ANTALYANIN KAHYASI

Turizm tamam da!.. Ya tarım?

Turizmle yatıp, turizmle kalkıyoruz.

Bakanımıza kavuştuk, teşvikleri kaptık, turisti birer birer sayıp, haç para harcadıklarına kadar hesabını da yaptık, yılsonunda 14 milyonuncu turisti de çiçeklerle karşılayıp, bir de kılıç-kalkan ekibi ile kapanış yaparız inşallah…

Yaparız da hani bizim “3T” miz vardı ya… O ne olacak?

Ticaretimiz; artık kabullenelim berbat durumda. Esnaf kan ağlıyor, kepenkler alışveriş yapılmadan inip kalkıyor, dükkânın biri kapanıyor, biri açılıyor, döviz almış başını gidiyor. Zam üstüne zam… Ekmek zammı köşeden döndü. Bu sorunları çözün diye meclise gönderdiğimiz vekillerin bir genel başkanı, ilgililere talimat verdiğini de söyleyerek “askıda ekmek” uygulaması başlattığını açıklıyor. Zammı durdurmak yerine, vatandaşa ekmek bağışlanmasını çözüm olarak görüyor zahir…

Haydi bunu da kabullendik, “Turizm’den sonra Tarımın da başkentiyiz” diye övündüğümüz ikinci “T” miz ne olacak?

**

Sözde lider olduğumuz Tarımda her şeyi ithal eder duruma geldik ama, dün güzel bir haber geldi Demre’den… Önce kendisini tanımam Tarım ve Orman İlçe Müdürü Mustafa Işık’ı kutlamak istiyorum. Üreticilere zararlıyla mücadele eğitimi konusunda “Çiftçi Tarla Okulu” projesini hayata geçirmiş.  Uzun zamandan beri, ihraç tarım ürünlerimizin ilk sırasında yer alan ve sınırdan geri dönmesine yol açan domatesteki Tuta Absoluta zararlısı ile son günlerde narenciyeyi ve Nar’ı yiyip-bitiren Akdeniz Sineği ile benzeri zararlılara karşı savaş açmış. Tabii ki bu mücadelenin başarılması için savaş yetmiyor, köylüyü inandırmak lazım, onları iyi eğitip kendi kafalarına göre ilaç kullanmalarının önüne geçmek lazım. Bunun için de önce eğitim. O yüzden Tarım Okulu da önem kazanıyor.

Bu okulda önce çiftçi zararlılarla mücadele konusunda eğitiliyor. Mücadele yöntemleri anlatılıyor. Nasıl ilaçlar kullanılacağı öğretiliyor ve en önemlisi, “Başarısız olursanız bizi arayacaksınız” diyerek bahçesine, serasına ya da tarlasına gidiyor uzmanlar.

Çiftçilere teorik bilgilerin verildiği eğitimin ardından portakal bahçelerinde uygulama yapıldı. Portakalda büyük zarara yol açan Akdeniz meyve sineği, unlu bit zararlıları, kahverengi hastalığı, Güney Amerika domates güvesi (tuta absoluta) ve narda görülen ağaç sarı kurdu hakkında bilgilendirme yapıldı. Biyolojik mücadele başlatılan portakal bahçelerinde uygulamanın sonuçları gözlemlendi.

Tarım ve Orman İlçe Müdürü Mustafa Işık, portakal bahçelerinde en büyük zarara Akdeniz meyve sineği ve unlu bitin neden olduğunu, yetişen portakalların tamamının ihraç ürünü olmasına rağmen, ilaç kalıntısı nedeniyle kabul görmediğini söylüyor. İlaç kalıntısının sebebi de çiftçinin yanlış ilaç kullanımı…

“Tarım okulunda ne yapacaklarını anlatıyoruz. biyolojik, kültürel ve biyoteknik mücadele yöntemlerini öğretiyoruz. Kimyasal mücadele son çözüm olmalıdır. Mümkünse hiç olmamalıdır"  dediklerini söyleyen Mustafa Işık, kimyasal ilacı kesmeleri halinde hiçbir üründe ilaç kalıntısının olmayacağı müjdesini de veriyor.

Evet, Devlet çiftçinin tarlasına kadar gider ve öğretirse ne olacağını Demre’de göreceğiz. Diliyoruz, diğer Tarım Müdürlükleri de Mustafa Işık’ın yaptıklarını yapar. Kendisine Antalya adına teşekkür ediyorum.

Aklın yolu bir… Bizim sadece masa başında oturan değil, arazide dolaşan  Mustafa Işık’lara ihtiyacımız var…

Yayın Tarihi
28.07.2018
Bu makale 1661 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!