SUBAŞININ BAKIŞI

Silüet

Taha Akyol’un yazısı güzeldi… Selatin camilerinin, İstanbul silüeti olarak kalmasını istiyor ve Çamlıca’ya cami yapılacaksa uzmanlarca çok iyi tartışılmasını istiyordu.

Yazısının Sultan 1. Ahmet ve şeyhülislam Sunullah Efendi ile ilgili kısmı da hoştu. Kibre karşı güzel bir tevazu örneği idi. Sultan Ahmet caminin 6 minareli olması döneminde çok eleştiri almış…

Mekke-i Mükerreme caminin 6 minareli olması nedeniyle bir kibir örneği ve küstahlık olarak eleştirilmiş ve tevazu sahibi Sultan bundan çok etkilendiği için Mekkei- Mükerreme camine bir minare daha ekleterek 7 minareye çıkartmış.     

Ben de tartışmaların başladığı geçtiğimiz ay aynı anlama gelen bir twit yazmış ve İstanbul’un silüetine dikkat çekmiş “enleri” eleştirmiştim.

Başbakanın beğendiği, Kahramanmaraş’ta Abdülhamit Han caminin projesini yapan mimarın, Çamlıca tepesinde yapımı düşünülen caminin, ecdadın yaptıklarından ve Mekke-i Mükerreme caminden daha büyük ve görkemli olacağını açıklaması çok tepki çekti…

Sadece Taha Akyol değil çok sayıda yazar, çizer ve mimar eleştirdi…

Bu gün gazetelerde bir ilan dikkatimi çekti! İstanbul Çamlıca’ya yapılması düşünülen caminin projesinin yarışma düzenlenerek yaptırılacağı dernek tarafından duyuruluyordu! Eleştiriler dikkate alınmış en uzun en büyük diyen “en”leri sıralayan mimar devre dışı kalmıştı anlaşılan!

Toplumsal duyarlılık ve tepkiler çoğu zaman etkili oluyor! Öyle de olması gerekiyor. Bundan sonra ‘silüet’ konusu daha sık gündeme gelecek sanıyorum.

Şehircilik kültürümüz çok köklü olmadığı için çok eksiklerimiz vardır… Onun için batıyla kıyaslamayı pek uygun görmem ancak batının birikiminden mutlak yararlanmak gerektiğine inanırım.

Hele siluet konusunda hiç deneyimimiz yoktur. Antalya’da Falezler ile ilgili çalışma ve dönerciler çarşısı geniş ve demokratik çalışmalar sonucu elde edilmişti. Lara’da kat yüksekliği ve plan yoğunluğu hiç değişmemişti! Çalışmaların içinde halk, meslek odaları, muhalefet de vardı! Eski planda, Lara sahil yolu yok oluyordu. Ve yapılaşma falezlere çok yakındı… Sadece lara sahil yolunu korumak ve yapılaşmayı falezlerden uzaklaştırmak adına yapılmış iyi niyetli bir çalışmaydı.

Raporu hazırlayan komisyon her şeyi inceden inceye hesap etmişti ama siluet çalışması hiç hesaba katılmamıştı. Böyle bir tecrübe de pek yaşanmamıştı.

Dönerciler çarşısında da çarşı, geri çekilmiş yol genişlemiş çarşı alt yapıya kavuşturulmuş hatta maketi de sergilenmiş ve hiç itiraz olmamıştı ama sonuçta tamamlandıktan sonra çoğumuzun eleştirisini almıştı…

Bu tecrübelerden sonra Antalya’da ilk kez siluet komisyonu kurulmuştu. Belki Türkiye’de bir ilkti… Ve çok etkili görevler yapmış bu konuda birikimi olmuştu. Halen çalışmalara devam ediyor mu bilmiyorum ama bizim kentleşme kültürümüzde çok önemli bir eksikliktir.

Üç kapılardaki Karakaş Caminin projesini yaptırdığımız ve bu gün rahmetle andığımız Turgut Cansever hocanın proje yapımındaki titizliğini ve çevredeki tarih ve yapılaşma konusundaki duyarlılığı ve kapsamlı siluet çalışmasını hatırlayınca İslam eserleri konusunda onun benzerleri fazla olsaydı da görüşleri dikkate alınsaydı diye düşünüyorum…

Yayın Tarihi
24.07.2012
Bu makale 9428 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!