zinciri kopmuş.
Neydi o söz?
Geriye doğru sorgu başlamış. Herkes ayrı söz etmiş
İstifa (ayrılma) diyen, iktifa (yetinme) diyen, iftira (suçlama) diyen,
İktida (uyum) diyen olmuş.
Makama hangisi ulaşsın, kurmaylar karar versin.
Başbakan iftarda ötsün.
Ülkede sorunlar çok söylenmedi,
Çocuk, kral çıplak dedi.
Toplumun dilinde bir deyim
-Tuttuğun altın olsun.
Dua mı beddua mı bilmem,
Yemeği dadısı yedirsin.