TUI ne söyledi?

24 Haziran tarihinde Dünyanın en büyük tur operatörü TUI, en yüksek yöneticilerinin katıldığı bir daveti, Antalya’da verdi. Toplantıya davet edilenler sadece TUI’nin çalıştığı konaklama sektörü değildi, gelecekte çalışmayı düşündükleri konaklama işletmeleri de davetliydi.

TUI’nin en tepe yöneticilerinin Antalya’da son 20 yılda düzenlediği 3. toplantıydı yapılan. Tesadüf müdür bilmem ama bu toplantılar hep krizli dönemlere denk gelir. Kuşkusuz kendileri için çok önemli bir destinasyon olan Türkiye ve de özellikle Antalya için söyledikleri farklı mesajlar içermektedir. Verilen mesajların ve algılanma kapasitesini gelecekte göreceğiz.

TUI’nin en tepe yöneticisi Michael Frenzel konuşmasında Türkiye ve Antalya turizmi için çok sıcak, samimi ifadeler kullandı. Eski 2 toplantıda konuşulanları hatırladığımda artık ders verme edası kaybolmuştu. Krizi yorumlarken kullandığı ifadeler çok anlamlıydı. Bu derin seyreden krizde para kazanmaya devam ettikleri destinasyonun Türkiye ve Antalya olduğu inkar edilmiyordu. Bu başarının arkasında fiyat ve hizmet kalitesindeki uyuma sık sık dikkat çektiler. Bu uyumun bozulmaması gerektiğinin altını çizerek tekrarladılar. Yani ürününüz güzel, fiyatınız iyi, müşteri memnun. Burada müşteriden iki şey anlamalıyız. Biri nihai tüketici, diğeri de aracı müşteri tur operatörü. Ürünü oluşturanın, hani o iç müşteri denen kitlenin memnuniyetini soran kimse yok!

Gelelim TUI’nin atık bir Alman tur operatörü karakterinden çıkıp, uluslararası bir karaktere ulaştığı sunuma. Bu cümleden kastettiğim; İngilizlerin grup içinde daha radikal ve etken olmalarıdır. İstatistiklerin ışığında sunumu Peter Long yaptı. İstatistik sunum bana ne dedi?

Türkiye ve Mısır (aynı hatayı yaparak -bu benim görüşüm-)TUI ürününün yüzde 90’dan fazlası  5 yıldız otele baz etmiş.

İspanya ürün yelpazesini çok geniş tutmuş. Onlarda 5 yıldız yüzde 30’ların altında.

Türkiye ve Mısır herşey dahil oranı yüzde 90’ın üstünde.

Sedece Tenerif’deki ürün yüzde 50 herşey dahil diğer destinasyonlarda bu oran yüzde 20 civarında.

Bu tespitler ışığında TUI ne istiyor ve stratejik hedefleri ne?

Burada bunların tümünü anlatmam olanaksız çünkü tüm sunumu vermem gerekir. Ama dikkat edilmesi gerekenleri kendi yorumumla vereceğim.

TUI dünyanın en güçlü ve en güvenilir partner olduğunu ve Türkiye’ye inandığını, Antalya’nın destinasyonları arasında ayrı bir yere sahip olduğunu açıkça söylerken, gelecekteki şekillenmenin nasıl olması gerektiğini de belirtti. En önemli vurguyu Alanya için yaptı. Gazipaşa Havaalanı’nın açılmasıyla bu bölgede yeni bir strateji geliştireceklerini ortaya koydu. Özellikle Nordic ve İngiltere pazarında burayı önemsedikleri belli oldu. Son yıllardaki Alanya’daki yönetimsel istikrar ve atılımlar bir detinasyonun gelişmesi ve önemsenmesi için bize güzel bir örnektir.

Çevre konusundaki her zamanki vurgulamayı, güvenlik ve sağlık konularındaki İngiliz kanadının hassasiyetinin öne çıktığını belirtmeliyim. Bir inceden Thomas Cook’un geleceği ile ilgi pek açık bir ifade kullanılmasa da belli ki TUI kendinden emin.

Kriz pratisyenleri teorisyen yapar” sözü çok doğru. Krizi en canlı yaşayan, işin pratiğiyle yoğrulanlar, teorilerini ortaya koymakta haklıdırlar. Ürünü oluşturanlar, teorisyen olunca, geleceğin, fal okumaktan çok, gerçeklerden ders almak olduğu anlaşılır. 

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
02.07.2009
Bu makale 1140 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!