Çeşitli sembolleri kullanıyoruz.
Bizimle bütünleştiğine ve bizi tanımladığına inanıyoruz.
Önceleri çok yaygın değildi. Sadece kendi odalarımızda kullanırdık.
Sonra evlerin diğer odalarında da kullanmaya başladık.
İşi biraz daha ilerlettik, iş yerlerinde kendimize ait küçük alanlarda kullanmaya başladık.
Sonra da ofislerin en görülen mekanlarında kullandık.
Giderek yeni mecralar bulmaya başladık.
Vücudumuzun çeşitli yerlerine işliyoruz.
Giyim eşyalarında giderek büyüyen oranlarda semboller taşıyoruz.
Şimdilerde ise otomobillerin her tarafında kullanıyoruz.
Önceleri görülmeyen yerlerdeydi, şimdilerde ise kör göze sokar biçimde abartıyoruz.
Sembolleri kullanım yerleri ile birlikte kullanılan temalar da değişmeye başladı.
Önceleri, sevgi, aşk sembolleri kullanılırdı.
Çin alfabesinden harfler, ejderhalar ve bazı hayvan sembolleri vardı.
Kıbrıs’ ta askerlik görevlerini yapanlarla birlikte vatan içerikli semboller kullanılmaya başlandı.
Yabancı ülkelerde gittiğimiz okulları ve gittiğimiz ülkeleri gösteren eşyalar bizi tanımlamanın en önemli sembolleriydi. Çünkü; Statü belirliyordu.
Metalika ve rock akımlarının sembolleri ise modernleşmenin son aşaması oldu.
Ne olduysa yakın zamanlarda bir değişim başladı;
En gözde mecralar, giyim eşyaları (ve giyim tarzı), otomobillerin arka camı ve sosyal medya oldu. En fazla kullanılan semboller ise belli akımları sembolize eden “M Kemal Atatürk” portresi ve imzası, “ay-yıldız” ve dini akımları sembolize eden “Allah” yazısı.
Öyle bir hale geldik ki, herkes ya Atatürkçü ya da değil. Herkes ya dindar ya da değil.
Tarafız.
Pazara kadar değil, mezara kadar tarafız.
Her eşyamızla, her tavrımızla tarafız.
Birileri hangi tarafta ve hangi görüşte olduğumuzu bilsin ve görsün istiyoruz.
Ama taraf olduğumuz her şey sadece sembollerde.
Arabamıza koyduğumuz hiçbir sembol bizi daha iyi ve daha saygılı araba kullanan yapmıyor.
Hiçbir inanış bizi daha adil ve tarafsız yapmıyor.
Taraf olduğumuz hiçbir şey hoşgörümüzü artırmıyor.
Hiçbir akım ülkenin kaynaklarını verimli ve temiz kullanan vatandaş üretmiyor.
Hiçbir sembol bizi daha medeni ve daha erdemli yapmıyor.
Bir hayat tarzı ki sadece sembollerde ve gösterişte yaşanıyor.
Bizi daha iyi ve daha duyarlı insanlar topluluğu yapmıyor.