Şikayet hakkı

Bireyin şikayet hakkı vardır.

Yasalara aykırı düşen, suç işlenildiği kuşkusu veren bir halin, Cumhuriyetin

Savcılıklarına iletilmesiyle kullanılan bir haktır..

Şikayet hakkı yasa koruması altındadır..

Bazıları için şikayet hakkı, başkalarını taciz ve baskı altına almak için kullanılan

bir araçtır! Şikayetinde haksız çıkmanın bir bedeli de yoktur.

Şartları varsa iftira, hakaret suçları doğabilir...

Fazıl Say hakkındaki suç duyurusu, konuyu gündeme getirdi.

Cumhuriyetin savcısı, suç unsuru görmüş olmalı ki, konuyu sulh ceza

mahkemesi önüne getirmiştir. Kamu davası açmıştır!

Bu da onun takdiridir.

Vaktiyle, birileri Muazzez İlmiye Çığ'ı şikayet etmişti.

Bir asra sığan ömre erişmiş 'Sümer Ana' M.İlmiye Çığ'ı hakim önüne çıkardılar.

Orada kendisini savundu. Aklandı!..

Müşteki, sonucu itibariyle haksız bulundu.

Bir yaptırımı yoktu! Yaptığı yanına kar kaldı!.

Fazıl Say, bir twit (cıvıltı) atmış! Bin sene öncesine ait, Ömer Hayyam'dan bir dörtlük

yazmış! Üstüne üstlük bir de Ateist olduğunu yazmış! Sen misin bunları yazan?

Birileri yememiş içmemiş dinime hakaret ediyor diye “şikayet hakkını” kullanmış!

Savcılık, suçlamayı ciddiye almış olmalı ki, kamu davası açmış!

Bu yakınlarda duruşması varmış!

Dellillerin toplanması için, duruşma ileri bir tarihe ertelenmiş!

Dava açılırken gerekli deliller toplanmamış mı?

Suç unsuru var mı diye bir bilirkişi incelemesi yapılmamış mı?

Savcının meslek kültürü içinde çözebileceği konularda, bilirkişi raporu almasına

bile gerek yoktur. Re'sen değerlendirir ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir..

Dosyada kamuoyuna yansımamış şeyler de mi var?.

Demem şu ki, bazı kişiler haklı, haksız “şikayet hakkını” kullanırlar.

Savcılık makamı, yargı aşamasına geçmeden, bunların pek çoğunu ayıklar!

Kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Müşteki ısrarlı ise en yakın ağır ceza

mahkemesinde itiraz edebilir.

Düşünme ve düşünceyi açıklama suç değildir. Fikir özgürlüğü, şikayet hakkı kadar

kutsal bir haktır.. Demokrasilerde “dokunulmaz” haklardandır...

Savcılık soruşturması sırasında, gereken ayırım yapılarak, düşünceye ilişkin suçlamaların

o aşamada söndürülmesi gerekir..

Şimdi Fazıl Say üzerinden spekülasyonlar yürütülmektedir.

Artık bu dava dünyanın gözü önünde yürütülmektedir.

Türkiye'nin dünyadaki ve Avrupadaki yeri, bu davalarla saptanacaktır.

Sayın Başbakan, “ Bir şiir okuduk, hapis yattık!” diye yakınmaktadır.

Yargılanması ve hapis cezası alması gerçekten inciticidir.

İncinmekte ve yakınmakta haklıdır!

Ancak, devr-i iktidarında, benzer sebeplerle başkalarının yargılanıyor olması da inciticidir!

İnfaz gibi tutuklama süreleri de inciticidir.

Toplumu, fikir sahiplerini, karar mercilerini etkileyen baskıların açık işaretidir!

Baskı altındaki toplumlarda ne demokrasi, ne de ' ileri ' demokrasi gelişir!

İnsanların fikrini açıklamaktan ürkütülmesi, demokrasiyle bağdaşmaz!

Fikrini, düşüncesini açıklayanların, yargı önüne taşınması, baskı unsuru olarak

kullanılamaz!Yargının bir baskı unsuru gibi kullanılması, başta toplumun adalet ve

güven duygusunu sarsar!

Ölçülü, duyarlı ve saygılı olunması gerekir!.

Sağlıcakla kalın....

Yayın Tarihi
23.10.2012
Bu makale 5443 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!