Robot öğrenciler

Hızlı bir değişim yaşıyoruz..

Hayatın her alanında yaşanıyor bu değişim.

Kimilerine göre ‘gidişat iyi’.

Hayatı toz pembe görenler de var..

Hızlı değişime destek verenlerin profili ise oldukça ilginç..

Mutlu bir azınlık memnun hayatından.

Onlar için ilke, değerlere saygı, gelenek, görenek hak getire.

Kazanmak, daha çok kazanmak adına ne gerekiyorsa yapıyorlar.

Bu anlayış yaygınlaştıkça da toplumdaki çürüme de o oranda artıyor.

Özal dönemiyle başlayan ‘ köşe dönmeci’ anlayış, geleceğimi emanet edeceğimiz genç nüfusu bir hayli etkilemiş görünüyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 25 bin öğrenci ve 13 bin öğretmenle yaptığı bir anket çok çarpıcı sonuçları ortaya çıkardı.

Ankete katılan öğrenciler, kendilerini ‘başarı’nın mutlu ettiğini söylerken, öğretmenleri oları yalanlayıp, “hayır parayı seviyorlar’ yanıtını vermiş.

Anketin amacı değişen şartlara uygun olarak eğitim felsefesini belirlemek ve 21.nci yüzyıl öğrenci profili’ni çıkarmak..

Anket sorularını yanıtlayan öğretmen ve öğrencilerin görüşlerindeki aykırılık, nasıl bir toplum haline geldiğimizin de belgesi gibi..

Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketinde “Seni hayatta en çok ne mutlu eder” sorusuna liselilerin yüzde 38’i ‘başarıdan mutlu olurum” demiş..

Öğretmenler ise ‘hayır doğruyu söylemiyorlar, yüzde 48 oranındaonlar için önemli olan para’ demişler.

Anketin çarpıcı sonuçlarından birisi de öğrencilerin sahip olunan değerler konusu.

Öğrencilere göre namus yüzde 89. oranında ‘çok önemli’

Kız öğrencilerin yüzde 89’u, erkek öğrencilerin ise 83.7’si namusun çok önemli olduğunu söylemişler.

Öğretmenlere göre ise öğrencilerin yüzde 11’i için namus çok önemli, yüzde 42’si için önemli..

Şimdi gelelim anketin asıl hedef sorusuna.

Dervişin fikri ne ise zikri de odur derler..

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrenci profilini çıkarmak gibi bir kaygısı yok..

Bakanlık için önemli olan ‘din’, anketin can alıcı sorularından birisi dinle ilgili..

Öğrencilere malum merkezlerden gelen talimat doğrultusunda ‘Dini değerlere ne kadar bağlısınız “ sorusunu yöneltilmiş.

Yanıtlara göre liselilerin yüzde 70’den fazlası dini değerlere bağlı olmanın çok önemli olduğu cevabını vermiş.
Dini değerlere bağlılık konusunda öğretmenlerin yüzde 48’nin çok önemli, ya da önemli yanıtını verdiği bildiriliyor.
Annenin eğitimine göre iki soruya verilen yanıtlar değişiyor. Annesi en fazla ilkokul mezunu olan öğrencilerin yüzde 70'ten fazlası dini değerlere bağlı olmanın 'çok önemli' olduğunu belirtiyor. Lisans, yüksek lisans ve doktora yapan annelerin çocuklarında bu oran yüzde 39.9'a düşüyor. Annenin eğitim düzeyi arttıkça, liseli eğitim sistemini sorguluyor.
Liselinin yüzde 45'i 'eğitim sisteminin kendilerine değer verdiği' görüşünde. Yüzde 55'i kısmen katıldığını ya da hiç katılmadığını söyledi. Eğitimin uluslararası standartlarda olduğu, sanat duyarlılığı kazandırdığı, yeterli yabancı dil öğrenildiği önermelerine kısmen katılan veya hiç katılamayan öğrenciler yüzde 50'nin üzerinde.

Öğrencilerin özgürlüğün önemiyle ilgili soruya yüzde 75'i 'önemli' yüzde 20'si 'çok önemli' diye yanıt verdi.

Zengin olma, ahlaklı olma, iyi bir iş sahibi olma, dürüstlük gibi birçok değer öğrencilerin önemli gördüğü değerler arasında yer aldı. Öğretmenler yine aksi görüşte. Öğrencilerin yüzde 74'ü ise itaatkarlığın önemli ya da çok önemli olduğunu düşünüyor.
Öğretmenler yüzde 65 oranında eğitim sisteminin küreselleşen dünyaya ayak uyduramadığını, yüzde 73 oranında eğitim felsefesinin sorunlu olduğunu, yüzde 68 oranında eğitim sisteminin öğrenci sorunlarını çözmede yetersiz olduğunu düşünüyor. Büyük kısmına göre sorunlar sistematik.

Aslında anketin asıl amacının ne olduğunu kestirmek güç değil..

Antalya’da yaşanan 1 metre yasağı’ da Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim sistemini nereye götürmek istediğinin en net örneği.

Yarının sahiplerinin kafasını böylesi anketler ve sorularla bulandırıp, sorgulamayan, düşünmeyen, düşünemeyen bir toplum yaratmak istiyor Milli Eğitim Bakanlığı.

 Yani ‘robot’ yaratmak istiyor eğitim sisteminin başındakiler..

Antalya’da okullara son yıllarda atanan müdür, müdür yardımcısı ve bir bölüm öğretmenlerin profiline bakılırsa amacın ne olduğu daha da belirgin bir şekilde ortaya çıkarılmış olur..

Yayın Tarihi
17.10.2011
Bu makale 3400 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!