Peki, neden bu kadar mutsuzuz?

Sevgili okur;

Bugün mutluluk geldi, bu yazının başköşesine oturdu.

En bilinenden başlayalım. Sinirbilimciler derler ki mutluluğun resmini çizemeyiz ama formülünü verebiliriz. Hatta bir düğmesi vardır derler. Sır değil: Nükleus akkumbens. Bu düğmeyi kullanmayı bilen molekül teknikerler bizzat insan organizmasının beyninde ve bağırsaklarında üretilen Dopamin ve serotonin. Yani, dopamin nükleus akkumbense dokununca biz mutlu oluyoruz. Mutluluk verici olan şu ki, mutluluğu satın almak için çok paralar harcamamıza gerek yok. Düğmesi bizde, düğmeyi kullanmayı bilen teknikerler bizde.

Peki, neden bu kadar mutsuzuz?

Birincisi, zevk ve mutluluk farklıdır. Duyu objeleri duyu organları aracılığıyla bedenle temasa geçince zevk ortaya çıkar. Örneğin, çikolata dil aracılığıyla bedenle temasa geçince insan zevk alır. Bu zevk alma olayının kendisi insanı mutlu eder. Fakat bu geçici bir mutluluktur ve mutlak mutluluğun sadece bir yansımasıdır. Zevk olarak bilinen şey aslında sadece gerginliği atmak ve rahatlamaktır. Örneğin aç kalan insan gerginleşir, sinirlenir, mutsuz olur. Mutlu olmak için bu gerginliği atması gerekir, karnını doyurunca gerginlik geçer ve rahatlar. Geçici yapay mutluluk peşinde koşan insan mutsuzluk çarkında döner durur. Güzel sesler, kokular, görüntüler, tatlar ve dokunuşlar sayesinde mutlu olma arayışı devam eder gider.

Beden aracılığıyla elde edilemeyecek gerçek mutluluk nedir öyleyse? O özsel bir olgudur. Bireyin kendine has doğasından kaynaklanmaktadır ve varlığının ayrılmaz bir parçasıdır. Büyük Üstad der ki “Gerçek varlığında nedensiz mutluluk saklıdır fakat mutsuz oluyorsun çünkü öz varlığının ne olduğunu unutmuşsun. Yani mutsuzluğun ana nedeni unutkanlıktır. Birey gerçek doğasını unutunca acı çekmeye başlar ve asla mutlu olmaz. “

Zaten içimizde olan bir şeyi neden dışarda ararız? Onun içimizde olduğunu bilmemiz mutlu olmak için yetmiyor mu? Evet, yetmiyor. Çünkü önce kendimizi tanımalıyız, ne olduğumuzu bilmeliyiz. İnsanlığın bütün kültürel tarihsel bilimsel mirasını bilmeliyiz; EVRENİ BİLMELİYİZ, VAROLUŞU BİLMELİYİZ.

Kendini bilmek, mutluluk ve mutluluğun ötesindeki saadet haline ulaşmak için bir anahtardır. Birey kendini tanıyarak evrensel görevini idrak edince gerçek mutluluğun verdiği huzur ve sevinçle dolar. Kendi bedensel geçici mutluluğunu unutup başkalarının mutluluğu için hareket eder. İşte o zaman gerçekten memnun ve mutlu olur.

Cansız nesnelere bağlı olan mutluluk geçicidir. Mutluluğun ölümsüz olması onun ölümsüz öğelerden beslenmesine bağlıdır. Gerçek ve sonsuz mutluluğun temeli koşulsuz ebedi sevgidir. Mutluluk şefkat, merhamet ve yardımseverlik duygularıyla beslenir.

Gerçek mutluluğun para, güç, prestij, hırs ve başarıyla hiçbir ilgisi yoktur çünkü gerçek mutluluk tamamen farklı bir boyuta aittir. Mutluluk insanın kişiliğinden kaynaklanmaz, ruhi özünden kaynaklanır. Bizler sahip olduğumuz kişilikler değiliz, eylemlerimiz sonucu bu kişiliklerimizi oluşturduk. Fakat mutluluğu oluşturamayız çünkü mutluluk oluşturulabilecek bir şey değildir. Mutluluk özümüzden kaynaklanır ve biz özümüzü oluşturmadık; ruhi özün kendisiyiz. Nasıl ki kişilik yapısı geçici ve yapaydır, bu kişilik yapısında ortaya çıkan mutluluk da gerçek değildir, geçicidir. Gerçek mutluluğu yaşamak ve mutsuzluktan özgür olmak için kişilik yapımıza değil, ruhi özümüze merkezlenmeliyiz. 

Yani mutluluk bedenden değil, onun içindeki ruhi özden kaynaklanmaktadır. Yüzeysel, alışılagelmiş, sıradan, ömrü kısa olanın aksine derin, sıra dışı ve ebedi olan gerçek mutluluk insanlığa koşulsuz ve beklentisiz hizmet sayesinde ortaya çıkar. Bunun için varoluşun akışına tümüyle teslimiyet gereklidir. Kuşlar gibi.

Özgürce mutlu olmak için didişmek, savaşmak, çabalamak gerekmez. Sadece oturmak ve sükûnete dalmak gerekir. O içimizdeki hisse bakmak ve onu görmek gerekir. Ancak Orijinal Yoga Sistemi teknikleriyle o duyguyu dışarı çıkarabiliriz.

Mutsuzuz çünkü mutluluğun bizde olmadığını düşünüyoruz ve mutlu olmak için bir şeylerin peşinden koşuyoruz. Bu bir inançtır. Mutlu değilim ve mutlu olmak için bir şeyler yapmalıyım inancı. Mutlu olmak için bu inancı bırakmalıyız. Mutluluk bende zaten var demeliyiz. Ama bu mutluluk şovu yapmak, mutluluk oyunu oynamak değildir. Bu yüzeyseldir. Mutluluk içimizde var, olmasaydı içimizden yükseldiği o anları zaten hiç yaşamazdık. Mutluluk bizde var ve mutlu olmak için hiçbir şeye ihtiyacımız yok.

İçimizde bir mutluluk kaynağı mı var? Biz ve içimizdeki kaynaklar. Hayır. Bu algıyı da terk etmeliyiz. YOGA bütünleşmek demektir, sahip olduğumuz ve kendimizden ayırdığımız o mutlulukla bütünleşmek. Zaten sahip olduğumuz o kaynağa ulaşmak, onu canlandırmak ve bütünleşmek için HERGÜN Orijinal Yoga Sistemi uygulamak. Festivallere katılmak ve nedensiz coşkuyu koşulsuz sevgiyi sebepsiz mutluluğu gerçek bir Yoga Üstadıyla deneyimlemek.

Sonra.

Zaten doğamızda olan mutluluk içimizden yükselir, kalbimizden taşar ve sonra gelir bir yazının konusu olur. Nedensiz ve sonsuzca içinizde köklenmiş o kalıcı mutluluğunuzu size hatırlatır.

Sevgi ile kalın.

 

*Kaynak: Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf, Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu olunur?, 2016.

*Kaynak: Yoga Academy Journal, Sayı 19-20, 2017.

*Yoga Şenliği, 13-14-15 Ekim 2017, Elit Palas Hotel, Kavaklıdere Ankara. Şenlik Rezervasyon: 0531 9679373.

* Ayrıca Orijinal Yoga Sistemi ücretsiz tanıtım çalışması için bilgi: Yoga Academy Antalya-0531 935 6974.

Yayın Tarihi
04.10.2017
Bu makale 3508 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!