Saray'ın Adamları Öfke Kusmuş

Seçilmiş, vekil olmuş, bakan olmuş insanlara ‘Saray’ın adamları’ demek doğru mudur? Bu soruyu kendime sordum ve yaşananlara bakınca, doğrudur diye düşündüm. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı için sert bir üslupla, ‘diktatör bozuntusu’ deyince kurulmuş saat gibi harekete geçen AKP’li bakanlar, milletvekilleri, havuz medyasının kalemşorları hep birlikte bir saldırı başlattılar. Başbakan Ahmet Davutoğlu, “kötü söz sahibinindir” dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu, zannediyorum ki kendi vasfını tarif etmiştir” dedi. ‘Jöleli’ diye tarif edilen Yiğit Bulut ise her zamanki gibi en uzun açıklamasını yaptı. Malum kendisi Cumhurbaşkanı danışmanıdır. Yiğit Bulut diyor ki; “Sayın Cumhurbaşkanı, seçilmiş siyaset havuzunun bir parçası değildir. Cumhurbaşkanı halktan en yüksek oyu alarak o makama gelmiştir. Partiler birbirine istediğini söyleyebilirler, eleştirebilirler. Cumhurbaşkanlığı makamı devleti temsil eder. Bunun partiyle de bir alakası yoktur. Bütün siyasi kimliklerin ötesinde bu ülkenin ve devletin çatısını temsil eden bir makamdır”.

En sihirli sözcükleri Yiğit Bulut söylemiş. Yazısını alın, tersine çevirin ve Yiğit Bulut’a sorun: Devletin en tepesindeki insan, siyasi kimliklerin üstünde olması gereken birisi neden sadece toplumun bazı kesimlerinin cumhurbaşkanı gibi davranır? Temsil ettiği gücü neden sadece siyasi bir partinin lehine kullanır? Buna cevap verebilir misin bilmiyorum Yiğit Bulut.
Şimdi toplu olarak cevap verelim: AKP’liler kocaman bir yalan makinesi gibi çalışan bir organizasyonun parçalarıdır. Bu ülkede siyaset kurumuna kötü sözleri monte eden ve insanlara haksız şekilde saldıran kişi Cumhurbaşkanının bizzat kendisidir. Cumhurbaşkanının muhalefet liderlerine ettiği lafları yazmaya kalksak inanın bu sayfalar yetmez.
Ey çifte standartlı AKP’liler, keşke Kılıçdaroğlu’na gösterdiğiniz tepkinin en az yarısı kadar Cumhurbaşkanı’na da, ‘efendim bu üslup bize yakışmıyor’ deme cesaretini göstermiş olsaydınız.
Bunu yapsaydınız şimdi daha inandırıcı olurdunuz.
Bakın sanal alemi takip edin, göreceksiniz ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Cumhurbaşkanı’na ettiği laflardan dolayı CHP’liler eleştiri getirmişlerdir. Bu üslup yakışmadı demişlerdir. Oysa siz hiçbir zaman bu yürekliliği gösteremeyecek kadar ‘Saray’ın adamı’ olmuşsunuz.
Türkiye’nin acilen bu kötü ve iğrenç üsluptan kurtulması gerekmektedir. Ama bu ikiyüzlü, riyakâr politikalarla olmaz. Başbakan, bakanlar, bilhassa sarayın kuzusu Burhan Kuzu; sizlere sesleniyorum. Aynı tepkiyi Cumhurbaşkanı’na da gösterdiğiniz gün size inanırım, beni bırakın toplum inanır.
Bir Cumhurbaşkanı siyasi parti temsilcisi gibi davranamaz. Her kızdığında kızdığı kişi veya kurumlara hakaret edemez. Daha dün gibi hatırımızda; çözüm sürecine inanmayanlara, neler söylediğini bulup okuyabilirsiniz. “Apo’yla görüşülmesine ben izin verdim, şikâyeti olan bana gelsin” sözü orada duruyor. Bugün tam tersini söylüyor, tam tersi davranıyor.
Bizler Cumhurbaşkanı’nın hangi sözüne inanacağız? Hangi vaatlerini ciddiye alacağız, bir söyler misiniz? Evet, Kılıçdaroğlu’nun hitabını benimsemiyoruz, bu üslubu sevmiyoruz. Ama Cumhurbaşkanı’nın üslubunu hiç sevmiyoruz.
Bu ülkenin seçilmiş Başbakanının, seçilmiş bakanlarının, üslubunu bozan tüm insanlara aynı tepkiyi göstermesini bekliyoruz. Yoksa ‘Saray’ın adamları’ tanımı onlara söylenmeye devam edecektir. Şu an ülkeyi yöneten AKP, topluma bu konuda örnek olacak mesajlar vermeli ve toplumu rahatlatmalıdır.

Yayın Tarihi
21.01.2016
Bu makale 1020 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!