Turizmde milliyetçilik Araplaşmaya mı, dine mi karşı?

Bilinen en açık Türk düşmanlığı, Arap milliyetçiliğinin Türk aleyhtarlığıdır. Bu aleyhtarlığın tarihsel köklerini araştıranlar, farklı nedenlere bağlarlar. Nedeni ne olursa olsun en kötüsü 7. Yüzyıl’da Ibn al Mukaffa’ya göre “Türkler vahşi hayvan” olarak nitelendirilmiştir. Türkler barbar olarak kabul edilirken, Yecüc Mecüc olarak da görülür.

Onlar tarafından biz böyle görülüyor ve kabul ediliyoruz da, biz onları nasıl görüyoruz? Suriye’ye fuara giden bir arkadaşım, yeni tanıdığı Arap dostlarıyla konuşurken içlerinden biri, Türklerin Arapları sevip, sevmediğini sormuş. Arkadaşım komşuluktan, ortak dinsel inançtan falan söz etmiş başına geleceklerden habersiz. Arap dostu: “Peki ama sizin niye ‘Ne Şam’ın şekeri, ne de Arap’ın yüzü’ lafını kullanırsınız?” diye sormuş. İşte sözün bittiği an o an olmuş. Bizde Arap düşmanlığına, Arap hayranlığı neden olmuştur. Yani tam bir etkiye tepkidir. Bu tepki giderek tarihsel süreçte özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasında, Arap siyasilerin, parçalamada batılı emperyalistlerle birlikte hareket etmelerinden kaynaklanmaktadır. Yıllarca ortak tarih oluşturdukları ve inanç paylaşımı içinde oldukları bir imparatorluğa karşı yürüttükleri ihanet, Türk insanının belleğinden hiçbir zaman silinmeyecektir. Ortadan kalkan güven duygusu ise her türlü siyasal, kültürel ve ticari ilişkilerde hep bilinçaltında bulundurulmaktadır.

Son yıllarda ülkemizin siyasi yapısındaki inanca dayalı siyaset öne çıkınca ve toplumun bu siyaset anlayışı üzerinde farklı şüpheleri oluşunca “Arap fobisi” veya “şeriat fobisi” yaygın hale geldi. Her sektördeki gibi turizm sektörü de doğal olarak etkileşimin içinde. Kuşkusuz sektörün bu etkileşimdeki en önemli kaynağı iktidarın içki ve içki satışına getirdiği yaptırımlar. Hep gizli bir gündem şüphesi doğuran; ÖTV’nin yükseltilmesi, kırmızı çizgiler, zorlaştırılan içkili mekan izinleri, reklamlara verilmeyen izinler vs. üst üste gelen korku gerçekleri.

Turizm sektörü, sadece içki konusundaki iktidarın uygulamalarını şüpheli bulmuyor, bununla birlikte yaşam tarzına müdahalenin yavaş, yavaş topluma enjekte edilmesini tehdit olarak algılıyor. Kuşkusuz  turizmciler, toplumun önünde bir liderliğe hiçbir zaman soyunmamıştır. Onlar sadece kendilerine ve çıkarlarına zarar gelmesinden kuşkuludurlar. İçlerinde çok az olan idealistlerinin dışında, oportünist anlayıştadırlar. Bu güne kadar da siyasi kimlikleri ne olursa olsun, hiçbir iktidar döneminde masaya vurup haklarını savunmamışlardır. İçine kapanık ve kapıkulcu yapıları, diğer sektörler ve siyasiler tarafından bilinir. Bir kaza sonucu çıkmış 1618 Sayılı Kanun ve o kanunun bu yıl yozlaşarak değişimine bile sesiz kalmışlardır. Yıllarca söylemlerden düşmeyen, konaklama sektörünün örgütlenme yasası için sonuç alınamamıştır. Birlikte hareket etme kabiliyeti çok zayıf olan turizmciler son günlerde, bir biri ardından Arap ülkeleri vatandaşlarına kaldırılan vize ile ilgili batıda yeni oluşacak “imaj”a yoğunlaştı. Araplaşmak, kendi hayat tarzlarında olmadığı halde, toplumun hayatında oluşacakmış gibi onları tedirgin ediyor. 2010 yılı tanıtım programlarının açıklandığı bu günlerde böyle bir  tartışmanın başlamış olması Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı belki  etkileyecektir. Ortada bu kaygıları haklı kılacak açık bir yapı görünmüyor ama turizm yazarları gelecekte ortaya çıkabilecek durumu görüyor olabilirler.

Hac turizmi yapan seyahat acentelerinin, elde ettikleri kar marjlarının yüksekliği ve bu avantajın devlet eliyle paylaşılması (suspayı olarak) artık negatif algılanmıyor. Hacı sömürmek kurumsal olarak da yerine getiriliyor ve o çark bir türlü kırılamıyor. Yukarıda belirttiğim gibi turizm sektörü idealistlerin dışında oportunisttir, bu da yetmez Makyavelisttir.

Haftaya  devam edeceğiz.

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
23.12.2009
Bu makale 2433 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Başlık ne başlık ama, dama, kapıya, duvara, çatıya ve kardeşe. Tırızmınnn başının kentinde ne de bilgeler varmış öyle, böyle, şöyle , hadi mahtum gir de oradan sektör e 5 de çay söyle.iyi sezonlar, pardon zezonlar....

iskender gönür 29.12.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!