Söz Babamda? (5)

Bugün karavana var, dediler mi sevinirdik.

Bu haber bile beklenen bir olay.

Karavana gelir, bir ılık su.

Adı mercimek çorbası.

Her askerin tabağına ya bir, ya iki mercimek düşer. O da her zaman gelmez.

Açlık insana neler yaptırmaz?

Katır pisliklerinden arpa toplar, kavurur yerdik. Zaman olur ayağımızdaki çarıkları ateşte kızartır kıtır kıtır düşlerdik.

Katıra arpa çıkar, askere yemek çıkmaz.

Katır ve silah askerden kıymetli.

O şartlarda söylenmiş bir söz;

Allah açlıkla terbiye etmesin.

*

Ruslarla çatışma başladı mı sevinirdik? Ölümüne saldırırız. Ruslar çekilsin isterdik. Çünkü götüremedikleri erzak bize kalır. İşte o zaman karnımız doyar bayram ederdik.

*

Doğu Anadolu‘nun dağlarındayız. Yağan kar 3 metreyi bulur. Yürüyüşe çıkarken çarıkların iplerini, telefon direklerinin başına bağlardık.

Birlikler arası haberci salınır, geri dönmez. Kurtlar yememişse bir yerde donmuş kalmıştır. Karlar eriyince, bir meşe ağacının çatağında cesedi bulunur.

Sanıyorum, hayal gücüm yolda kalıyor.

Olamaz böyle bir şey.

Bütün bunlara bir insan nasıl dayanır?

Acaba o nesil dokuz canlı mı?

Ölüm karda, ölüm kurşunda yaşamak kaderde.

Dinlemesine bile katlanamayanlara göre o yaşam Kaf Dağı’nın arkasında masal.

Anadolu insanının efsaneler tesellisi ve umudu. Hatta yaşam için ölümsüzlük suyu.

İnanç, mananın görülen yüzü.

Örnek mi işte?

*

Karlı bir kış günü, dayanılmaz ayaz. Asker nöbette silah elinde donmuş kalmış. Silah askerden kıymetli. Silahı elinden alamadık. Komutana haber verdik. Yüzbaşı geldi, donmuş askerin elinden tuttu. “Oğlum, bu silah sana haram oldu artık, ver.” O an şehit asker silahı bıraktı.

İnanç, tartışılmaz.

Yaşanması imkânsız şartlarda ölümle sağ olanlar arasında fark, ancak böyle anlatılır.

Geleceği falda aramak bile yaşama bağlanma, umudumu taşıyor.

Boşluk bulduğumuz zamanda, 5-10 asker bir araya gelir konuşuruz. İçimizden biri yarım yamalak Arapça okur yazar. Bazen fala bakar gibi umutlandırıyor. Zor şartlarda teselli buluyoruz.

Bir gün…

-Arkadaşlar, biz bu savaşı kaybedeceğiz. Osmanlı yenilecek. Düşmanlar yurdumuzu işgal edecek.

Sonrası mı?

Peygamberimiz adında bir paşa çıkacak, bizi o kurtaracak.

Paşanın adı Mustafa Kemal olabilir.

Babam öyle anlattı.

Yaşanan tarihi miladi yazarsam 1916.

Fal olsun öngörü olsun, bu sözler asker için umut kaynağı.

Çaresiz insanları hayata bağlıyor.

Anlatan inanıyor. Dinleyen inanıyor.

Acımasız geçen kış bir yandan, daha kötüsü açlık, yokluk. Askeri düşman kurşununda çok kırıyor.

Ölüm gölgemizde dolaşıyor.

Zor arazi şartlarını giyecek, yatacak kıtlığı ekleniyor.

Çatışmalarda Azrail’in yetişemedikleri esir düşüyor.

Ruslar aldıkları esirleri Sibirya ‘ya taşıyor.

1917 tarihinde Rusya ‘da devrim oldu. Rusya savaştan çekildi.

İktidara Sovyet Sosyalistler geldi.

Geri çekilen Ruslar cepheyi Ermenilere bıraktı.

 

Yayın Tarihi
14.06.2016
Bu makale 979 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!