Yeni ulaşım sistemi Antalya’nın gündeminden düşmüyor.
Kentte her mekanda, her yaştan insan, sistemden yana hoşnutsuzluğunu bir şekilde dile getiriyor.
Yetkililerin’ iyileştirme yapılıyor, aksayan yönler düzeltiliyor, yakında yakınmalar bitecek” demesine rağmen sıkıntı bitmiyor, katlanıyor.
Sıkıntı en çok tramvaya yolcu taşıma sürecinde yaşanıyor.
Yeni sistemin devreye girdiği 20 Ağustos’a kadar zararına çalışan, kimi seferlerini 3-5 kişiyle tamamlayan tramvay, o tarihten bu yana kapasitesinin üzerinde yolcu taşımaya başladı.
Burada karlı olan tramvayı işleten Ulaşım A.Ş oluyor.
Ulaşım A.Ş’nin dışında sistemden memnun olan yok..
Vatandaş dertli, minibüsçü dertli, otobüsçü dertli.
Parayı yolculuğa yeniden başlanması ile toplu ulaşım esnafının gönlünü alma girişimi de tutmadı.
Esnaf tıpkı vatandaş gibi burnundan soluyor.
Yeni hatlar oluşturulmasına, yeni seferler konulmasına rağmen ulaşımdaki sıkıntının bitmesi, bitirilmesi de olanaksız görünüyor.
Zira tramvayın güzergahı yanlış..
Başka kentlerde, örneğin Eskişehir’de, Konya’da, Bursa’da, Kayseri’de tramvay hastaneye, postaneye, çarşıya, üniversiteye gidiyor.
İnsanlar, evlerine, işlerine ve okullarına zamanında ulaşmış olmanın rahatlığını yaşıyor.
Antalya’da ise güzergahının yanlışlığına rağmen, bunu da yerel seçimler öncesinde kamuoyu ile yetkililerin paylaşmış olmasına rağmen, tramvaya beslenme hatlarıyla yolcu taşımakta ısrar edilmesi sıkıntıyı artırıyor.
Yeni sistem uygulanmadan önce bir vatandaş 20 dakikada vardığı bir yere şimdi 1-1,5 saatte, hem de iki ya da üç araç değiştirerek gidebiliyor.
Resmen vatandaşa eziyet, çile çekmekten bıktı usandı Antalyalılar.
Şurası bir gerçek ki yerel seçimler öncesinde sivil toplum örgütleri CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni kazanması için destek verdiler.
Seçimlerin üzerinde 2,5 yıl geçti, Büyükşehir’de ulaşım başta olmak üzere işler iyi gitmemesine rağmen sivil toplum örgütleri süre tanınması düşüncesiyle Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirmediler..
Tıpkı partileri yıpranmasın diye CHP’liler gibi..
Ancak, ulaşımda yaşanan ve kolay kolay da bitmeyeceği anlaşılan sıkıntıların sivil toplum örgütlerini de ciddi biçimde rahatsız ettiği biliniyor.
Kamuoyunda ve basında suskun kaldıkları için ağır, kimi zaman da hakarete varan eleştirileri göğüslemeye çalışan STK’ların gelişmelerden çok rahatsız oldukları, özellikle toplu ulaşımdaki yeni sistem nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’ne tepkilerini göstermek için hazırlık yaptıkları bildiriliyor.
Ulaşım Büyükşehir Belediyesi’nin yasal görevi..
Ancak, yeni bir sisteme geçilecekse öncelikle bunun kent yaşayanları ile kentin dinamikleri ile paylaşılarak yapılması gerektiği gerçeği de ortada..
“Ben yaptım oldu’ mantığı önceki dönemlerde hiç sökmedi, Antalyalı fikrini sormayan, kentin gerçeklerini gözardı ederek bildiğini okuyanlara sandıkta dersini verdi..
Gözden kaçırılan en önemli nokta ise ‘halka rağmen’ kabul görmeyen, sempati ile karşılanmayan bir sistemi dayatmak, koşullar ne olursa olsun arkasına durmak ve durmaya devam edeceğini deklare etmek..
Vatandaş şikayetçi, dolmuşçu şikayetçi, otobüsçü şikayetçi ise, sistem bir türlü rayına oturmuyor, iyileştirme girişimleri de işe yaramıyorsa demek ki toplu ulaşımdaki yeni sistemde aksaklık var demektir..
Büyükşehir yönetiminin artık gerçeği görmesinin zamanı geldi de geçti..
En kısa sürede sorun çözülmez ise, vatandaşın şikayetlerine kulak tıkanmaya devam edilirse Antalyalı önceki dönemde olduğu gibi cezayı kesmeyi bilir..
Kimse bunu aklından çıkarmasın..
Seçime 30 ay kaldı, sayılı gün çabuk geçer.
Bizden söylemesi..