Özür dileriz öğretmenim

Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü..

Herkesin ağzından bal damlayacak.

Öğretmene övgüler düzülecek..

Öğretmenin toplumdaki yerinden, saygınlığından dem vurulacak..

Öğretmenin değeri örneklerle anlatılacak.

Parmak ısırtan, ağızların açık kaldığı nutuklar atılacak.

Öğretmene yönelik fiyakalı laflar edilecek..

Duygusallık öne çıkacak..

Kimi konuşmacılar timsah gözyaşı dökecek.

Mikrofon ve kamera karşısında herkes öğretmen mesleğinin kutsallığından, öğretmenin toplumdaki çok özel yerinden söz edecek..

Sorunlar konuşulacak, otoriteler fetva verecek..

Bir günlüğüne de olsa herkes öğretmen dostu olacak.

Sonrası malum..

Eski hamam eski tas..

Bugün atılan nutuklar, verilen sözler yarından tezi yok unutulacak..

Aslında gerçeği hepimiz biliyoruz.

En kutsal mesleğin mensupları olan öğretmenlerin hangi koşullarda yarının sahiplerini yetiştirmeye, aydınlatmaya çalıştığına şahidiz..

Öğretmenlere karşı ne denli suçlu olduğumuzun da bilinci içerisindeyiz.

Gerçek şu ki bu şerefli, onurlu mesleği özveri ile yapıyor öğretmenler..

Şiddet görüyor, horlanıyor, itibarsızlaştırılıyor.

Baskı, tehdit ve şantajla karşı karşıya öğretmenler..

Siyasi kadrolaşma büyük sıkıntı.

Seçtiği sendika yüzünden sürülen, cezalandırılan, maaş kesintisi yapılan öğretmenler var Antalya’da.

Fikirlerinden ödün vermeyen, amirlerine yaranmak adına yağcılık yapmayan, mesleğini kimi çıkarlar için satmayan öğretmenler için sıkıntı katlanıyor.

Fişlenmek, dinlenmek, izlenmek korkusu var öğretmenlerin.

Bir de maddi sıkıntılar elbette.

Üç kuruşa çalışıyor öğretmen..

Bir yandan evinin kirasını, çocuğunun süt parasını düşünürken, diğer yandan öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmek, topluma yararlı birer birey olarak hayata hazırlamak için sıkıntılarını, dertlerini, acılarını öteliyor..

Antalya’da evinin nafakasını temin etmek için seyyar satıcılık yapan öğretmenler var..

Pazarda tezgah açan, geceleri de taksi şoförlüğü yapan öğretmenleri biliyoruz.

Dahası içkili mekanlarda müzisyenlik, garsonluk, komilik yaparak evine ekmek götürmeye çabalayan öğretmenlerin varlığından haberdarız.

Örnekleri çoğaltmak mümkün..

Tablo hiç de iyi değil..

Öğretmenler çok zor koşullarda onurlu mesleklerini yapmaya çalışıyor, tüm olumsuzluklara rağmen de şikayet etmiyor.

Öyle bir tabloda 24 Kasım’ı Öğretmenler Günü olarak kutlamışız neye yarar..

Öğretmene onurlu bir yaşam sağlayacak ücret veremedikçe, iktidar ve mahalle baskısından arındıramadıkça, örgütlenme hakkını kullanmasına olanak sağlamadıkça, baskıdan, tehditten, horlanmadan kurtaramadıkça ne anlamı var 24 Kasım’ın

Özür dileriz öğretmenim..

Sana layık olamadık..

Sana onurlu, başı dik bir ortam yaratamadık..

Seni baskılardan, tehditlerden koruyamadık.

Sana sahip çıkamadık, tersine horladık, sürdük, süründürdük, olmadı suçladık, yargısız infaz ettik..

Sen asla küsmedin, kırılmadın bize..

Sınıfını, çocuklarını koşullar ne olursa olsun ihmal etmedin..

Hep güler yüzlü, sevecen oldun, sıkıntılarını içine attın, bize yol gösterdin, fikirlerinle bizi aydınlattın..

Sadece 24 Kasım’larda seni hatırlıyoruz.

Yarın unutacağız, 365 gün sonra yeniden hatırlayacağız..

Biz böyleyiz işte..

Özür dileriz öğretmenim..

 

Yayın Tarihi
24.11.2011
Bu makale 3687 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!