Pinokyo Bile Bu Kadar Yalan Söyleyemezdi

Antalya binlerce yıldır nice beylere, sultanlara, krallara ev sahipliği yapmış.
Bu kral ve sultanlar kendi isteklerine göre bu kenti şekillendirmişler, hatta bir ara kentte yaşayan Müslüman ve Hıristiyan ahali geçinemiyor diye kenti ikiye ayırmışlar.
Kim ne yaparsa yapsın tarihin o acımasız sürecinde bu kentte ne krallar kalmış, ne beyler, ne de sultanlar.
Kralların ve sultanların hüküm sürmediği yeni modern dünyamızda, bu kenti tekrar eski günlerdeki gibi ikiye bölmeye çalışan, kendinden olmayanlara yaşam hakkı vermek istemeyen sultan özenticileri çıkabiliyor.
Yaptığı haksız uygulamaları yalan ve iftiralarla süsleyip halkı kandırmaya çalışıyor.
Antalya onu “Antalya’ya iyi gelecek” sloganlarıyla tanıdı.
Antalya’ ya iyi gelip gelmediği yavaş yavaş anlaşılmaya başladı ama ne çare bir defa mührü ele geçirdi.
O mührün kendisine tanıdığı zaman sürecinde kendisi gibi düşünmeyenleri birer birer cezalandırmaya devam edecek.
Yüzlerce insanı işinden etmekten çekinmedi, bu kentin dağlarını, ovalarını ve en güzel arazilerini yağmalatmaktan ve yandaşlara peşkeş çekilmesinden rahatsızlık duymadı.
Birçok gezginin yeryüzü cenneti diye tabir ettiği Antalya’yı beton yığını haline getirmekten çekinmiyor.
Piyano tuşlarına basan o elleriyle insanların değerlerine saldıran kararlara imza atarak kendi kafasına göre bir kent modeli oluşturmaktan da çekinmiyor.
Toplumsal tepkiyi en aza indirmek üzere yaptığı infazları yalanlarla süslemekten burnu Pinokyo’nun burnu gibi oldu.
Uzadıkça uzuyor.
Bu kent tarihte birçok defa yağmalanmış, saldırıya uğramış, bazen saldıranlar başarmış, ele geçirmiş, bazen de avuçlarını yalamışlar.

ANTALYA YİNE SALDIRI ALTINDA

İşte günümüzde bu kent tekrar bir saldırı altında ve ele geçirildi.
Kendisi gibi düşünmeyen, kendisine biat etmeyenlerin buluştukları mekânlar birer birer ele geçiriliyor.
Geçmiş yıllarda bu kenti ikiye ayırdıkları gibi yine ikiye ayırıyorlar.
Binlerce yıllık sedir ormanlarımız adaletsiz bir savaş ortamında yok ediliyor.
Koca sedirler birer birer dev gövdeleriyle gözünü para hırsı bürümüş haramilerce yerlere seriliyor.
Oysa her ağzını açtıklarında biz Fatih’in torunlarıyız diyen bu zihniyet, Fatih’in “ormanlarımdan bir ağaç kesenin kafasını keserim” sözünü bile hatırlamak istemiyorlar.
Çirkince, arsızca zenginleşiyorlar.

ÇAĞDAŞ YAŞAM

Yalan ve iftira dolu sözlerle 22 yıllık bir kurum olan Ansan’ı boşaltan, sanatçılarını gaz ve copla dağıtan bu zihniyet, şimdi de gözünü Çağdaş Yaşam’a dikti.
Aynı yalan ve iftiralar burada da sürüyor.
Tinerci mekanı oldu orası diyor.
Oysa Emniyet kayıtları bu yalanları desteklemiyor.
Ansan’da sanat yapılmıyor diye bas bas bağırdılar, yardakçılarıyla birlikte, oysa bu yalanları söyleyen ve yazanların çocukları bile ilk sanat deneyimlerini Ansan’da almışlardır.
Bu yalan ve iftiraları kusan o küçük beyinliler arşivleri tarasalar binlerce sanatsal etkinliğe imza atan bir Ansan görürlerdi karşılarında.
Geçenlerde yapılan Büyükşehir Meclisi’nde CHP gurubunun da evet oylarıyla Ansan ihanet çemberinin ortasında kalakalmış.
Gerekçe şehit aileleri.
Oysa her CHP’li bilir ki bu zihniyetin şehitlere olan saygısı ancak “kelle” tabiridir.
Şehit olmuş askerimize “kelle” diyebilecek kadar şuursuzdur bu zihniyet.
Türk ordusunun generallerini saçma sapan gerekçelerle zindanlara atan da bu zihniyettir.
Bunu bilmeyen CHP’li yoktur diye düşünürken, bilmeyenlerin varlığı ayrı bir acı olarak kalacak içimizde.
Ansan’da dayak yiyen, gaza maruz kalan insanların dayanışması bile CHP gurubunu etkilememiş anlaşılan.
Oysa meclise seçip gönderdiğimiz insanlar, rantiyecilerin tuzaklarına düşüp, Batı Çevre yolu ile ilgili kararlarda, Ansan ve çağdaş yaşam gibi kararlarda bizi utandırmamalılar.
Zalimin zulmü varsa, haklının dayanışmasını göstermeliydiler.