Turizm riskdir!

21 Aralık 2010 tarihinde medya “Başbakan Turizmcileri fırçaladı” diye başlık attı. Bunun üzerine kurumsal ve bireysel yorumlar yapıldı. Üzerinden 15 gün geçti, geçmedi haberin tüketilme süreci son buldu sayılır. Geriye dönüp, yazılanlara ve yorumlara baktığımızda neler aklımızda kaldı?

 Bakanlığın, Başbakan’ı  eksik bilgilendirmeden kaynaklanan yorumu ile TÜROFED’in, yorumunda paralellik var; “Turizm Anadolu’ya yayılıyor, aslında bölgede son yıllarda hızlı konaklama sektörü yatırımı var”. Bakanlık, kendilerinin bile takip etmeyi unuttuğu, 2023 Turizm Stratejisi içine doğu illerinin “Kültür Turizminin Geliştirilecek Marka Kentler” hedefini koymuş. Koyulan hedef ile eylem bütünlüğü, batıda sağlanamıyorsa, doğuda nasıl sağlanır, siz düşünün.

Başbakan’ın sözlerinin bu bölümüne bir kez daha bakalım. Ben orada bu sözleri dinlerken yanlış algıladığımı dönüp metinden okuyunca fark ettim. “Otel sayımız hızla artsın istiyoruz. Bu konularda atılan bir adım var mı? Atılmıyor. Girişimci, ‘En çok parayı nereden kazanırım?’ diye bakıyor, riske girmiyor ama ekonomi risktir”

Batıda yatırım yapan “girişimci” konunun muhatabı olarak görülüyor. Yani batıda otel yatırımı yapan girişimcinin “kökeni”, “kimliği” Başbakan tarafından biliniyor ve yapılan sitemin muhatabının da onlar olduğu açık olarak ortada. Zaten bu “fırça” haberlerinin akabinde medyaya “mesajı aldık” “girişime geçiyoruz” diye beyanat verenler, batıda otel yatırımı olan doğu kökenli girişimciler ve doğuda devlet ihaleleri alan müteahhit-turizmciler.

Evet, ekonomi risktir doğrudur ama turizm başlı başına risktir. Etkilenmediği hiçbir alan yoktur. Başbakan’ın iki dudağı arasından çıkan sözden de etkilenir, otelde kominin baktığı gözden de. Hizmet sektörü sadece insan odaklı değil, aynı zamanda sermaye ağırlıklıdır. Risk,  salt mal üretimine kıyasla, hizmet üretiminde ürünün homojen yapısı nedeniyle daha risklidir. Turizm Ürünün homojen yapısından ne kastediyorum onu bu konu içinde örnekleyeyim.

Başbakan’dan önce Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, çok içten bir konuşma yaptı. Konuşmasının bir bölümünde şu yorumu dikkat çekiciydi: “Turizm sektörü istihdam olarak da Türkiye ekonomisine büyük yararlar sağlıyor. Onunla yarışan bir inşaat sektörü var. Ama biz turizmde çalışanlarımıza farklı bir yaşam standardı kazandırıyoruz. İnşaat sektöründe çalışanlar, belli bir yaşam tarzı içinde sıkışıp kalırlar. Turizm çalışanları ise bir yabancı dili öğrenirler, dünya görüşleri farklılaşır, algılamaları zenginleşir….” Bu güzel yorumu bütün salonla birlikte Başbakan da dinledi. Eminim bu konuşmaları dinledikten sonra kürsüye çıkmadan, tüm kıyılarda neden yeterli oyu almadığını, turizmde çalışanların, Bakan’ın açıkladığı bu “yaşam tarzındaki” hassasiyetine, bağlamıştır.  Üstüne üstlük kendisine yapılan sıradan alkış, onu tatmin etmemiş olabilir ama “oy riski” politikacı için birinci önceliklidir.

Turizm bu ülkede başlı başına bir risktir…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
07.01.2011
Bu makale 11551 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!