Turizmde İnsan Kaynakları.

Henüz sezon başlamadı, 2009 yılının başındayız. Yeni bir sezon öncesinde sektörde elbette bol heyecanlar yaşayacağız. Yeni personel istihdamları, eski personelin naftalinlenmiş paketlerden çıkarılıp tekrar kullanılmaya niyet edilmesi, birçok heyecanlara vesile olacaklardan sadece iki küçük örnek teşkil etmektedir.

Turizm sektöründe yıllardır göz ardı edilmiş, ancak bugüne kadar sadece birkaç zincir otel işletmesi tarafından ele alınmış personelin kalifiye olarak yetiştirilmesi ve istidamı konusu, aslında halen hazırda kanayan bir yaradır.

Durumdan vazife çıkarmak veya son dönemin moda deneyimi ile açılımlarını irdelemek, yıllardır kulak ardı edilmiş bir gerçektir. Yiyecek, İçecek ve konaklama hizmetinde çalışan insanlara eğitim ve iş istihdamı sağlamanın devlet politikası olması gereken sorumluluğu almadan özel sektörün sırtına yüklemek, devletin daha ne kadar ayıbı olacak diye merak edenlerde olacaktır aranızda.

Evet, bunun cevabını vermek belki günümüzde pek mümkün değil. Sektörün kanayan yarasına pansuman yapmanın dahi mümkün gözükmediği bir dönemde 'Turizm nereye?' diye sormadan yapamıyoruz. 

Oyundaki rolümüz her yıl sahnelenen aynı senaryodan ibaret. Çok yazıldı ve çizildi. Ülkemizde meydana gelen birçok olumsuzlukların dile getirildiği gibi, sektördeki kalifiye personelin eğitilmesi ve istihdamı konusu da oldukça sık dile getirildi. Dilek ve temenniler ile geçiştirilen bu sorun her yıl tekrarlanmakta, her seferinde yeniden ocak üzerinde ısıtılarak önümüze servis edilmektedir.

Turizm sektörü özellikle kriz dönemine denk gelecek olan 2009 sezonunda Ülkemiz ekonomisi için can simidi niteliği taşıyacaktır. Belki de ilk defa bu sene Sektör, Ülkemizde hak ettiği şekilde algılanacaktır. Yarı ölü bir durumda belki canını teslim etmeyecek, belki de serum şişeleri bağlanmış, ayakta kalma mücadelesi verecektir. Ancak direnecek ve şu ana kadar yaklaşık 600.000 kişinin işsiz kaldığı kriz ortamına meydan okuyacaktır.  

Turizm sektörünün her kademesinde görev alan personel, işletmeler tarafından istihdam edilmeden önce Personel Müdürlüğü veya İnsan Kaynakları departmanı sınavından geçer.

Nedir bu departmanın önemi?

İnsan kaynakları işçi (personel) ile işveren (patron) arasındaki mutluluk dengesini sağlamaya çalışan, özü insan olan, ölçümleme ve teknolojik yöntemlerden en fazla yararlanarak objektiflik ilkesini korumaya çalışan bir iş sahasıdır. Bilim değildir, teknikler bütünüdür. Amacı ister işçi ister patron olsun mutlu insanlar yaratmaktır. Kalıpçı değildir, olamaz da. Zira uğraşısı insandır. Değişken, farklılıklar gösteren bir varlıkla uğraşan hangi disiplin kalıpçı olabilir ki? İnsan, üretim şekilleri, ekonomiler değişirken bunlarla uğraşan İnsan Kaynakları'nın değişim odaklı olması kaçınılamaz.

Personel Müdürlüğü ve İnsan Kaynakları departmanı yapısal niteliği itibariyle a)Planlama ve Strateji geliştirme, b)Yetki, c)Derinlik, d)Karar verme, e)Entegrasyon, f) Koordinasyon olmak üzere altı temel unsurlarda birbirlerinden ayrılırlar.

İnsan Kaynakları ki tip çalışmayı içermektedir. Bunlardan birincisi eskiden personel yönetimi olarak adlandırılan işe alma, sınav yapma, sınıflandırma, atama, sicil düzenleme, yükseltme gibi konularla ilgili bilgi, beceri, yöntem ve uygulamaları kapsayan tekniklerdir. İkincisi ise insan kaynağına ilişkin politikalar, planlar, işçi-işveren ilişkileri, çevresel ve örgütsel gelişmeler karşısında personelin durumu gibi daha geniş kapsamlı stratejileri içerir. Modern anlamda insan kaynakları yönetimi bir taraftan personelin bulunmasını, seçilerek işe yerleştirilmesini içerirken, diğer taraftan da personelin eğitimi, geliştirilmesi, değerlendirilmesi ve haklarının verilmesi gibi güdümleme ve etkileme faaliyetlerini de kapsar.

Ülkemizdeki çarpık eğitim sistemi nedeniyle turizm meslek okullarından mezun gençlerin işe alındığında uygulamalı olarak yeniden çalışıyor durumda eğitilmesinin sorumluluğu artık özel sektör temsilcisi işletmelere kalmıştır.

Dolayısı ile Sektörde eğitimli, tecrübeli veya tecrübesiz personeli istihdam etmek için öncelikle doğru bir İnsan Kaynakları ekibi oluşturarak, temel ve İşletme kriterleri doğrultusunda faaliyet göstermek gerekir. Eskiden kalma ve alışa gelmiş her türlü uygulamaları rafa kaldırıp yeniden yapılanmak kaçınılmazdır.

Mesleki eğitimin önemi.

İyi personel = iyi maaş, her zaman doğru sonuç vermeyen bir formüldür. Arzu edilen sonucun amacına uygunluğu açısından işveren-İşçi konumunda olan her iki tarafı da memnun etmesi bakımından, rutin mesleki eğitim uygulamaları son derece yararlıdır. Şirketlerin beklenti ve hedeflerini belirleyen İşletme politikası içerisinde personel eğitimi olmazsa olmaz bir kavramdır. Rutin mesleki eğitimler, İnsan Kaynakları departmanı ve her departman amirinin ortaklaşa hazırlayabilecekleri bir program dâhilinde ele alınabilir. İşletmenin konsepti ne olursa olsun mesleki eğitim artık günümüz iş dünyasında çok önemlidir. Yiyecek, İçecek ve Konaklama sektörü birbirlerine entegre olmuş ortak özellikleri olan sektörlerdir.

Bilginin, takdir edildiği ve hatta ödüllendirildiği, çağdaş ve medeni bir çalışma hayatına giden yolda karşımıza çıkan tüm engellerin aşılması kolay olmayacaktır. Ancak bundan böyle sadece bu tarzı başarabilen tesislerin ayakta kalacağını unutmamak gerekir.

Yayın Tarihi
10.02.2009
Bu makale 11738 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!